Dünya Veteriner Hekimler Günü, Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Veteriner Fakültesi tarafından düzenlenen etkinlikler ile kutlandı.

Veteriner Fakültesi önünde 2. Süt Koşusu ile başlayan etkinlikler, Veteriner Hekim Yürüyüşü ve akabinde AKÜ tören alanında yer alan Atatürk büstüne çelenk koyulması ile devam etti. Veteriner Fakültesi konferans salonunda düzenlenen törene ise AKÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Şuayıp Özdemir ile Prof. Dr. Yılmaz Yalçın, Veteriner Fakültesi Dekan V. Prof. Dr. Erkan Karadaş ve Afyonkarahisar Veteriner Hekimler Odası Başkanı Prof. Dr. Fatih Mehmet Birdane ile birlikte öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.

Düzenlenen törende ilk konuşmayı yapan Veteriner Fakültesi Dekan V.  Prof. Dr. Erkan Karadaş, Dünya Veteriner Hekimler Birliği tarafından bu yıl için “aşılama” konusunun tema olarak kabul edildiğini belirtti. Karadaş, “Aşılama; koruyucu veteriner hekimlik, hayvan sağlığının ve refahının arttırılması, insanların hayvanlardan geçen hastalıklara maruz kalma riskinin azaltılması bakımından vazgeçilmez bir araçtır. Çünkü koruma tedaviden önemli ve önceliklidir. Bir veteriner hekimin cephanesindeki en değerli silahı aşılarıdır” dedi.

Hayvanlara eziyet medeniyetimizin ve inançlarımızın asla parçası olamaz

İnsanlardaki hayvan sevgisinin yaş ilerledikçe azaldığına dikkat çeken Prof. Dr. Karadaş, “21. yüzyılda hayvanlar duygulanabilen canlılar olarak kabul görürken, ülkemizde ise son dönemlerde güncel bir sorun olarak hayvanlara yapılan eziyetler, kötü muameleler ve işkenceler ön plana çıkmaktadır. Ulusal basına yansıdığı üzere sokaklarda yaşayan hayvanlara yapılan eziyetler kamuoyunun büyük tepkisini çekmekte, veteriner hekim olarak camiamızın içini acıtmaktadır. Hayvanlara kötü davranma, eziyet etme, işkence etme bizim medeniyetimizin ve inançlarımızın asla bir parçası değildir. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde bu konularda birçok vakıf kurulduğunu da biliyoruz” diye konuştu.

Birinci Dünya Savaşını bir hastalık bitirdi

AKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şuayıp Özdemir ise Kuran-ı Kerim’de hayvanların isimleriyle ilgili surelerin yer aldığını ve bunlardan birisinin de örümcek anlamına gelen Ankebut suresi olduğunu ifade etti. İlgili surede insanlara birçok mesaj verildiğini kaydeden Özdemir, “Örümceğin küçük görülen ağı, bir çelik kadar dayanıklıdır. Sureye göre sağlam diye sandığınız bu betonarme binalar, kazandığımız paralar, itibarlar, ünler gelip geçicidir. Ben bu ayetlerin mesajını böyle anlıyorum. Tüm dünyanın savaştığı Birinci Dünya Savaşını mesela, küçük görülen bir İspanyol gribi hastalığı bitirmiştir. Bugün içinse hepimiz sorumluluk sahibiyiz. Turizm Fakültesi Dekanlığı yaptığım dönemde öğrencilere hep şunu tavsiye ettim. Bir bardağın üzerindeki leke bile bizim işimizi ne kadar iyi yapıp yapmadığımızı gösterir. Küçük demeyeceğiz, işimizi güzel bir şekilde yapacağız” dedi.

Osmanlı Devleti veteriner hekimlikte öncü olmuştur

Afyonkarahisar Veteriner Hekimler Odası Başkanı Prof. Dr. Fatih Mehmet Birdane ise aşı üzerine yaptığı konuşmasında aşının koruyucu hekimlikteki önemine değindi. Birdane, “Dünyada şu anda giderek artan bir trend var. Aşıların zararlı olduğu, özellikle insanlar üzerinde yapılan aşıların şu an ölçülemediğini söyledikleri genetik ve beyinsel bazı hastalıkları tetiklediği ile ilgili düşünceler var. Aşıların hepsi zaten yüzde yüz iyidir ya da yüzde yüz sonuç verir diye bir durum yok. Ancak bir aşının iyi olup olmadığını belirlemek için aşıyı yaptırmadığımızda nasıl zarar alacağımızı biliyor olmamız lazım. 1906’lara kadar olan dönemlerde sadece Avrupa’nın sığır vebasından kaybı 200 milyon. İnsanların ölümü ile beraber de hiçbir yerde çalışacak kişi kalmıyor ve yemek de bulamıyorlar. Daha sonra da birkaç tane ülke birleşerek veteriner hekimlikle ilgili okullar açılıyor. Aslında bu uygulamaya ilk katılan ülkelerden bir tanesi Osmanlı Devletidir” şeklinde konuştu.

Aşıların veteriner hekimler için en güçlü silah olduğunu vurgulayan Birdane, “Bildiğimiz hastalıkların haricinde, ölümlere sebep olan ve devam eden ama aşısını bulamadığımız hastalıkların aşılarını bulmak için çalışmamız lazım. Bu sadece Türkiye’nin değil tüm dünyanın sorunu. Bu biraz piyasa olarak algılanıyor. Aşıyı üretip kaç kişiye satarım diye düşünüyorlar. Ama sonrasında lokal bir bölgede hastalık çıktığında ortada kalıyoruz. Hâlbuki elimizde silah var. Bir numaralı silah aşıdır. Hasta ile baş başa olan biziz. Biz hem baş noktayız hem son noktayız. Biz çözüm üretemezsek o hasta ölüme gidiyor zaten. Bu yüzden küçük de olsa, az da olsa her hastalık için savaşabilecek materyallerimizin olması lazım. En güvendiğimiz şey olan antibiyotikler için 10 senedir artan dirençleri tartışıyoruz” ifadelerini kullandı.

Konuşmaların ardından AKÜ Veteriner Fakültesi ilk mezunlarından olan Biyokimya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdurrahman Fatih Fidan ile mezun öğrencileri temsilen Kerim Aydın Ulusoy tarafından kendi dönemlerini anlattıkları konuşmalar yapıldı.

Daha sonra ise Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Beytullah Kenar tarafından “Aşının Önemi” konulu sunum gerçekleştirildi.

Program, 2. Süt Koşusunda dereceye giren öğrencilere hediyelerinin verilmesinin ardından fakülte önünde gerçekleştirilen etkinlikler ile sona erdi.

29 Nisan 2019, Pazartesi 673 kez görüntülendi