Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Teknoloji Transfer Ofisi (TTO), Zafer Teknopark ve Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından” Patent Alma Süreçleri ve Hak Sahipliği” konulu konferans düzenlendi.

Merkez Kütüphane konferans salonunda gerçekleştirilen konferansın açış konuşmasını yapan AKÜ TTO Koordinatörü Prof. Dr. Tayfun Uygunoğlu, toplantının amacının patent hakkında kısa bilgilendirme yapmak olduğunu ve patent almak için nasıl başvuru yapılacağını, başvuru sırasında nasıl yol izleneceğine dair bilgiler verileceğini söyledi. Uygunoğlu, “Patent almak için nasıl bir karar sürecinden geçildiğini sizlerle paylaşacağız. Patent başvuru sürecindeki yenilikleri de anlatmış olacağız. Aklınızda buluşlara yönelik sorular varsa doğrudan doğruya patent ekibimizle görüşme imkânı sağlamış olacaksınız. Kafanızdaki soruları cevaplar mahiyette sunum gerçekleştireceğiz” diye konuştu.

Temelde fikir var

Marka ve Patent Vekili Ahmet Akkaş ise gerçekleştirdiği sunumda konunun temelinde fikrin önemli olduğunu ifade etti. Akkaş, “Bu işin temelini bir fikir oluşturuyor. Zaten patent başvurularında da bizim en çok karşılaştığımız husus, patent başvurusunu ne zaman yapacağız hususu ve bu da genellikle insanların kafasında problem oluyor. Aslında fikir oluştuktan sonra patent müracaatı yapılır ancak fikir oluşup ürün ortaya çıktıktan sonra patent müracaatının çok da önemi yoktur. Bizim ana maddemiz fikir” dedi.

Fikrin korunması aşçılık ile başladı

Fikrin korunmasının esas alındığını belirten ve tarihsel süreci anlatan Akkaş, şunları söyledi:

“Fikrin korunması esas alınmış ve bu yaklaşık 1600’lü yıllardan başlayan bir süreç. Bu sürecin aşçılık ile başlayan bir başlangıcı var. Roma döneminde bir hikâyesi var. Fikrin korunması, aşçıların yaptıkları yemeklerle ilgili kendilerine has korumayla başlayan bir süreçti. Daha sonra sina-i tarafına evrildikten sonra ilk önce makinalar veya onun yöntemleri ile yapılan buluşlar hakkında, daha sonra da teknik yönü olan hususlar açısından geniş bir çatı oluşturulmuş. Herkesin bildiği telifle ilgili bir alan oluşturulmuş. Günlük ihtiyaçlarınıza, kendi yaptığınız çözümlerinizin diğer insanların da kullanabileceği şekilde düzenlenmesi veya açıklanmasına buluş denir. Aslında ticari başarı elde eden buluşların birçoğu kişinin kendi ihtiyacından doğan fikirlerdir. Ortaya konulan bir fikir, ne zaman ki düzenli bir hale getirilip endüstriyelleşti, o zaman ciddi bir ticari başarı elde edilmiştir.”

Buluşun sanayiye uygulanması gerek

 Patentin; tekniğin bilinen durumunu aşan, yeni ve sanayiye uygulanabilen buluşlara verilen bir belge olduğunu kaydeden Akkaş, patent alma sürecini şu şekilde anlattı:

“Patent, ortaya çıkan bir probleme teknik bir öğreti ile çözüm bulmaktır. Buradaki teknik ifadesi bizim patent sistemimizin ve Avrupa patent sisteminin getirdiği bir zorunluluk. Teknik yön aramak, Amerika patent sisteminde yok. Türk ve Avrupa patent sisteminde teknik yönü bulunmayan iş fikirleri ve yazılımlar patent ile korunamıyor. Türkiye’de patent alabilmek için buluşun sanayiye uygulanabilmesi gerekiyor. Bu mevcut buluşu üretmek için gerekli teknolojinin var olması ve somutlaştırılabilir olması olarak ifade edilebilir. Başvuruların çoğu bu basamağı otomatik olarak geçer. Yenilik basamağında ise sizin başvuru tarihinizle ile birlikte çizilen bir milat söz konusudur. Patent başvurusu yaptığınız tarihten öncesi bilinen teknik, sonrası ise koruma alanı olarak nitelendirilir. Yenilik ile karşılaştırma sizin başvuru tarihinizden önceki dokümanlarla yapılır. Yenilikle ilgili karşılaştırma yapılırken bir coğrafi sınır ele alınmaz. Yenilik değerlendirmesi yapılırken bire birlik esas alınır. Bir sonraki basamakta bu teknik etkilerin karşılaştırıldığı basamaktır. Burası biraz daha soyuttur. Buluşçuların en çok zorlandığı ve savunma yapılması gereken alan budur.”

Konferans soruların cevaplanmasının ardından sona erdi.

16 Ocak 2020, Perşembe 372 kez görüntülendi