Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Eğitim Fakültesi tarafından düzenlenen etkinlikte Dr. Öğr. Üyesi Muhammet Emin Türkoğlu tarafından “Türkiye’nin Maarif Davası: Nurettin Topçu” konulu konferans verildi.

Abdullah Kaptan konferans salonunda gerçekleştirilen konferansta Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Muhammet Emin Türkoğlu tarafından Nurettin Topçu’nun eğitim hayatı, fikir dünyası ve düşünceleri öğrencilere anlatıldı. Nurettin Topçu’nun Türkiye’nin yetiştirdiği en büyük fikir adamlarından birisi olduğunu ifade eden Türkoğlu, Topçu’nun aynı zamanda bir ahlak felsefecisi olduğunu ifade etti.

Türkoğlu şunları belirtti:

Yayınladığı bir mecmua var. Topçu, Hareket Dergisinin de kurucusudur. 1909-1975 yılları arasında yaşamış, büyük bir düşünce insanıdır. Topçu, 7 Kasım 1909’da İstanbul’da doğuyor. Nurettin Topçu’nun gençliği, o eski İstanbul dediğimiz yerlerde, tarihi yarımada geçiyor. Lise eğitimini aldığı İstanbul Erkek Lisesinde felsefeye, yani düşünmeye ilgi duyuyor. Topçu, Avrupa’da öğrenim görmek amacıyla Fransa’ya gidiyor. Fransızca öğrenmek için de bir liseye kaydoluyor. Topçu, çok sayıda fikir insanı ile tanışıyor. Onlarda etkilendiği şey o insanların, etkilendiği felsefecilerin hayatı materyalist bakış açısı ile sadece bu dünya ile ilişkili görmüyorlar. ‘Burada kalacağız, meslek seçelim, öğretmen olalım, para kazanalım, sonra güzel güzel yiyelim’ gibi bir hayattan bahsetmiyor. Oradaki Fransız felsefeciler, ‘insan bir defa doğduysa, sonsuzlukla nişanlanmıştır’ diyor. Kendisi de bu fikirlerin revaçta olduğu bir yerde eğitim hayatını sürdürmüştür.”

“Hayatı sürgünlerle geçmişti”

Nurettin Topçu’nun hayatının eleştirel bir şekilde geçtiğini ifade eden Türkoğlu, “Düşünce adamı olduğu için pragmatik, gelip geçici, günlük siyasi oyunları, ayak oyunlarını çok sevmiyor. Eleştirel bir dili var. Menfaatle arasını hep uzak tuttuğu için sürekli dilinden çekiyor, hayatı sürgünle geçiyor aslında bir nevi. Ülkenin farklı yerlerinde eğitim vermek zorunda kalıyor. İzmir’de bulunduğu yıllarda Hareket Dergisini çıkarıyor. Ardından ise siyasi sebeplerle İstanbul Vefa Lisesine geliyor, burada yine dört yıl çalışıyor, tekrar Denizli’ye tayin ediliyor” dedi. Türkoğlu, “Topçu’nun hayatı rahat ettirilmeden, sürgünlerle geçiyor. Kendisi şayet zamanın ruhuna uysaydı, ordinaryüs profesör olarak bu dünyadan ayrılabilirdi. Ben kendisini çok sevdiğim için bunu söylüyor olabilirim ama o yetkinliğe sahipti. Ama doçentlik tezini bile savunmuş olmasına rağmen akademide yer edinememiştir. O eleştirel dili ve hiç kimseye yalakalık yapmaması da bunda büyük etkili olmuştur” diye konuştu.

Nurettin Topçu Anadolu’ya aşık birisiydi

Nurettin Topçu’nun düşünce dünyası ile ilgili de bilgiler veren Türkoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

“Nurettin Topçu’nun düşünce dünyasına girecek olursak da, fikri düşüncelerini nerelerde anlatmıştır? İşte Türk Kültür Ocağı, Milliyetçiler Derneği, Milli Türk Talebe Birliği, Aydınlar Ocağı ve Türkiye Milli Kültür Vakfının birçok faaliyetine katılmıştır. Zaten bize ulaşan eserleri de hep yaptığı konuşmaların derlenmesi ve aktarılması sonucu olmuştur. Hoca Mehmet Akif hayranıdır, aynı zamanda fetih ve fatih konulu birçok toplantının ve seminerin yapılmasının, Mehmet Akif ve Çanakkale konulu organizasyonların yapılmasına titizlikle önem vermiş bir kişidir. Nurettin Topçu, Anadolu’yu da çok seviyor, bir vatan aşığı. Aynı zamanda köklerini de unutmamıştır birisidir. Yani Selçuklu’yu, Osmanlı’yı çok iyi biliyor ve onların tecrübesinin yeni nesle ışık tutacağına inananlardan birisidir. En önemli yönlerinden bir diğeri de Topçu bir ahlak felsefecisi olmasıdır. Bir muallim için de ahlak çok ciddi derecede önemlidir. Bununla beraber Türkiye’nin kapitalist ekonomik sisteme ve ahlak anlayışına, bunların üzerinden de Amerikan sempatizanı olmasına şiddetle karşı çıkıyor. Onun yaşadığı yıllarda büyük bir Amerikan hayranlığı vardı, kendisi buna karşı çıkıyor.”

Konferans, öğrencilerin sorularının cevaplanmasının ardından sona erdi.

28 Şubat 2020, Cuma 674 kez görüntülendi