Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. M. Hilmi Uçan tarafından “Tereddüt ve Tefekkür” konulu söyleşi gerçekleştirildi.

AKÜ Camii Gençlik Topluluğu tarafından AKÜ Camii Külliyesinde gerçekleştirilen söyleşide Uçan, ülke ve üniversite gençliği olarak en az yapılan şeylerden birisinin düşünmek olduğunu söyledi. Konuşulan dil, inanç ve toplumsal olaylar üzerine az düşünüldüğünü ifade eden Uçan, “Zaman zaman değil, çoğu zaman bize sunulan verilerle düşünce dünyamızı oluştururuz. İşin doğrusunu öğrenme yönündeki çaba bizde biraz az. Ben öyle görüyorum, yanılabilirim de. Ama az olduğu yönünde güçlü bir kanaatim var” diye konuştu. Tereddüt ve Tefekkür kavramlarını açıklayan Uçan, “Tereddüt kelimesinde ‘red’ kelimesi var. Tereddüt kelimesinde reddetmek gibi bir anlam var. Tereddüt Arapça bir kelime. Tereddüt de geri duruş, kesin karar verememe gibi anlamları var. Tereddütten, tefekkür doğmuyor. Tereddütten tefekkür doğmaz diye bir yazı da yazmıştım. Tereddüt iki arada bir derede gezmek demek. Karar veremeden dolaşıp durmak demek. Böyle bir kafa yapısının sağlıklı düşünmesi, güzel düşünceler üretmesi pek fazla mümkün değil” şeklinde konuştu.

İnsanların tereddüt etmediği ilkeleri olmalı

Tefekkür ve tereddüt kelimelerinin benzer olduğunu ama tefekkürün içinde fikir kelimesinin olduğunu söyleyen Uçan, “Tefekkür buradan geliyor. Fikir aynı kökten geliyor. Fikir, denildiği zaman düşünmek demiş geçmişiz. Ama düşünmek fikri tam karşılamıyor. Mesela düşünceli görüyorum sizi desem yani kederli, üzüntülü gibi görünüyorsunuz anlamlarına gelen bir sözcük olur. Fakat fikirli diye bunu pek fazla kullanamayız veya fikirsiz dediğimiz zaman birisini küçümseriz. Arada böyle bir fark var. Tefekkürü dolayısıyla düşünce ile karşılayabiliriz” ifadelerini kullandı.

İnsanların öncelikle güzel ve doğru olanı, hakkı ve hakikati düşünmesi onun peşinde olması gerektiğini ifade eden Uçan, sözlerine şöyle devam etti:

“Tefekkür madem düşünmek demek ise insan iyiyi de, kötüyü de düşünebilir. Önemli olan iyiyi düşünmektir. Güzeli düşünmektir. Doğru olanı düşünmektir. Doğru ve güzel olan hakkın ve hakikatin yanında yer alıp ‘ne yapmam lazım?’ sorusunu sorup bunun üzerine kafa yormamız lazım. Allah’ın yarattığı en şerefli mahlûk, yaratık biz isek bizim öncelikle güzel, doğru olanı, hakkı ve hakikati düşünmek onun peşinde olmamız gerekiyor. Düşünmenin farklı boyutları var. Bir noktaya saplanıp kalıp illa bu böyledir düşüncesinden daha ziyade ayaklarımızı yere sağlam basıp, tereddüt etmediğimiz bazı ilkelerimiz olacak.”

Söyleşi soru-cevap ile sona erdi.

 

08 Mart 2018, Perşembe 455 kez görüntülendi