Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) İslami İlimler Fakültesinde Necmettin Erbakan Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu İlahiyat Fakültesi Kelam Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ramazan Altıntaş tarafından “Ehl-i Sünnet Kavramı” konulu konferans verildi.

Sünnet kelimesinin adet, örf, tarz, üslup, davranış gibi manalara geldiğini söyleyen Altıntaş, “Kuran- Kerim’de geçen bir kavram sünnet kavramı. Sünnet, Sünnetül Evvelin ve Sünnetullah olarak Kuran-ı Kerim’de geçiyor” dedi. Ahir zaman ümmetinden önce yaşamış olan kavimlerin başlarına gelen akıbeti anlatırken Sünnetül Evvelin kavramının kullanıldığını ifade eden Altıntaş, “Onların başına gelen Allah’a karşı duruşlarından dolayı cezalandırılmaları anlatılırken de bu kavram kullanılıyor. Kuran-ı Kerim’de sünnet kavramının geçtiği ayetlerden Sünnetullah kavramı ‘Allah’ın sünnetinde bir değişiklik yoktur’ diye geçiyor. Sünnetullah, Allah’ın tabiatta ve sosyal hayatta geçerli olan yasaları olarak bahsedilir. Tabi bu yasalar dün olduğu gibi günümüzde de o kavram içerisine toplumlar girdiği zaman geçerliliğini koruyacak olan bir anlamlandırma ile karşımıza çıkıyor” diye konuştu.

Ehl-i Sünnet kavramı

Hz. Muhammed (A.S)’dan rivayet edilen hadislerde de sünnet kavramının geçtiğini belirten Altıntaş, “Bunlarda birisi; ‘Kim güzel bir sünnet başlatırsa insanlar bunu uyguladıkları sürece o kimseye cevap yazılacağı, kim kötü bir adet, davranış anlamında sünnet başlatırsa insanlar onu uyguladığı sürece onlara da o adetten bir hisse yazılacaktır.’ Sünnet kelimesinin Hz. Peygamber’in sözleri anlamında da kullanıldığını biliyoruz. Yine Efendimizden gelen rivayetlerde Hülefa-i Raşidin’in sünnetine sarılmamız üzerine durulduğunu görüyoruz” dedi.  Ehl-i Sünnet kavramının tarihine bakıldığında daha çok Hasan-ı Basri Hazretlerinin risalelerinde görüldüğünü söyleyen Altıntaş, “Ehl-i Sünnet daha sonra bizim hadis, fıkıh, kelam geleneğimizde bir tabir olarak belli bir düşünce sistemini, belli bir yaşantıyı, belli bir inanç bütünlüğüne sahip olma anlamına geldiğini görüyoruz. Ehl-i Sünnet kavramına geçmeden önce, ‘Ehil’ kavramı üzerinde de durmak lazım. Ehil, bir inanışa, bir ideolojiye, bir dünya görüşüne mensup olan insanlar topluluğu manasına gelir” ifadelerini kullandı.

Ehil kavramının olumlu ve olumsuz yönlerinin olduğunu ifade eden Altıntaş, şunları söyledi:

“Mesela, Ehli Beyt diyoruz Hz. Peygamber (A.S)’ın ailesinden söz ederken ‘Ehil’ kelimesi orada kullanılıyor. Yine Ehli Bid’at dediğimizde olumsuz anlamda kullanıldığını görüyoruz. Yani Bid’at diye anlatılan bizatihi sünnet karşıtlığı üzerine temellendirilmiş ve o inancı taşıyan insanların sahip olduğu topluluğa da bu şekilde ehil ismi veriliyor. Ayetlerde görüyoruz ki ‘Ehil’ sözcüğü daha çok bir dünya görüşüne, bir ideolojiye, bir inanca, bir akideye temel inanç esaslarına inanan ya da inanmayan insanların oluşturduğu topluluğa verilen bir adlandırma olarak karşımıza çıkıyor. İşte Ehli Sünnet dediğimiz yani Türkçe’ de tabir olarak bu Hasan-ı Basri Hazretleri döneminde başlamış, yazıya geçirilmiş Akaid metinlerine geçirilerek kullanılmaya başlanmış ve bir Müslüman kimliğini de ifade etmiş oluyor. O zaman Ehli Sünnet tebliğ, tebyin ve temsil sahibi olan Hz. Muhammed (A.S)’ın kavli, fiili ve takribi sünnetini benimseyen onun inanç esaslarını benimseyen ve kabul eden kimselerin izlediği yol manasına geliyor.”

Konferansa, AKÜ Rektör Yardımcısı ve İslami İlimler Dekan V. Prof. Dr. M. Hilmi Uçan, AKÜ İslami İlimler Dekan Yardımcıları Yrd. Doç. Dr. Eyüp Sabri Fani ile Yrd. Doç. Dr. Mebrure Doğan ve AKÜ öğretim elemanları ve öğrencileri katıldı.

09 Mayıs 2017, Salı 788 kez görüntülendi