Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) Uygulamalı Girişimcilik dersi kapsamında “Girişimcilik Paneli” düzenlendi.

Atatürk Kongre Merkezinde gerçekleştirilen panele AKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İsa Sağbaş, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) Başkanı Prof. Dr. Cevahir Uzkurt, İİBF Dekanı Prof. Dr. Tuğrul Kandemir, Turizm Fakültesi Dekan V. Prof. Dr. Şuayıp Özdemir, Güzel Sanatlar Fakültesi Dekan V. Prof. Dr. Selçuk Akçay, işadamları, AKÜ öğretim elemanları ve öğrenciler ile genç girişimciler katıldı.

Panelin açış konuşmasını yapan İİBF Dekanı Prof. Dr. Tuğrul Kandemir, Türkiye’de ilk defa İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde girişimcilik dersini bütün programlarda uyguladıklarını söyledi. Girişimcilik dersini klasik ders programından farklı bir formatta işlemeye çalıştıklarını ifade eden Kandemir, “Sadece ders değil dersin dışında da bir dönem içerisinde 5-6 tane sektörden, iş dünyasından ve bürokrasiden girişimcilik alanında uzman kişileri davet ederek öğrencilerimizle tecrübe paylaşımı yapmalarını sağladık. Hem gelen misafirlerimiz hem de öğrencilerimiz açısından ciddi anlamda olumlu geri dönüşlerini gördük. Bununla da kalmadık üniversitemizin birçok fakültesine girişimcilik dersini koydurduk. Fen Edebiyat Fakültesi ve Mühendislik Fakültesinde de girişimcilik dersi seçmeli olarak işlenmekte. Bu ders programında da yine KOSGEB’in iş planı modülünü dikkate alarak bir ders işleme programı da oluşturduk” diye konuştu.

Panelin moderatörlüğünü yapan Turizm Fakültesi Dekan V. Prof. Dr. Şuayıp Özdemir, panelin diğer panellerden farklı bir şekilde interaktif olarak devam edeceğini, soruların internet ortamından sorulacağını ifade etti. KOSGEB desteğinden faydalanan girişimcilerin, sektöre girişi ve başarı hikayelerini anlatmasının ardından KOSGEB Başkanı Prof. Dr. Cevahir Uzkurt’un konuşmasına geçildi.

“KOSGEB olarak hedeflerimiz var”

KOSGEB’in sadece girişimcilik desteği vermediğini, küçük ve orta ölçekli işletmelerin A’dan Z’ye üretimden ihracata, AR-GE’den teknoloji geliştirmeye kadar bütün alanlarda ihtiyacı olan desteklerin KOSGEB tarafından sağlandığını söyleyen Uzkurt, “KOSGEB, Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeleri (KOBİ) desteklemek, onlara danışmanlık yapmak üzere kurulmuş bir kurum. KOSGEB, ciddi bir destek bütçesine sahip ama ne kadar bütçemiz büyük olursa olsun sınırlı miktarını KOBİ’lere aktarmak zorundayız. Burada KOSGEB olarak önemli hedeflerimizden bir tanesi de ülkemizde bir taraftan teknoloji düzeyi yüksek olan yeni girişimcileri ortaya çıkarmakken diğer taraftan da mevcut KOBİ’lerimizin üretimlerini daha katma değerli hale getirmek, teknoloji düzeylerini artırmak, sektörel olarak düşük ve orta teknolojili alanlardan yüksek ve orta yüksekli alanlara evirmek gibi kendimize belirlediğimiz bir hedefimiz var” dedi.

Türkiye’de 3,5 milyona yakın işletme var

KOBİ’lerin Türkiye ekonomisinin belkemiğini oluşturan bir kitle olduğunu dile getiren Uzkurt, “Türkiye’de yaklaşık 3,5 milyona yakın işletme var. Bu 3,5 milyona yakın işletmenin yaklaşık 10 bin civarındaki kısmı büyük ölçekli işletme, geriye kalan yüzde 99’u küçük ve orta ölçekli işletme. Dolayısıyla biz üretim, imalat ve sanayi olarak ülkemizi daha yüksek teknolojili alanlara çevirmek, bu firmaların teknoloji düzeyini artırmak, katma değerli üretimlerini artırmak ve ihracata yöneltmek istiyorsak, KOBİ’lerimizin de teknolojik üretim yapmalarına daha katma değerli üretim yapmalarına ve işte böyle yeni kurulan ya da kurulacak olan işletmelerimizin de daha teknolojik işletmeler olmasına da özen göstermemiz gerekiyor” diye konuştu.

KOSGEB olarak girişimcilerin mümkün olduğu kadar işletmelerini kolaylaştırmak, finansal destekleri sağlamak her türlü danışmanlık hizmetleri vermek gibi görevlerinin olduğunu ifade eden Uzkurt,  konuşmasına şöyle devam etti:

“Ama sahada girişimciler var. Onlar, bu işin sadece devletten alınan bir miktar parayla olmayacağını çok iyi biliyorlar. Okuldan mezun olacağız ve hepimiz bir şekilde bir iş arayacağız. Ya bir işletmeye gireceğiz ya da babanızın bir işletmesi var onun başına geçeceğiz ya da kendimiz iş kurmak isteyeceğiz. Bu üçünün dışında önemli ölçüde kafamızda şu olacak, ya bir kamu kurumuna girebilmek düşüncesi olacak. Şimdi burada bugünkü Türkiye’de bugünkü devletin bu alana verdiği destekleri dikkate aldığımız da ne olur? Daha hayatınız oturmadan bazı riskleri almayı göze alarak kendi fikirlerinizi gerçekleştirmeyi deneyin. Çünkü mezun olduktan bir süre belli riskleri alabilirsiniz. Çantanızı sırtınıza takar bir işletmeye gidersiniz, o olmadı başkasına gidersiniz. O da olmadı kendi işinizi kurmak için uğraşırsınız, kurarsınız. Her işletme ayakta kalmayabilir, yeni kurulan işletmelerin hayatta kalma şansının da çok yüksek olmadığını söyleyebiliriz. Ama emin olun kendi fikrini gerçekleştirmek için bir kamu kurumuna müracaat etmiş, projesini bir kurulda sunmuş daha ilerisine geçememiş bile olsanız emin olun bu size çok önemli bir tecrübe kazandıracak. Sadece bir fikrin nasıl olgunlaştırıldığını? Nasıl bir fon alırken birilerini ikna etmek için o iş fikrini nasıl karşı tarafa olgunlaştırıp sunmanız gerektiği tekniği, tecrübesi bile çok ciddi bir tecrübe. Biz sadece bunun için Türkiye’de tekno-girişim sermaye desteği diye yani kendi iş fikrini gerçekleştirmek için bakanlıktan, TÜBİTAK’tan destek alan girişimcilerimizin cebine 30 bin dolar koyduk. Gidin Amerika’da Silikon Vadisinde yatırımcı girişimci buluşmaları yapılan merkezler var. Danışmalık firmaları var. Gidin oraya yabancı yatırımcıların sizin şirketinize yatırım yapmasını sağlayacak şekilde proje fikirlerini anlatın dedik. Birçok arkadaşı gönderdik belki çok azı oradan destek alabildi. Ama geri dönenler bize şunu söyledi: ‘Biz oraya gittiğimizde dünya ölçeğinde bir fikre nasıl alıcı bulunacağını, nasıl birilerine anlatılacağını, nasıl olgunlaştırılacağını biz orada yabancı yatırımcılara anlattık ve yabancı yatırımcıların bize sorduğu sorulardan, bize yapmış olduğu eleştirilerden anladık ki bu iş şöyle olması gerekiyormuş. Bu tecrübeyle geldiler Türkiye’de şanslarını denediler bugün birçok firma çok kısa sürede kıymetli şirketler haline geldiler. Bu şirketlerle çok ciddi sermaye buldular ve bugün çok ciddi ihracat yapar duruma geldiler.”

Her şey hayal ile başlıyor

Hayal kurmanın önemli olduğunu ama hayalperest olmamak gerektiğini belirten Uzkurt, “Bir fikrim var ama KOSGEB’e, TÜBİTAK’a gideceğiz ya da nereye gideceğiz? Nasıl gerçekleştireceğiz? Diye düşünmeyin her şey bir hayal ile başlıyor. Önce kurduğunuz hayallerin yavaş yavaş senaryolarını yazdığınızda, birilerine anlattığınızda, birileri ile paylaştığınızda belki ilk kurduğunuz hayali ilk günden o güne kadar çok farklı evrelerde değişim geçirdiğini ve o gün o hayalinizin farklı bir iş fikrine dönüştüğünü göreceksiniz. Ama bundan kaçınmayın. İş fikrinizi oluşturacaksınız, iş modelinizi geliştireceksiniz gideceksiniz KOSGEB’e, TÜBİTAK’a müracaat edeceksiniz” dedi.

50 bin girişimciye destek verdik

Bir hayalin nasıl iş fikrine dönüştürülüp, olgunlaştırılacağını anlatan Uzkurt,  şunları söyledi:

“Hayal kurmak önemli ama bunu ham hayal olmaktan kurtarmak lazım. Bunu olgunlaştırmak lazım. Bir hayal nasıl iş fikrine dönüştürülür ve bir hayal nasıl olgunlaştırılır? O iş fikri nasıl bir iş modeline dönüştürülür? Bu çok önemli. Çünkü siz para almak için bir yere gidiyorsunuz. Bu bir kamu idaresi olabilir ya da bu başka bir yatırımcı olabilir. Bakın onlar şuna bakacaklar; evet ben buna para vereceğim ama ya bu aklına bir fikir gelmiş, bunu yapayım diye bir heyecanla mı çıkmış? Yoksa bu iş fikrini A’dan Z’ye her şeyi ile bütün boşlukları ile düşünüp bunların hepsini aşacak şekilde bir çözüm üreterek bu iş fikrini olgunlaştırmış ya da ayakları yere basan bir model haline getirmiş mi? Bütün aşamaları ayrıntılı düşünüp karşıdaki para isteyeceğiniz ya da ikna edeceğiniz kitleye daha sağlıklı bir modelle giderseniz emin olun sizin o heyecanınızla birlikte o olgunlaşmış fikre kesinlikle destek bulabilirsiniz. Biz KOSGEB olarak 50 bin girişimcimize destek verdik. 50 bin girişimcimizden bazıları süreç içerisinde işini yürütemedi kapattı. Bazılarının bugün uluslararası pazarda faaliyet gösteren, dünya pazarlarına ihracat eden firmalar olduğunu gördük. Bu girişimcilik desteği sadece KOSGEB’de yok TÜBİTAK’ta da özellikle teknolojik iş fikirleri önce olgunlaştırılıp daha sonra o fikirlerin belirli ölçekte üretimine imkan verecek şekilde tekno-girişim sermaye destek adı altında destek programı var. Buradan da kaynak bulabilirsiniz KOSGEB’den de biz geçtiğimiz dönemlerde gelen iş fikri teknolojik iş fikrimdir yoksa geleneksel iş fikrimi ayrımını çok yapmadık. Dedik ki 50 bin artı 100 bin lira şeklinde bir kısmı hibe bir kısmı geri ödemeli destekler ettik.  Yeni dönemde bunu geleneksel sektörlerimizi yine desteklemeye devam edecek olmakla birlikte özellikle teknoloji düzeyi yüksek olan ve imalat sanayinde bir girişimde bulunmak isteyen girişimcilerimize 360 bin TL’ye kadar destek vermeyi planlıyoruz.”

Herkes için tek reçete yok

Girişimci olmak için herkese verilebilecek tek bir reçetenin mümkün olmadığını söyleyen Uzkurt, “Burada her girişimci arkadaşımızın hikayesi farklıdır. Bir fabrikaya girip çalıştığınızda yeterli tecrübeyi elde ettiğinizi düşündüğünüz zaman ve bende kendi işimi kurabilirim dediğiniz zaman bu çok kıymetlidir. Çünkü orada tecrübeli bir girişimci adayı ile karşı karşıyayız. Üretimin, satışın, pazarlamanın nasıl olduğunu biliyor. Finansı ve tedarik sürecini biliyor. Bu bizim için daha kıymetli girişimci adayıdır. Tecrübesi vardır. O aşamada da yine kamunun farklı kurumlarına da bu girişimcilik desteklerine müracaat edebilirsiniz” ifadelerini kullandı.

Panel soruların cevaplanması ardından sona erdi.

20 Aralık 2018, Perşembe 470 kez görüntülendi