Adalet Bakanlığı ile Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) arasında hüküm giymiş mahkûmların topluma yeniden kazandırılması hususunda protokol imzalandı.
AKÜ Rektörlüğü yönetim kurulu salonunda gerçekleştirilen imza törenine Afyonkarahisar Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Çelenk, AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Solak, Sandıklı A3 Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Yetkili Cumhuriyet Savcısı Ebru Çalışkan, AKÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Mehmet Karakaş ve Prof. Dr. İsa Sağbaş ile birlikte ilgili birim müdürleri katıldı.
Törende konuşan Afyonkarahisar Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Çelenk, cezaevlerinde infazlarının tamamlanmasını bekleyen ve sonrasında topluma karışacak olan kişilerin benzer suçları tekrar işlememeleri adına çalışmalar yaptıklarını ve bu kişileri topluma daha iyi adapte edebileceklerini ifade etti. Çelenk, “Bunlar bizim insanımız. Aramıza katılmadan önce kurumlarımız vasıtasıyla ne kadar rehabilite edebilirsek, ne kadar kazanabilirsek biz de rahat edeceğiz” diye konuştu.
Asıl amaç toplumun tekrar zarar görmesini önlemek
Yapılan rehabilite çalışmalarındaki tek amacın mahkûmu topluma geri kazandırmak olmadığını dile getiren Çelenk, asıl amacın topluma tekrar zarar verilme ihtimalini ortadan kaldırmak olduğunu vurguladı.
Çelenk sözlerine şöyle devam etti:
“Bizler hükümlülerin ve tutukluların lehine bazı çalışmalar yaptığımız zaman sadece onları kazanmak için yaptığımız düşünülür. Ama hükümlü ve tutukluyu kazanmak kadar onun bize tekrar zarar verme ihtimalinin de önüne geçmiş oluyoruz. İki taraflı bir olay bu. Bazen hırsız eve giriyor, ziynet eşyalarını götürüyor. 30-40 bin liralık zararlar oluyor. Biz bu kişilere en üst sınırdan ceza veriyoruz. Ama mağdur diyor ki ‘Benim giden para ne olacak?’ Biz kişi için değil toplum adına adaleti sağlamaya çalışıyoruz. Kamu adına o cezayı veriyoruz. Dolayısıyla o kişi tekrar hırsızlık suçunu işleyip cezaevine girmesin diyoruz ama diğer taraftan da başka birisinin parası çalınıp mağdur olunmasın istiyoruz. Hükümlü ve tutuklular ile ilgili kurumlardan destek isterken, diğer ihtiyaç sahipleri arasında geri planda kalıyor bu hükümlüler ve tutuklular. Aslında biz toplumu rahatlatmaya çalışıyoruz. Dolayısıyla günümüzde belli bir eğitim almış ve belli meslekleri icra eden insanların okumaktan vazgeçtiği bir dönemde, biz hükümlü ve tutuklular ile ilgili okuma altyapısı olan bir çalışma yapıyoruz, bu çok güzel bir şey.”