Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yılmaz Yalçın ile AKÜ Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Turan Civelek ve Veteriner Fakültesi ZooTekni Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Tekerli, Anadolu mandalarında büyüme ve süt verim özellikleri yönünden damızlık seçimi için genetik tanı kiti geliştirilmesi AR-GE Projesinin açılış toplantısına katıldı.

Afyonkarahisar İl Tarım ve Orman Müdürlüğü toplantı salonunda gerçekleştirilen toplantıya Afyonkarahisar Vali Yardımcısı Gülihsan Yiğit, Tarım ve Orman Bakanlığı Tarım Araştırmaları Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Ali Ayar, Tarım ve Orman İl Müdürü İbrahim Acar, AKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yılmaz Yalçın, AKÜ Veterinerlik Fakültesi Dekan V. Prof. Dr. Turan Civelek,  Veteriner Fakültesi ZooTekni Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Tekerli, Damızlık Manda Yetiştiriciliği Birliği Başkanı Ömer Kelem, Koyun Keçi Yetiştiriciliği Birliği Başkanı Serdar Lökçü ve farklı illerdeki birlik başkanları, yetiştiriciler katıldı.

“Süt verimlilikleri 7-8 litrelere yaklaştı”

Toplantıda konuşma yapan AKÜ Veterinerlik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Turan Civelek, Türkiye’deki birliklerin manda yetiştiriciliği konusunda dikkat etmesi gereken noktalara değindi. Civelek, “AR-GE faaliyetleri gerçekten önemli. Daha önce yürütülen projeler ile birlikte Afyonkarahisar’ı baz alacak olursak; mandalarımızın doğum ağırlığı 19-20 kilolardan bugün 40 kilolara doğru yaklaştı. Süt verimlilikleri 3-4 litrelerden 7-8 litrelere doğru yaklaştı. Bu da AR-GE’nin ne demek olduğunu, bu projelerin neden önemli olduğunu ortaya koyan veriler. Bu çerçevede ben Mustafa Tekerli hocama, şahsım ve kurumum adına bir kez daha teşekkür ediyorum” diye konuştu.

Islah çalışmalarının ırkın iyileştirilmesi açısından önem arz ettiğini ifade eden Civelek, şunları söyledi:

“Kat edilmesi gereken daha nice mesafeler var. Fakat ilk sonuçlarda bize olumlu veriler ortaya koyuyor. Bir uyarıyı da yapmak istiyorum. Islah çalışmaları tabi ki ırkın iyileştirilmesi açısından önem arz etmektedir. Şimdi manda dediğimizde aslında çok ilkel, geçmiş çağlardan günümüze gelen hayvandan bahsediyoruz. Genetik özelliklerini belli bir sınır çerçevesinde korumuş, bir hayvandan bahsediyoruz. Verim özelliklerini artırmak tabi ki önemli. Karadeniz dağlarında gezen kara sığır 8-10 litre süt verir, ama o sığırda hiçbir zaman siz karaciğer yağlanması ya da diğer metabolik rahatsızlıkları görmezsiniz. Beslenme çok çok önemlidir, genetik özellikler çok çok önemlidir. Seleksiyon yapılırken bu özelliklerin de korunabilmesi önemlidir. Yani neticede siz verimi artırırken, bir tarafı artırırken diğer tarafı bozmamamız gerekir. Hep olumlu özelliklerin aktarılması gerekir. Bunu belli bir çerçevede, belli bir sınırda tutmak gerekir. 15 litre süt veren bir manda tabi ki de iyidir. Ama sütünün yağ oranını düşürürseniz karaciğer yağlandırırsanız, metabolizmasını bozarsanız bu iyi olmaz. Aldığınız süt oranı artabilir ama sütün niteliği düşebilir. Bunlarında altının çizilmesini istiyorum.”

“Dünya’da manda rekabetinin dışındayız”

2018 Haziran ayı manda sayısı verilerine bakıldığında Türkiye olarak yüzde 10’luk bir artış görüldüğünü dile getiren Civelek, “Bu çok güzel bir şey. Bunun da temelinde hocamızın ve Bakanlığın yaptığı çalışmalar ve benzeri çalışmalar, desteklemeler çok çok önem arz ediyor. Manda sayısı yeterli mi? Değil. Neden? 180 binlere ulaşmışız manda sayısında. Dünya baz alındığında birinci sırada Hindistan’ın, ikinci sırada Pakistan’ın, üçüncü sırada ise Çin’in olduğunu görüyoruz. Toplam manda sayısının 180-185 milyon olduğu bir dünyada biz bu rekabetin, üzülerek söylüyorum, dışındayız. Kat etmemiz gereken mesafe var derken bunu kastediyordum. Bu projeler çok çok önemli. Çünkü bu projelerin sonunda hayvan sayımız da artıyor. Sadece doğan hayvanların nitelikleri değil, hayvan sayımızda uzun vadeli olarak artıyor.” ifadesini kullandı.

“Projenin sonucu hedeflerine ulaşmak açısından olumlu olur”

Alanının farklı olduğunu belirten AKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yılmaz Yalçın ise, “Konu bana ilginç geldi. Çünkü bu tip şeyleri sanıyorum hep dışarıdan alıyoruz. Dışarıya bağımlı olmak bizim elimizi ayağımızı da bağlıyor ve kendi değerlerimizi bir türlü yükseltemiyoruz. Hocam çok güzel bir şeye ön ayak olmuş ama AR-GE çalışmalarının sonucu her zaman beklendiği şekilde olmayabilir. Ben umuyorum ve diliyorum, bu projenin sonucu hedeflerine ulaşmak açısından olumlu olur. Yani olumsuz sonuçlanmaz. Dolayısıyla bu kadar emekte boşuna gitmez. Ben kendilerini tebrik ediyorum. Destek olan tüm kurum ve birimlere teşekkürleri arz ediyorum” şeklinde konuştu,

Hayvan ıslahına Avrupa’dan 100 yıl sonra başlandı

Hayvan ıslahının gelişmiş ülkelerde ve Avrupa’da 1800’li yılların sonlarında başladığını söyleyen Tarım ve Orman İl Müdürü İbrahim Acar, şunları kaydetti:

 “İnsan beslenmesinde hayvansal ürünlerin değeri hepimiz tarafından bilinen bir durum. Bu ürünlerin karşılanması için insanlar var oluştan beri hayvanları beslemeye başlamışlar. İnsan sayısı arttığı müddetçe beslediği hayvan sayısı da artmış. İnsanlar hayvanları beslerken verimi yüksek hayvanları seçerek, bir nevi seleksiyon ıslahı yaparak, ıslaha o dönemde başlamış. Daha sonra bu dönem bizim bilim adamlarımız ıslah konusuna girmişler ve hayvanlarımızın verimini artırmak, nitelik artışının yanında niceliğinde artırmak için ıslah çalışmalarına başlamışlar. Maalesef üzülerek söylüyorum, gelişmiş ülkelerde veya Avrupa’da hayvan ıslahı 1800’lerin sonlarında başlarken bizim ülkemizde bunlardan yaklaşık 100 yıl sonra ıslah çalışmalarına başlamışız. Halk elinde ıslah projesi de bizim bakanlığımızın uyguladığı bir proje ve Afyonkarahisar’da 2006 yılından itibaren uygulanmaya başladı. İlk başlarda küçükbaş ıslahı ile başladı. Daha sonra 2011 yılında küçükbaş ıslahında belli bir seviyeye gelince manda da halk elinde ıslah projesine dahil edildi. Şu anda 2019 yılında belirli bir safhaya gelindi.”

“Islah çalışmaları vatandaşın işletme koşullarında gerçekleşiyor”

Islah çalışmasının vatandaşın işletme koşullarında yapıldığını ve vatandaşı bu sırada bilgilendirdiklerini belirten Tarım ve Orman Bakanlığı Tarım Araştırmaları Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Ali Ayar, konuşmasına şöyle devam etti:

“Konumuz kaliteli damızlık yetiştirme konusu. 2005 yılından itibaren küçükbaş hayvanla ilgili ıslah çalışmalarımız başladı. 2011 yılından itibaren de manda bu işe dâhil edildi. Biz şuanda 60 ilimizde 23 koyun ve 7 keçi ırkımızla vatandaşın işletme koşullarında yani özel bir yere hayvanları toplayarak değil, vatandaşın işletme koşullarında onun fiziki ve bakım şartlarını da iyileştirerek, zaman zaman beslenmeyle ve sürü yönetimi ile ilgili bilgiler de vererek vatandaşın elindeki hayvanları ıslah programında tutuyoruz. Burada bir takım veriler alıyoruz. Islah tamamen temele dayanması gereken bir iştir. Bir sonraki nesilde damızlık olarak kullanacağınız hayvanların seçilmesi için alınacak verilerin belli bir sistematik içerisinde alınması gerekiyor. Bunun bilimsel verilerle değerlendirilmesi gerekiyor. Gelecek nesillere bilimsel hesaplamalarıyla bunların damızlık değerleri ortaya konur.”

Afyonkarahisar Vali Yardımcısı Gülihsan Yiğit ise Türkiye’de tarımın ve hayvancılığının bilimsel veriler üzerinde yükseltilmesi gerektiğini ifade ederken pratikte de beklediği bazı problemlerde çözüm arayışlarının olduğunu söyledi. Yiğit, “Mesela hayvanlar yem, insanlar et beklerken buradaki bilimsel araştırmanın ne kadar piyasada karşılığı olur onu ben bilmiyorum. Sayın Daire Başkanımız da ısrarla damızlık hayvanların satılmaması veya damızlık hayvanların başka hayvanlarla eşleştirilmemesi için öğütte bulunuyor ama geldiğimiz noktada çiftçinin durumu ortada. Biraz zor gibi olacak Sayın Başkanım bu iş. Onun için bu çalışmaların devamını ve özellikle hayvancılığımızın görünür problemlerinin çözülmesi için çalışanların yönlendirilmesini temenni ediyorum. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum” dedi.

Açış konuşmalarının ardından AKÜ Veteriner Fakültesi ZooTekni Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Tekerli, proje sunumu yaptı. Tekerli’nin sunumundan sonra ise ıslah çalışması yapılan bir çiftlik ziyaret edildi.

02 Mayıs 2019, Perşembe 716 kez görüntülendi