Afyon Kocatepe Üniversitesi Deprem Uygulama ve Araştırma Merkezi (DUAM) ile Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) öğretim üyelerince bir süre önce İzmir ve Denizli’de gerçekleşen depremlere ilişkin rapor hazırlandı. “8 Ağustos 2019 Kuşadası Körfezi (İzmir) ve Bozkurt (Denizli) Depremleri Özet Raporu” başlığıyla hazırlanan raporda, İzmir’deki 4,8 büyüklüğündeki depremin sismik olarak Kuşadası Körfezi’ndeki Tuzla fayından kaynaklandığını, bu fayın da Kuzey Anadolu fayının Batı Anadolu’daki uzantısı olarak değerlendirildiği ifade edildi.
AKÜ DUAM adına Doç. Dr. Çağlar Özkaymak, Doç. Dr. İbrahim Tiryakioğlu, Harita Mühendisleri Orhan Doğan ve Burak Erdem Akyar ile DEÜ DAUM adına Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Öğr. Gör. Semih Eski, Araş. Gör. Çiğdem Tepe ve Jeoloji Mühendisi İsmail Duran’ın hazırladığı raporda Denizli’deki 6 büyüklüğündeki depremin Acıgöl graben sistemine ait bir faydan kaynaklandığının tahmin edildiği belirtildi. Raporda, bölgede 6,8 büyüklüğünde deprem üretme potansiyeli bulunan fayların bulunduğu, bu fayların birbirini tetikleme olasılığı nedeniyle bölgede yerleşim yerlerinden geçen tüm diri fayların yerinde incelenmesi ve yerleşime uygunluk açısından değerlendirilmesi gerektiği vurgulandı.
2 yılda 1 deprem etkinliği görüldü
Raporda, Gökova Körfezi ile Çivril-Acıgöl (Denizli) arasında kalan hatta son 2 yılda bir deprem etkinliği görüldüğüne dikkat çekilerek, “21 Temmuz 2017’de Gökova Körfezinde 6,6 büyüklüğünde, 20 Mart 2019 tarihinde Acıpayam ovasında 5,5 büyüklüğünde depremlerin meydana geldiği ve bu depremleri 8 Ağustos 2019’da Bozkurt depreminin izlediği görülmüştür. Söz konusu depremlerin güneybatıdan kuzeydoğuya doğru göç etmesi, zon boyunca yer alan faylarda gerilmenin arttığı veya Banaz ve Afyon-Akşehir graben sistemi içindeki faylara doğru depremlerin tetiklenebileceği anlamına gelebilir” ifadelerine yer verildi. Raporda diri fayların deprem üretme potansiyelini saptamak üzere tarihsel geçmişine yönelik paleosismoloji çalışmasının yürütülmesi, yakın gelecekte yıkıcı deprem üretme potansiyeli olan ve yerleşim yerlerinden geçen diri fayların 1/1000 ölçeğindeki imar haritalarına işlenmesi, diri fayları izleyen GPS istasyonu sayısının artırılması ve kırılma zamanı yaklaşan fay zonlarının ortaya konması gerektiği kaydedildi.
Raporda şu ifadelere yer verildi:
“Kuşadası Körfezi ve Bozkurt depremleri, 2017 yılı başındaki Çanakkale-Ayvacık depremleriyle başlayan daha sonra Manisa, Gölmarmara, Bodrum, Acıpayam depremleri ile devam eden deprem aktivitesiyle bölgesel ölçekte ilişkilidir ve benzer bir jeolojik mekanizmaya sahiptir. Bu mekanizma Kuzey Anadolu fayının Edremit Körfezi’nden geçen güney kolu ile İzmir-Balıkesir transfer zonu ve Fethiye-Burdur fay zonu arasında kalan bölgenin günümüzde genişleme kuvvetleri etkisinde deformasyona uğradığını göstermektedir. Bozkurt depreminin 3 saat öncesinde meydana gelen Kuşadası Körfezi depremi, Batı Anadolu’da normal faylanma ile doğrultu atımlı faylanmanın aynı zamanda çalıştığını göstermektedir. Bu nedenle özellikle Kuşadası Körfezi ile Gelenbe-Balıkesir arasında kalan fay segmentlerinde gerekli jeolojik, jeodezik, sismolojik ve paleosismolojik çalışmaların bir an önce yapılması, hayati önem taşımaktadır.”
Rapora https://deprem.aku.edu.tr/wp-content/uploads/sites/83/2019/08/izmir-denizli-deprem-raporu.pdf linkinden ulaşılabilmektedir.