Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Hukuk Fakültesi Ombudsmanlık Topluluğu tarafından Hukukta Kariyer Günleri kapsamında “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde Güncel Konular” isimli konferans düzenlendi.
Hukuk Fakültesi Konferans Salonunda gerçekleştirilen Anayasa Mahkemesi Raportörü Dr. Hilmi Can Turan’ın konuşmacı olarak yer aldığı konferansa AKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yılmaz Yalçın, AKÜ Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Hatipoğlu ile birlikte öğretim elemanları ve öğrenciler katıldı.
Konferansın açış konuşmasını yapan AKÜ Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Hatipoğlu, Anayasa Mahkemesi’nin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine hukuki bakışının çok önemli olduğunu söyledi. 2017 yılındaki referandum sürecinde konferanslara katıldığını aktaran Hatipoğlu, “Ben de bir hazırlık yaptım. Google com.tr’ye Türkiye Hükümet Sistemi yazdım. Görsellere tıkladım. Yaklaşık ilk 500 fotoğraf Recep Tayyip Erdoğan’ın fotoğrafı çıktı. Sonra google.com’a girdim. American Presidential System yazdım. Bir tane Trump ve Obama’nın fotoğrafı çıkmadı. Bu bizim millet olarak bir sistemi dahi tartışmadığımızı gösteriyor dedim. Yani tartışamadığımızı gösteriyor dedim. Bunu toplantılarda da dile getirdim. Biz hükümet sistemini dahi Galatasaray-Fenerbahçe yorum anlayışı ile ortaya koyduk ne yazık ki” diye konuştu.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine kademeli geçildi
“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde Güncel Konular”ın anlatıldığı konferansta Anayasa Mahkemesi Raportörü Dr. Hilmi Can Turan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine kademeli olarak geçildiğini ifade etti. Turan, Türkiye’de 2007 yılında yaşanan anayasa değişikliğinin önemli olduğunu belirtti. Turan, “Bu önemli bir değişiklikti. 2007 yılında cumhurbaşkanının meclis tarafından seçilmesini öngören anayasa maddesi değiştirildi. Bu değişiklik sayesinde cumhurbaşkanının halk tarafından seçileceği öngörüldü. İlk kademeli değişim bu değişiklikti. 2014 yılında halk tarafından ilk defa cumhurbaşkanı seçildi. 2017 yılında hükümet sistemini değiştiren değişiklik yapıldı.2018 yılında da ilk hükümet sisteminin cumhurbaşkanı seçimi yapıldı. 2018 yılında da nitekim cumhurbaşkanının ant içmesi ile 2017 yılındaki değişikliklerin tamamı yürürlüğe girdi” ifadelerini kullandı.
“Anayasa metnine sadık kalınmalı”
Anayasal kavramlara dikkat edilmesi gerektiğini belirten Turan, “Bazı anayasal kavramlara dikkat etmek lazım. Anayasa’da cumhurbaşkanı kavramı kullanılmış. Başkan denmiyor. Amerika’daki hukuk sisteminde başkan. Başkanlık sistemi. Bazı gazetelerde bazı televizyonlarda görüyorum. Başkan diyor. Bizim anayasamızda cumhurbaşkanı geçiyor. Bu kavrama sadık kalmalıyız. Tartışmalı husus değil tabi ki başkan deyince de aynı kişi, aynı makam akla geliyor. Cumhurbaşkanı deyince de aynı makam ve kişi akla geliyor. Ama bu bir tercih. Kişi anayasa metnine sadık kalmalı diye düşünüyorum. Şayet bugün buna sadık kalmazsak çok farklı kavramlarında farklı eşanlamlarını kullanarak anayasa metnini zımnen değiştirmiş oluruz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde ekstra yetki yok
Yeni hükümet sistemi ile birlikte yargı tamamen cumhurbaşkanlığına bağlandı diye iddiaların olduğunu kaydeden Turan, şunları kaydetti:
“Yargı, yeni hükümet sisteminde tamamen cumhurbaşkanlığına bağlandı diye bir iddia var. Anayasa Mahkemesinden bunu açıklamak istiyorum. Bizim şu anda resmi anayasaya göre 15, uygulama da ise 16 üyemiz var. Bir üyemiz Askeri Yargı’dan olduğu için 16 üye, askeri üyemiz emekli olduğu zaman 15’e düşecek ve 15 kişi devam edecek. Askeri Yargı, Askeri İdari Yargı Mahkemesi, Askeri Yargıtay kapatıldı. Nitekim 2 üyemiz oradandı. 17 üyemiz vardı. 15 üyeye düştü. Anayasa Mahkemesinin oluşumunda değişikliklerden başka bir şey yok. Cumhurbaşkanına ekstra üye atama yetkisi veren bir hüküm yok. 17 üye atanıyordu. Şimdi 15 üye atanacak. Bu 15 üyenin 3 tanesini meclis, 12 tanesini cumhurbaşkanı atıyor. 2010 yılında yapılan değişiklikler bunlar. 2010 yılında parlamenter sistemdi. Parlamenter sistemde de aynısı uygulanıyordu. Bunun Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin yürürlüğe girmesi ile cumhurbaşkanının yargı üye ataması arasında ekstra bir yetki anayasa değişikliğinde ön görülmemiştir.”
Kuvvetler sert ayrıldı
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte yasamada da değişikliklerin olduğunu söyleyen Turan, milletvekili sayısının 550 iken 600 olduğunu, kuvvetlerin ise sert bir şekilde ayrıldığını ifade ederek konuşmasına şöyle devam etti:
“Yasamanın içerisinden artık yürütme çıkmıyor. Anayasa değişikliği ‘ey yasama sadece yasama faaliyeti yürüteceksin. Artık senin içinden başbakan, bakanlar kurulu çıkmayacak’ dedi. Nitekim bu yürütmeyi kuvvetlendiren bir durumdur. Çünkü güvenoyu yok. Yasamanın, artık bir hükümeti oylama yetkisi yok. Gensoru kaldırıldı. Gensoru, meclisin siyaseten bilgi edinme ve denetleme göreviydi. Bir bakanın, bakanlıktan düşmesine yol açan meclisin bir müessesiydi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet modelinde biz kuvvetleri sert ayırdık. Ana amaç görev süresince sen yasama yap, sen de yürütme görevini icra etti. Yasamanın denetleme yetkisinde bir değişiklik yapıldı. Meclis soruşturması kavramsal olarak kaldırıldı. Ama kavramsal olarak kalksa da teorik olarak cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanı yardımcısını ve bakanları denetleme yetkisi yine devam etti. Sadece madde başlığında meclis soruşturmasını kullanmadı ama içerik olarak kullandı. Cumhurbaşkanın cezai denetlenmesi şu anki sistemde parlamenter sistemden daha kolay. Cumhurbaşkanının Yüce Divan’da yargılanması için meclisteki çoğunluğun 3/4 olması geriyordu. Bu 2/3’e düşürüldü. Rakamlar ortada yani önceki sisteme göre 450 milletvekilinin imzası lazımdı şu anda 400 milletvekilinin imzası lazım. Cumhurbaşkanı daha önce sadece vatana ihanet suçunu işlediği iddiası ile Yüce Divan’a gönderebilecekken meclis, günümüzdeki başkanlık sisteminde bütün görev suçlarından gönderebilir. Bu sistemde Yüce Divan’a gönderme sayısında bir kolaylaştırma oldu ama önerge verme sayısında bir zorlaştırma oldu. Yani 300 kişilik bir mecliste daha önce 200 kişi bu önergeyi verirken şimdi 301 oldu.”
Konferans soru cevabın ardından sona erdi.