Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Kadın ve Aile Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından, 2021 Afyonkarahisar Aile Yılı Etkinlikleri kapsamında, moderatörlüğünü Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Ayhan Koyuncu’nun yaptığı Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Koçak tarafından verilen “Ailenin Önemi ve Aileye Yönelik Tehditler” konulu “Akademi’de Aile” Seminerlerinin ilki çevrim içi olarak gerçekleştirildi.

Toplumu oluşturan en küçük yapı taşı ailedir

Konuşmasına aileyi tanımlarken sosyolojik anlamda iki tür yaklaşım olduğunu ifade ederek başlayan Prof. Dr. Hüseyin Koçak, bunlardan ilkinin aileyi sosyal bir kurum olarak gören ve aileyi işlevleri üzerinden tanımlamaya çalışan bir yaklaşım olduğunu belirtti. “Bu yaklaşıma göre aile sosyal bir kurum, cinselliğin kontrol altına alınması, neslin devamı, çocukların yetiştirilmesi, önceden tanımlanmış olan statü ve kültürün öğretilmesi ve duygusal yönden güven ortamı sağlamak gibi pek çok işlevi yerine getirir” diyen Prof. Dr. Koçak, bu yaklaşıma göre ailenin toplumu oluşturan en küçük yapı taşı olarak tanımlandığını ve bu tanımlamada ailenin işlevlerini yerine getirdiği sürece devamlılığını sağlayabileceğinin altını çizdi.

İkinci yaklaşımın ise konuya biyolojik temelli bakan, antropolojik tasvirde bulunan bir yaklaşım olduğunu söyleyen Prof. Dr. Koçak, bu yaklaşıma göre ailenin biyolojik ihtiyaçtan doğmuş ve bir araya gelerek üreyen çiftlerin oluşturduğu, kan bağı gibi yakınlık dereceleri ile tarihsel süreçlerde oluşturulmuş antropolojik birlik olarak tanımlandığını anlattı.

Günümüzde daha çok parçalanmış aile ya da tek ebeveynli aile tipleriyle karşılaşıldığını söyleyen Koçak; özellikle batı dünyasında aile üyeleri arasında bağların zayıfladığının tartışıldığını ve bu dönüşümde iki önemli süreçten söz etmenin mümkün olduğunu belirterek, bunlardan birincisinin çeşitlenen toplumsal kurum ve gruplar sayesinde ailenin bazı işlevlerinin bu yeni kurumlar tarafından yapılmaya başlanması, ikincisinin ise değerlerde yaşanan dönüşümler olduğunu vurguladı.

Konuşmasında ailenin kökeni ve tarihçesi hakkında da kısaca bilgiler veren Koçak, “Bu konuda 4 temel yaklaşım vardır. Bunlardan birincisine göre ailenin meydana gelişi cinsel içgüdü nedeniyle olmuştur, bir diğerine göre ise mutlak cinsi serbestlik nedeniyle olmuştur. Diğer bir yaklaşım ise ailenin bir tekâmül ve olgunlaşma sonucunda ortaya çıktığını söyler. Son gruba göre ise aile insanlığın başlangıcından beri vardır. Bu yaklaşımlardan en çok kabul gören, ailenin insanlığın başlangıcından beri var olduğu ve tekâmül ettiğidir. Aile ilk insanlıktan beri vardır ve bu konuda yüce dinimiz İslam’da ilk ailenin Hz. Âdem ve Hz. Havva tarafından kurulduğunu söylüyor” dedi.

Değişim ve dönüşümler aile ve toplumlarda ciddi sancılara ve kırılmalara neden olmuştur

Kentleşme, göç ve sanayi devriminin dayattığı yeni yaşam biçimi ve değerlerim aile kurumunu parçalanma ve dağılma sürecine ittiğini söyleyen Prof. Dr. Koçak şöyle konuştu:

“Bu etkenler ailenin temel fonksiyonlarını yerine getiremeyecek derecede zayıflamasına yol açtı. Bunun sonucu olarak ailenin bölünmesi, parçalanması, tek ebeveynli ailelerin giderek artması, boşanma oranlarının yükselmesi, evlilik dışı ilişkilerin çoğalması ve bu birlikteliklerden doğan çocukların artması önemli tehlikeler olarak karşımıza çıktı. Bununla birlikte son yıllarda yaşanan kültürel ve ahlaki değerlerdeki değişim ve dönüşümler, yabancılaşma, suç oranlarındaki artış, uyuşturucu kullanımı, bireysel ve toplumsal şiddetin yaygınlaşması, kimlik bunalımı ve ruhsal rahatsızlıklar gibi toplumu tehdit eden sorunlar baş gösterdi. Bu değişim ve dönüşümler aile ve toplumlarda ciddi sancılara ve kırılmalara neden olmuştur. İnternet sosyal medya ve televizyon bu noktada önemli. Başta biz yetişkinler bu konularda dikkatli olmalıyız.”

Kuşaklar arası düşünce farklılıkları ciddi çatışmalara neden oluyor

Aile içi ilişkilerin belli bir sevgi ve saygı ölçüsü içinde olmadığını ve insanların birbirine sağır davranmaya başlamaları sonrasında sorunların başladığını ifade eden Prof. Dr. Koçak, “Aile içindeki roller ve sorumluluklar noktasında yaşanan değişim ve dönüşümler çok hızlı olunca bireyler ayak uydurmakta zorlanıyorlar. Rol çalmalar da söz konusu ki kuşaklar arası düşünce farklılıkları ciddi çatışmalara neden oluyor. İletişim kopukluğu ise beraberinde şiddeti getiriyor. Bu şiddet de aileyi ve tüm toplumu yıkıyor” dedi.

“Hız ve haz toplumu olduk”

Bağımlılıkların beraberinde ciddi sorunlar getirdiğini belirten Prof. Dr. Koçak, “Bağımlılıkların aile ve toplum için yıkıcı sonuçları var. Alkol, uyuşturucu, fuhuş, pornografi, teknoloji vs. gibi tüm bağımlılıklar hayatımızı altüst eden ve hayatımızın normal akışını kesintiye uğratan davranışlardır. En iyisi bunlara müptela olmamak, olunduğu takdirde ise ilgili kuruluşlardan yardım almak gerekir” şeklinde konuştu. Aileleri sıkıntıya sokan bir diğer konunun ise bireylerin yapay ihtiyaçlar ve israf içinde olmasına işaret eden Koçak, reklamlar ve pazarlama yoluyla pek çok şeyin bizlere ihtiyaçmış gibi dayatıldığını, bunları almak için daha çok para kazanmak ve daha çok çalışmak zorunda kalan ailelerin bu yoğun iş temposu içerisinde iç huzurlarını ve kanaat duygularını kaybettiklerini ifade etti.  Dijital çağ olarak tanımlanan günümzde internetin birincil ihtiyaçlar arasına girmiş durumda olduğunu hatırlatan Koçak, “Geldiğimiz noktada hız ve haz toplumu olduk. Aileler ve toplum bu teknoloji karşısında biraz çaresizler. Bu durumu lehimize döndürmek mümkün fakat kısır bir döngü içinde yok olmakta mümkün”

“Derman sende fakat senin haberin yok, derdim senden fakat sen görmüyorsun”

Eğitimin değiştirici ve dönüştürücü gücüne inanmak ve eğitime önem vermenin şart olduğunu Hz. Ali’nin bir sözü ile vurgulayan Koçak,  “Derman sende fakat senin haberin yok, derdim senden fakat sen görmüyorsun. Yani derman bizim elimizde, dertlerimiz de bizden; bunu bilmemiz lazım. Ekonomik toplumsal ve kültürel alanda karşılaştığımız tehditlerle başa çıkmanın yolu eğitimden geçiyor. Başta biz yetişkinler buna inanmalıyız ve gelecek nesillere bu bilinci aktarmalıyız. Tüm olumsuzluklar kişiye erdem ve irfan kazandıran bir eğitim ile düzeltilebilir” dedi.

Sunumunun ardından katılımcıların sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Koçak, katılımcılara teşekkür ederek konuşmasını sonlandırdı.

30 Ocak 2021, Cumartesi 881 kez görüntülendi