Afyonkarahisar Valiliği ve Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Kadın ve Aile Araştırmaları Uygulama ve Araştırmaları Merkezi tarafından, “Ailede Doğruluk ve Adalet” semineri düzenlendi. 2021 Afyonkarahisar Aile Yılı kapsamında düzenlenen ve Akademide Aile Seminerlerinin onuncusu olan etkinlik, çevrim içi olarak AKÜ Youtube hesabından yayımlandı.

Moderatörlüğünü AKÜ Eğitim Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Mücahit Gültekin’in yaptığı, konuşmacı olarak AKÜ Hukuk Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Hatipoğlu’nun konuşmacı olarak yer aldığı seminerde ailede doğruluk ve adalet anlatıldı.

“Adalet, bir şeyi yerli yerine koymaktır”

Hatipoğlu, yaptığı konuşmada adaletin aslında bir şeyi yerli yerine koymak olduğunu belirterek, “Bir şeyi yerli yerine koymak dediğimde, hayatın bütün safhalarına uygulayabilmek gerekir. Ben adaleti siyasal ya da hukuksal tanımlamaya soktuğumda insanların aklına doğrudan ‘adalet sarayı, hükümet, ya da siyasal iktidarlar devlet yönetimleri’ geliyor. Kınalızade Ali Efendi, Ahlak-ı Alai kitabında, ‘adaletin alt kavramları vardır’ diyor. Bunlar; dostluktur, birliktir, vefadır, şefkattir, ibadettir, teslimiyettir, sevimli olmaktır, estetiğe önem göstermektir. Adalet bana göre, bizim hayatımızda ve yaşantımızda, her şeyin yerli yerine konularak, kimi zaman insanı mutlu edecek, kimi zaman ise karşı tarafı üzecek olan bir kavram ama birilerini sevindirse de, üzse de aslında olması gerekenin ortaya çıktığı, hakkaniyetle herkesin hak etmiş olduğuna sahip olduğu bir düzenin adıdır. Zulmün tersidir. Zulüm ise bir şeyi yerli yerine koymamaktır” diye konuştu.

Adalet ve eşitlik kavramlarını açıklayan ve iki kavramın aynı olmadığını söyleyen Hatipoğlu, şunları kaydetti:

“Adalet, eşitlik kavramına oranla daha manaya yönelik bir kavram. Adalet biraz oransal bir kavram. Eşitlik dediğimiz şey rakamsalsa eğer, aslında adalet dediğimiz şey oransal, hakkaniyet üzerine bir şey. Teslimiyet, birlik, tevekkül, dostluk, şefkat, insanlar arası iyi ilişki, bunların hepsi adaletin alt kavramları. Biz eşitlikte bunu göremeyiz; adaletsizlik diye de bir şey var. Yani hep eşit düşünmek en büyük adaletsizliktir. Bizim her şeyi aslında eşit olarak kabul etmemiz adaletsizlik taşıyabilir. Hayat girintili ve çıkıntılı bir şey. Hayatı düz zemin olarak kabul etme şansımız kesinlikle yok. Bu girintileri ve çıkıntıları absorbe edecek yaşam şartlarına sahip olmalıyız. Koşullar her zaman değişiyor. Eşit olarak baktığınızda değişen koşullar karşısındaki tedbir güncellemesini yapma şansınız yok. Koşullar hep değişiyor, hayat girintili çıkıntılı siz düz bir zemin olarak bakarsanız tedbir güncellemesi yapmanıza da gerek yok. O zaman hayattan hiç zevk almadan, problemlerle boğuşarak karman çorban bir hayat ortaya çıkıyor. Girintileri, çıkıntıları hesaba katmak, değişen koşullara ayak uydurabilmek aslında adaletle ilgili bir kavram.”

“Adalet ve doğruluk birbirini destekleyen kavramlar”

Doğruluk ve dürüstlüğün adalete hizmet eden kavramlar olduğunu ifade eden Hatipoğlu, “Doğruluk ve dürüstlük, adalete hizmet eden kavramlardır. Tam tersi nazardan bakıldığı zamanda bir insanın doğrudan yana olması, dürüst davranmak istemesi de aynı zamanda adalettir. Adalet ve doğruluk birbirini destekleyen kavramlardır. Doğru davranmış birisi aynı zamanda adaletli olur mu? Dürüst davranmamış ama adalet ortaya çıkmış olabilir mi? Hukuki nazardan baktığımızda böyle şeylerin olması pek muhtemel. Yani mevzuatsal açıdan bakıldığında kuralları yan yana koyduğumuzda kanundaki boşluk, kanunu dolanma gibi başka şeyleri devreye soktuğumuzda bunlar söz konusu olabilir. Bir insan mevzuat nazarında doğru davranmamış olsa bile belki davayı kazanmış olabilir ama kazanılan her dava meşru olmadığından o yüzden adalet tesis olmuş diyemeyiz. Adaleti, doğruluk ve dürüstlük arasındaki ilişkiyi hukuk ile adalet arasındaki farklılığı ortaya koyarak anlatmamız gerek” dedi.

“Aile hazinedir”

Ailenin bir hazine olduğunu ve toplum içinde en muhteşem şey olduğunu belirten Hatipoğlu, “Aile, bence bir toplum içerisindeki en muhteşem şeydir. Bizimde aileye olumlu ya da olumsuz şeyler katma ihtimalimiz çok yüksek. Aileyi insanların erdemlerini kazandığı yer olarak tanımlayabilirim. Topluma açılıyoruz ama ailemizden örnekler alarak ya da ailemize örnekler sunarak yaşıyoruz. Evladımla benim aramdaki ilişkiyle, okuldaki öğrenci-Hatipoğlu ilişkisine yön vermeye çalışıyorum. Yani ben okuldaki öğrenci-Hatipoğlu ilişkisinden yola çıkarak ailemdeki çocuğuma davranmıyorum. Burada aile, bizim güzel yaşantımız için bir test merkezi. Bu noktada ailemde yaşadığım güzellikleri dışarı yansıtmak istiyorum. Ailemle bir sorun yaşamışsam eğer bu sorunun kaynağı toplumda da karşıma çıkacaksa toplumdan o sorunun kaynağından kaçınmak istiyorum. Aile çok muhteşem bir şey; insanı insan yapan, kendini kıymetli hissettiren bir eleştirel bakış açısı sergilediğinde topluma çıkmadan kendini görebilen, kendini tanıma fırsatı veren bir grubun adı” ifadelerini kullandı.

Ailedeki adaleti önemsediğini ve aile arasındaki bağların güçlendirilmesi gerektiğini de vurgulayan Hatipoğlu, “Çocukla babası arasında, anne ile baba arasında tıklasanız kopacak şekilde bağ ortaya çıkmış. Bu bağı daha sert hale getirmek için adaletin tesis olması lazım. Bir insanın evladını sevmesi gerek. Bir insanın, eşi hanımefendiye hürmet göstermesi gerekir. İslam hukuk düşüncesinde bir hanımefendiye hal hatır sormamak şiddettir. Aile içindeki adaletsizlik, bağları koparıyor, kaos ortaya çıkarıyor. Birbirine bağrışmalar, fiziksel darplar çıkıyor. Beyefendinin cebinde hanımefendinin istediği şeyi alacak kadar parası var ama yok derse bu cimrilikten ziyade adaletsizliktir. Ailede adaletin tesisi için, çocuklarımıza zulüm derecesini biraz daha indirip öğretmemiz gerek. Çocuğum hal hatır sormamak adaletsizlik, çocuğum kardeşinle paylaşmaman ona vurman adaletsizlik gibi uyarıların yapılması gerektiğine inanıyorum. Aile ve adalet, birbirinden hiç ayrılmayacak iki kavram” dedi.

“Ailede Doğruluk ve Adalet” seminerinin tamamını buradan izleyebilirsiniz.

28 Ekim 2021, Perşembe 319 kez görüntülendi