Türk Dil Kurumu (TDK), Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü ve Edebiyat Topluluğu tarafından 30. yıl etkinlikleri kapsamında “Dilimiz Kimliğimizdir!” konferansı düzenlendi.

Konferans öncesi TDK Başkanı Prof. Dr. Gürer Gülsevin, Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü Başkanı Prof. Dr. Cüneyt Akın ve AKÜ Türkçe Öğretim Merkezi Müdürü Doç. Dr. Ahmet Karaman ile birlikte AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakaş’ı makamında ziyaret etti. Makam ziyaretinin ardından TDK Başkanı Prof. Dr. Gürer Gülsevin, Afyonkarahisar İkmal ve Garnizon Komutanı Tuğgeneral Osman Alp ve AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakaş, Kültür Bakanlığı Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı Gülenay Yalçınkaya’nın “Keçe Sergisi” ve Semanur Dağaşan’ın “Türk Dünyası Düşünürleri Karakalem Sergisi”nin açılışına da katıldı. Açılışta konuşma yapan AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakaş, bir toplumun geleneklerine ilişkin müktesebatının içeriğini dolduran en önemli unsurlar arasında kültür ve sanatın yer aldığını söyledi. Karakaş, “Dolayısıyla biz burada hem kültürü hem sanatı bir araya getirmiş bu müktesebatı geleceğe genç kuşaklara taşıyabilme adına sanatçılarımızın emeğini sizlerin beğenisine sunmuş olacağız. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu.

Sergi açılışının ardından TDK Başkanı Prof. Dr. Gürer Gülsevin’in “Dilimiz Kimliğimizdir!” konulu konferansına geçildi. Atatürk Kongre Merkezinde gerçekleştiren konferansa; Afyonkarahisar İkmal ve Garnizon Komutanı Tuğgeneral Osman Alp, AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakaş, Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Adem Aslan, AKÜ Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hüseyin Koçak, Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü Başkanı Prof. Dr. Cüneyt Akın, Türk Eğitim-Sen Afyonkarahisar Şube Başkanı Muhtar Demirci ile birlikte akademik personel ve öğrenciler katıldı.

Tarihte devlet adamlarının Türkçeyi korumak için adımlar attığını söyleyen Gülsevin, “13. yüzyılda beylikler döneminde Karamanoğlu Mehmet Bey tarafından ‘bugünden sonra divanda, dergâhta ve bargâhta, mecliste ve meydanda Türkçeden başka dil kullanılmayacaktır’ diye bir ferman yayınlıyor.  İşte o günden itibaren biz kendi Oğuzcamızı yazı dili yapmışız. Bir devlet adamı duruma el koyunca iş halloluyor. 1930’larda bir ses daha duyduk. O da Mustafa Kemal Atatürk ki ‘Türk milleti demek Türk dili demektir’ diyor. Türk dili Türk milleti için kutsal bir hazinedir. Çünkü Türk milleti geçirdiği nihayetsiz felaketler içinde ahlakını, ananelerini, hatıralarını, menfaatlerini kısacası bugün kendi milletini yapan her şeyini dili sayesinde muhafaza olduğunu görüyor. ‘Türk dili Türk milletinin kalbidir, zihnidir’ diyen Mustafa Kemal’in sesini duyuyoruz. Türk Dil Kurumu kuruluyor. Kendi mirasını Türk Dil Kurumuna bırakıyor. 2017 yılında biz bu sesi bir daha duyduk; dildeki tehlikeye karşı Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Dilimiz Kimliğimizdir! başlığıyla 2017 yılını Türk Dili ilan etti. Dilimiz kimliğimizdir! cümlesi ikaz cümlesidir. Devlet kurumlarını ikaz ederek dilimiz bozuluyor buna kayıtsız kalmamalı, Türkçeye sahip çıkmalıyız” dedi.

“Dilimizi kaybettiğimiz zaman yok oluruz”

Dil kaybedilince milletlerin kaybolduğunu belirten Gülsevin, “Millet, dili kaybolduğu zaman kaybolur. Bu hakikatin ta kendisidir. Dilimiz kimliğimizdir, dilimizi kaybettiğiniz zaman yok oluruz. Dil dediğimiz Türkçedir. Türkçe nedir? En basit ifade ile Türklerin konuştuğu dildir. İngilizce nedir? İngilizlerin konuştuğu dildir. Hakiki tanım budur. Türkçeyi anlamak için Türk’ün kim olduğunu anlamamız lazım. Türk nedir? Türk bir millet ismidir. Irka, etnik gruba, aşirete, aileye bağlarsanız o millet olmaz. Millet bir ırk değildir, ırkların üstünde bir kavramdır. Türk Dil Kurumundaki sözlükten milleti tanımlayım; aralarında dil, tarih, duygu, ülkü, gelenek ve görenek birliği olan insan topluluğudur” ifadelerini kullandı.

“Türkçe dünya dilidir”

Türkçe’nin dünya dili olduğunu belirten Gülsevin, “Türkçe kesinlikle dünya dilidir. Dünyada 6 bin dil var. Hepsi dünya dili değildir. Dünya dili demek için kavramın içini doldurmak gerekir. Dünyada konuşulan diller diyebilirsiniz. 6 bin dilin arasında çok azı yazı edebi dil haline gelebilmiştir. Türkçe bizim edebi dilimizdir. Resmi dil olmak da çok uzun bir statüdür. Dünyada kaç tane devlet dili var diye bakarsak, 6 bin dil içinde taş çatlasa 193 tane devlet dili vardır ki Birleşmiş Milletler’de 193 tane devlet vardır. Hatta bunu bile diyemezsiniz çünkü devletlerin çoğunun kendi dilleri konuşma dili olsa bile dilleri İngilizcedir, Fransızcadır ya da Almanya’dır. Asla 193 tane devlet dili de yoktur” diye konuştu.

Türk dilinin tarih sahnesine ilk çıktığı andan itibaren devlet dili olduğunu kaydeden Gülsevin, şunları kaydetti:

“Bilge Kağan’ın dili Atatürk’ün Nutku gibi devlet başkanının halka hitabıdır. Son derece yüksek bir edebiyat vardır. Karşımıza çıktığında da yazı ve devlet dilidir. 6 bin dil arasında tarihsel sıralamaya bakarsak ilk sırada Çince gelir, sonrasında Aramice ve İbranice geliyor. 4. sırada ise Yunanca var. Dil olarak İbranice de Yunanca da Çince de bizim akrabamızdır.  10. sırada ise Türkçe geliyor. Türkçe, 687 yılındaki Orhun Yazıtlarıdır. Bu diller arasında İngilizce, Fransızca, Rusça veya İspanyolcayı göremezsiniz. Göktürk Yazıtlarından asırlar sonra Almanca ve Fransızca diller haline gelmiştir. Bütün Avrasya’yı dolaşmış bir dil düşünün. Bizim bambaşka bir medeniyet ve kültürümüz var ki çok geniş bir coğrafyadan beslenmiştir. Sibirya’dan Kosova’ya kadar Türkçe’nin hakim olduğu coğrafyadaki sayıya bakarsak 240 milyon olarak karşımıza çıkar. Türkiye Türkçe ’si konuşan sayısı ise 94,5 milyondur. Oğuz grubu olarak bakarsak Bakü’ye veya İran’a gittiğinizde tercümana ihtiyaç duymazsınız. Şu anki sıralamadaki yerimiz ise Çince, İspanyolca, Arapçadan sonra bütün lehçeleri ile beraber Türkçeyi 6. sırada görürüz. Sadece Oğuz olarak alalım derseniz de 7. sırada yer alırız. Sadece Türkiye Türkçesi olarak bakarsak da 9. sırada olduğumuzu görürüz. Arapça 5. sırada yer alır ancak Mısır’da konuşulan Arapça ile Irak, Fas veya Suriye’de konuşulan Arapça aynı değildir. Edebi dilleri aynı olmasına rağmen birbirlerini anlamazlar. Hiçbirine Mısırca, Farsça veya Suriye’ce demiyoruz. Ama bize Kazakça, Kırgızca veya Özbekçe diyorlar. Özbek Türkçe’si dendiğinde itiraz edenler Irakça demiyorlar.”

Türkçe’nin Çince’den, İngilizce’ye pek çok dile kelime verdiğini açıklayan Gülsevin, şunları söyledi:

 “Mesela Arnavutça, Yunanca veya Romence bambaşka bir dil. Bunların dilleri, kıyafetleri ve müzikleri farklı. Bunların arasındaki tek ortak dil Türkçe’den geçmiştir. Macarca’da 1500 kelime, Makedonca’da 3 bin küsur kelime, Sırp Hırvatça’da 8 bin 700 kelime Türkçeden geçmiştir. Türkçede de pek çok İtalyanca kelime vardır. Mesela Almancadan Türkçeye geçmiş kelimeler askeri ve daha teknik kelimelerdir. Rumcadan da Türkçeye geçen yemeklerden, geleneklere kadar kelimeler var. Türkçeden bu dillere geçen kelimeler ise böyle bir ayrım olmaksızın farklı farklı alanlarda geçmiştir. Çatal kelimesi Yunancaya da, Bulgarcaya da geçmiştir. Börek köken olarak da Türkçedir ve Bulgarcaya da Sırpçaya geçmiştir. İngilizcede kiosk diye bir kelime var. Sözlükte karşısına ‘ing’ yazacak İngilizce kökenli olduğunu vurgulamak için. İngilizce sözlükte ise kiosk kelimesinin Türkçeden geldiği yazar. Türkçe köşk kelimesinden geçmiştir. Köşk kelimesine Türkçe sözlükte bakarsak Farsça kökenli ‘kūşk’ kelimesinden olduğunu görürüz. Farsça sözlükte ‘kūşk’ kelimesine bakarsak kelimenin kaynağını Türkçe köşk kelimesi olarak gösterir. Köşk kelimesinde Türkçe’den Farsça’ya geçen, Farsça’dan Türkçe’ye geçen, Türkçe’den İngilizce’ye geçen bir durumla karşılaşırsınız.”

“Türkçe dünyada en çok öğrenilmek istenen 5. dil”

Türkçe’nin dünyada en fazla öğrenilmek istenen 5. dil olduğunu söyleyen Gülsevin, “Türkçe şu anda dünyada yaşadığı en güzel günlerini yaşıyor. 1979 yılından beri Türk dili çalışan biri olarak bunu söylüyorum. Bu devletlerin ve kültürlerin prestiji ile ilgilidir. Türkçenin itibarını artıran kurum ve kuruluşlarımız var. Yunus Emre Enstitüsü bunların başında geliyor. Siz dil öğrenmek için Alman Kültür veya İngiliz Kültüre gidiyorsunuz, yurt dışında Türkçe öğrenmek isteyenler de Yunus Emre Enstitüsüne gidiyor. İnsanlar Yunus Emre Enstitülerine akın akın gidiyorlar. 10-15 tane sınıf açmışlar, her yaş ve kesimden insanlar ücret de ödeyerek Türkçe öğrenmeye geliyor. Türkiye Maarif Vakfı da bu kurumların başında geliyor. Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde de önemli sayıda Türkçe öğretmeni yurt dışında görev yapıyor. Yurt Dışı Akraba ve Topluluklar Başkanlığı var ki yurt dışındaki zeki öğrencilere burs vererek Türkiye’ye getiriyor. Farklı alanlarda eğitim alan gençler ülkelerinde önemli görevlere geliyorlar. Türkçe dizilerin ise bunların arasında belki en fazla etkisi olan unsurumuz. Yurt dışında çok fazla Türk dizisi izleniyor. Dizi ihracatında ABD Hollywood ile ilk sırada ki hemen arkasından Türkiye geliyor.  Bu konuda ülke olarak da pastadan yüzde 25 pay alıyoruz”

Konferans AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakaş’ın, Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Gürer Gülsevin’e plaket takdim etmesinin ardından sona erdi.

10 Mayıs 2022, Salı 659 kez görüntülendi