Marmara Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ercan Öztemel, Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Bilim, Teknoloji, Kültür ve Sanat Festivali AKÜFEST kapsamında “Yapay Zeka Ne Kadar Zeki Olacak” konulu konferansta yapay zekanın geçmiş ve geleceğine dair bilgiler paylaştı.
Atatürk Kongre Merkezinde düzenlenen konferansa AKÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Şuayıp Özdemir, Prof. Dr. Murat Peker ve Prof. Dr. Yılmaz Yalçın, Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hüseyin Koçak, İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Güler, Teknoloji Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ayhan Erol ile akademik personel ve öğrenciler katıldı.
Konferansta yapay zeka kavramı ile tarihsel sürece dair değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Ercan Öztemel, insanlığın robotların her alana hakim oldukları bir dünyaya doğru hızla yol aldığını belirterek, bunun hayatın bir gerçeği olduğunu belirtti. Bu gerçeğin insanların aklına pek çok soruyu da beraberinde getirdiğini ifade eden Öztemel, “İnsanlar robotlar ile birlikte yaşayabilecek mi; robotlar insanlardan daha zeki olabilecek mi veya ne kadar insansı olacaklar; robotlar kendilerine bir dil icat edip, bir robot toplumu oluşturabilecek mi; robotlar insanlar üzerinde bir hakimiyet kurabilecek mi; dünyayı kendi hakimiyetleri altına alırlar ise ne olacak veya robotlar alim mi yoksa zalim mi olacak gibi pek çok soru herkesin ortak meraklarını oluşturuyor” dedi. Öztemel, “Birçok ortamda bu sorulara öyle veya böyle cevaplar da verilmektedir. Kimine göre dünya bir felakete sürüklenmektedir. Kimilerine göre ise daha rahat ve yaşam konforu bol bir dünyaya doğru hızla yol alınmaktadır. Bu sorulara neden olan gelişmelerin odağında ve yön veren en temel teknoloji yapay zekadır” dedi.
“Yapay zeka insan zekasını özelliklerini bilgisayara kazandıran bilim dalı”
Öztemel, yapay zekanın insan zekasının karakteristik özelliklerini bilgisayara kazandıran algoritmalar geliştiren bir bilim dalı olduğunu belirterek, “Yapay zeka ile insan gibi zeki davranışlar sergileyerek problemlere çözümler üretebilen sistemler geliştirilmesi hedeflenir. John McCarthy yapay zekayı zeki makinelerin özellikle de zeki bilgisayar programları oluşturan bilim ve mühendislik dalı olarak tanımlamıştır. Zeka ise bilgiyi anlayabilme, sebep neden ilişkisi oluşturma, bilgiden bilgi türetebilme ve bilgiyi işleyebilme yeteneği ile ölçülür. Zeki davranış içinde problem çözme, karar verme, muhakeme etme, planlama, öğrenme, kontrol etme, izleme ve teşhis etme gibi pek çok öğeyi barındır. Akıl, vicdan, zeka ve ilhamın insanı oluştururken yapay zekayı ise algoritma ve zeka toplamı meydana getirir” ifadelerini kullandı.
“Yapay zekanın tarihi bilindiğinin aksine çok eski”
Öztemel, yapay zeka ile sezgisel yöntemleri kullanarak yapısal nitelikte olmayan problemleri çözebilmek mümkün olabildiğini belirterek, “Başka bir deyişle problemi çözecek bir matematiksel algoritma olmadığı zaman yapay zeka çözümler üretebilmektedir. Çevremizde bir çok sorunun belirlenmiş adım adım çözüm yöntemi (yapısal modeli veya algoritması) bulunmamaktadır. Yapay zeka ile bir algoritmaya bağlı kalınmadığı ve sonuçlar belirli talimatlara dayanılarak üretilmediği için sahip oldukları bilgiye bağlı olarak herhangi bir alanda çok farklı niteliklerdeki problemlere çözümler üretilebilmektedir. Otomatik makineler ve sistemler yerine otonom makine ve sistemler geliştirmek mümkün olabilmektedir” diye konuştu. Yapay zekanın tarihsel geçmişinin bilinenin aksine tarihte asırlar öncesine kadar dayandığını ifade eden Öztemel, şunları belirtti:
“Yapay zeka çok yeni falan değil. Yapay zeka aslında geçmişte yapamadığımız, geçmiş insanların zekalarının düzeyinin yetersiz kalması nedeniyle yapamadığı şeyleri bizim zeka seviyemiz müsaade ettiği için yapabildiğimiz şeylerdir. Yapay zekada mantık ve muhakeme kullanıyoruz. Aristo’nun mantığını kullanıyoruz. Milattan önce 400’lü yıllarda söylediklerini kullanıyoruz. Hala günümüze kadar da geliyor. Matematiği kullanıyoruz. İspatın formal gösterimini kullanıyoruz. Algoritmaları, aritmetik işlemleri ve olasılık hesapları kullanıyoruz ki bunlarda 800’lü yıllardan beri kullanılıyor. Değişen bir şey yok. Yapay zekada psikoloji kullanıyor ki 1800’lü yıllardan beri var. Yapay zeka bunlara dayandığına göre o zaman yeni olan ne. 1940’yı yıllarda yapay zeka çalışmaları başlıyor. 1956 yılında bir konferansta yapay zeka tabiri kullanılıyor. Orada insan gibi bir makine üreteceğiz diyorlar ki iddia ve yeni olan da aslında tam da bu. Üretilecek makinenin zeki olup olmadığının nasıl anlaşılabileceği hususunda ise Alan Turing isimli bilim insanın Turing Testi olarak tanımlanan bir test ile bunu ispatlayacağını iddia ediyor. 3 odanın birine test edilecek bilgisayar diğer ikisine ise insan konulacak diyor. İnsanlardan biri diğerine soru soracak diyor. Odadaki insanlardan biri soru soracak; diğer odadaki insan da makine de cevaplayacak. Eğer gelen cevabın makineden mi insandan mı geldiği ayırt edilemiyorsa o makine zeki makinedir diyor Turing. Ancak soruyu soran kişiye istediği konuda istediği şekilde soruyu sormasına izin vereceksiniz diyor ki o gün bugündür bu testi geçen makine olmadı.”
“İnsana benzeyen robotların üretimi ile yapay zeka yeniden gündeme geldi”
Yapay zekanın tarihsel süreç içerisinde giderek gündemde daha fazla yer aldığını anlatan Öztemel, “Robotların endüstriyel hayata hakimiyeti doğal olarak insana benzeyen yapay zeka robotlarının tekrar gündeme oturmasına yol açmıştır. Örneğin Hong Kong merkezli ‘Deep Knowledge’ isimli yatırım şirketi, bundan böyle yönetim kurulunda bir de robot üye bulunacağını açıkladı. VITAL isimli robot, fiziken olmasa da fikren yönetim kurulu toplantılarına katılacak ve görüş bildirecek” diye konuştu. Gelinen noktaya ilişkin bilgiler paylaşan Öztemel şöyle dedi:
“Geldiğimiz noktada artık bir bilgisayar satranç oyununda insanı yenebilmektedir. Uzman sistemler bir uzay aracını kontrol edebilmektedir. Konuşma tanıma sistemleri ile insanlar bilgisayar ve makinalar ile konuşabilmektedir. Robotlar merdivenlerden çıkabilmekte, her türlü hareketi yapabilmekte ve dökmeden su taşıyabilmektedir. Web sitelerinde otomatik olarak dil tercümesi gerçekleştirilebilmektedir. An itibariyle bakarsak makineler yani yazılımlar yorum yapabiliyor, problem çözebiliyor, ilişki kurabiliyor karar verebiliyor; yapay sinir ağları ile öğrenebiliyor; bildiğimiz bilgisayarların çözemediği karmaşık problemlere çözümler üretebiliyor; kelimeleri anlayabiliyor. Kelimelere göre işlem yapabiliyor; merdiven çıkabiliyor, top oynayabiliyor, sorulara cevap verebiliyor, haberleşebiliyor. Gelecekte ise makineler yani yazılımlar birbirleri ile konuşabilecekler; aynı amaca yönelebilecekler; sosyalleşebilecek, yardımlaşabilecek, birbirlerine destek üretebilecekler; birbirlerine olayları öğretebilecekler; AR-GE çalışmaları yapabilecekler; inovatif davranabilecekler; birden fazla işi tek başlarına gerçekleştirebilecekler; işletmelerde yönetim kademelerinde görev alabilecekler; kişiselleştirilmiş eğitim/öğretim sistemleri oluşturabilirler veya muhatabı ile ana dili üzerinden iletişim kurabilecekler.”
Marmara Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ercan Öztemel, yapay zeka ve dönüşüm sürecini çok iyi anlamak gerektiğini ve doğru noktadan başlanmaz ise diğer toplumları yakalama şansının kalmayacağını da sözlerine ekledi.
Konferans soru cevap ve AKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yılmaz Yalçın’ın Prof. Dr. Ercan Öztemel’e teşekkür belgesi takdim etmesiyle sona erdi. Öztemel konferansın ardından ise AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakaş’ı makamında ziyaret etti.