Afyon Kocatepe Üniversitesinin (AKÜ) kuruluşunun 30. yıl etkinlikleri kapsamında Kadın ve Aile Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından “Aile Olma Yolunda” paneli düzenlendi.
Abdullah Kaptan konferans salonunda düzenlenen etkinliğe AKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Murat Peker, Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Ali Gazel, Kadın ve Aile Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Letife Özdemir ile birlikte öğretim elemanları ve öğrenciler katıldı.
Moderatörlüğünü Eğitim Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Muhammet Emin Türkoğlu’nun yaptığı “Aile Olma Yolunda” panelinin açış konuşmasını Kadın ve Aile Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Letife Özdemir yaptı. Aile kurmayı işletme kurmaya benzeten Özdemir, bir işletmenin ortakların bir araya gelmesi ile kurulduğunu belirtti. Özdemir, “İşletmenin kuruluş amaçlarından bir tanesi kâr elde etmektir. Fakat bunun yanında aslında temel amaç, ortakların refah düzeyini arttırmak yani ortakları mutlu etmektir. Ayrıca bir tane daha temel amacımız var. O da işletmenin sürdürülebilirliğini sağlamak yani uzun vadede hayatta kalmasını sağlamaktır. Aile kurmayı da buna benzetebiliriz. İki kişi beraber mutlu olabilmek, birbirlerini tanımak ve birbirlerine destek olmak amacıyla, uzun vadeli bir birliktelik kurmak amacıyla yola çıkarlar” diye konuştu.
“Ailede kendimize ve çevremize bir anlam yükleriz”
“Aile Olma Yolunda” panelinin moderatörlüğünü yapan Eğitim Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Muhammet Emin Türkoğlu, aile olmanın bir bütünü tamamlamak olduğunu ifade etti. Türkoğlu, “Ailemiz ahlaki değerlerin temellerinin atıldığı sıcacık yuvamızdır. Her şeyin tadını ailede alırız. Anne babalığın değerini, kardeşliğin anlamını, evlat olmanın huzurunu yaşarız. Ailede kendimize ve çevremize bir anlam yükleriz. Ailede paylaşmayı, mutlu olmayı öğreniriz. Aile olma yolunda doğru adımları atarak bir evliliğin ömür boyu sürebilmesini sağlamak ancak sağlıklı bir aile ortamında başlar” dedi.
“Aile Olma Yolunda” panelinde Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Dr. Öğr. Üyesi Mücahit Gültekin “Ailede Psikolojik Sağlamlık” başlıklı konuyu anlattı. Ailede psikolojik sağlamlık özellikle iki binli yıllardan sonra psikoloji literatüründe çok konuşulan, çok araştırılan bir konu olduğunu ifade eden Gültekin, “Çok güncel, popüler bir konu. Şöyle bir perspektifi var; bir kişi olumsuz bir olay yaşadıysa olumsuz bir şekilde sonuçlanır. Yani birisiyle kavga ettiyseniz, yaralandıysanız, bir travma geçirdiyseniz, birisi tarafından mobbinge uğradıysanız, itibarsızlaştırıldıysanız, kandırıldıysanız yani başınızdan negatif bir olay geçtiyse bunu negatif bir sonucu olacağı perspektifine dayalı olarak araştırmalar, uygulamalar yapmış. Fakat pozitif psikoloji biraz farklı bir pencereden bakıyor ve şunu söylüyor; bizim başımıza gelen olumsuz negatif olayların pozitif katkıları olabilir” ifadelerini kullandı.
“Psikolojik sağlamlık negatif olaylar karşısında esneyebilme becerisi”
Psikolojik sağlamlığın “negatif olaylar karşısında esneyebilme becerisini içeren bir kavram” olduğunu belirten Gültekin, şunları söyledi:
“Psikolojik sağlamlığı, kişinin başına herhangi bir negatif olay geldikten sonra en kısa sürede normal haline dönüp hatta o olay başına gelmeden önceki halinden daha iyi bir pozisyona, daha iyi bir konuma gelip, kaldığı yerden devam edebilmesi yolunda yürümeye devam edebilme becerisi veya kapasitesi olarak tanımlıyoruz. Sağlamlık dediğimizde bizim aklımıza sertlik, katılık gibi bir şey geliyor. Bir maddenin varlığın sağlamlığından bahsettiğinizde, örneğin yere bir şey çaktığınızda hiç kıpırdamıyorsa, sertse ve katıysa sağlam olduğu aklımıza geliyor. Bu kavramın İngilizce karşılığı ise esneklik anlamına geliyor. Bu hakikaten çok önemli bir nüans yani psikolojik sağlamlık dediğimiz negatif olaylar karşısında esneyebilme becerisini içeren bir kavram.”
“Evlilik ekip işidir”
Aile Danışmanı Müjgan Gölçük Yağcı “Evliliğe Giden Süreç ve İlk Yıllar” konulu sunumunda ailenin toplumun vazgeçilmezleri arasında olduğunu belirtti. Yağcı, “İlk evlilik, ilk dünyaya geliş, Adem’le Havva’dan itibaren aile kavramının ilk olduğu yer. İstiklal Marşımızda da ifade edildiği gibi son ocak kalana kadar mücadelemizi sürdürmek. Evlilikle ilgili ya da evlilik süreçleri ile ilgili yol alırken yol arkadaşı olarak çıkın yola diyoruz. Çünkü evleneceğiniz kişiyle bir ekip, bir aile oluşturacaksınız. Yeni nesiller oluşturulacak. Bunun için de evlilik rekabet işi değildir. Evlilik ekip işidir. Yani biriniz Refik, diğeriniz Refika yol arkadaşlığı yapacaksınız” şeklinde konuştu.
“Evlilik psikolojik sağlamlığımızın ölçüldüğü yer”
Evliliği güç savaşına dönüştürmemek gerektiğini söyleyen Yağcı, “Terapilerde zaman zaman evliliği bir güç savaşına dönüştürdüklerini görüyoruz. Son noktaya kadar psikolojik sağlamlığımızın ölçüldüğü yer. Burada kültür çok fazla önemli. Kişiyle kültürümüz uyuşsa bile uyuşmayan yerlerimiz vardır. Onun için çoğu şeyi görmezden gelmek, oluruna bırakmak belki en doğrusu olur diye düşünüyorum” dedi.
“Mahkemelere hep birbirine çok güvenen insanların işi düşer”
Avukat Gönül Ar Güngör ise “Hukukta Aile” sunumunda nişanlılıktan boşanmaya kadarki süreçte kanunda yer alan aile kavramını açıkladı. Mahkemelere hep birbirine çok güvenen insanların işi düştüğünü söyleyen Güngör, “Birbiriyle ilişki içerisinde olan insanların işi düşer. Ama unutmayın genelde mahkemelere, adliyeye muhtaç olduğumuz, ihtiyaç duyduğumuz, sığındığınız durumlar, güvendiğiniz, birbiriyle ilişki içerisinde olduğunuz kişilerdir. Şimdi bizde bir ideal hukuk vardır, bir pozitif hukuk vardır. Biz hukukçular böyle bakarız. Pozitif hukuk şu an uygulama içerisinde olan, pozitif anlamda var olan hukuktur; ideal hukuk ise hukukçuların dahi ideal olmasını istediği ya bu da böyle olsaydı toplum barışı, toplum refahı açısından olmasını istediğimiz hukuktur” diye konuştu.
Toplumun en iyi biriminin aile olduğunu söyleyen Güngör, “Aileden hepsi kökten olup o kökten dal olacak ve devam edecek, gidecek. Bizim kanunumuza göre 17 yaşını doldurmadıkça kimse evlenemez. 17 yaşından küçük bir insanın fikri olgunluğu, ruhi olgunluğu ya da özellikle hanımefendi arkadaşlarım açısından söylüyorum anne olabilecekleri açısından vücut olgunluğu açısından uygun olmadığından dolayı kanun koruyucu da kanunlarını koyarken bunların hepsini değerlendirerek kanunlarını madde haline getirir. Olağanüstü hallerde 16 yaşında hakim izniyle evlilik olabilir. Onun haricinde 17 yaşından önce kimse evlenemez” ifadelerini kullandı.
Panel soru cevabın ardından katılımcılara plaket takdimi ile sona erdi.