Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Rektörü ve Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mehmet Karakaş, Sosyoloji Bölümü ve Sosyoloji Kulübü tarafından düzenlenen “Sosyoloji Kulübü Tanışma Toplantısına” katıldı.

Erdal Akar konferans salonunda düzenlenen “Sosyoloji Kulübü Tanışma Toplantısına” Karakaş’ın yanı sıra Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hüseyin Koçak, öğretim elemanları ve öğrenciler katıldı.

Karakaş, öğrenci kulüp ve toplulukları, sosyoloji bölümü, sosyoloji mezunlarının istihdam alanları, sosyoloji bilimi ve sosyoloji tarihi hakkında öğrencilere bilgiler verdi. Sosyoloji Bölümünü kurduktan hemen sonra Sosyoloji Kulübünün kurulduğunu ifade eden Karakaş, “Kulüp öğrencinin merkezde olduğu bir faaliyet ve etkinlik alanı. Biz de yönetim olarak öğrenci merkezli ve kalite odaklı bir eğitim-öğretim ve araştırma politikasını önceliyoruz. O yüzden bizim politikalarımız açısından hem öğrenme yaşantısı içindeki etkinlikleri, hem sosyal ve kültürel yaşantı içerisindeki etkinlikleri önemsiyor ve destekliyoruz. Öğrenci merkezliliği, sadece eğitim süreçlerine öğrenciyi dahil etme olarak değil, öğrencinin eğitim öğretimin bütün süreçlerinde etkin olmasını sağlama olarak değerlendiriyoruz. Bu yüzden kulüp faaliyetleri kapsamındaki sosyal ve kültürel etkinlikleri, politikalarımız açısından önemsiyoruz” diye konuştu.

“Sosyalleşme sürecinin üniversite aşamasında 3 temel ayağı var”

Sosyal ve kültürel faaliyetleri, üniversiteli kimliğine sahip olmanın önemli ayakları arasında gördüklerini belirten Karakaş, “Üniversiteli olmak sadece bilgi yaşantısı ile tamamlanan bir süreç değil, üniversiteli olma süreci aynı zamanda bir sosyalleşme süreci ve sosyalleşme sürecinin de üniversite aşamasında 3 temel ayağı var; öğrenme yaşantısı, kültürel yaşantı ve sosyal yaşantı. Bunların hayata geçmesi ile birlikte bir üniversiteli kimliği oluşabiliyor ve öğrenci üniversite hayatı boyunca alması gerekenleri alabiliyor” dedi.

“Sosyoloji Bölümü tarihsel birikim ve müktesebata sahip”

AKÜ Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümünün 1993 yılında kurulduğunu 2000-2001 akademik yılında eğitim vermeye başladığını ifade eden Karakaş, Sosyoloji bölümü tarihi ve eğitimi hakkında şu bilgileri aktardı:

“Sosyoloji Bölümü, 1992 yılında üniversitenin kuruluş şablonunda var. Ben buraya 1993 yılında araştırma görevlisi olarak başladım. Bölümün ilk elemanıyım. İlk asistanı, ilk öğretim üyesiyim ve bölümün de kurucu bölüm başkanıyım. Bölümümüz sadece lisans eğitimi vermiyor. Aynı zamanda lisansüstü eğitim de veriyoruz. Yüksek lisans programımızı hemen açmıştık. Daha sonraki yıllarda da doktora programını açtık. Aynı zamanda YÖK’ün 100/2000 projeleri kapsamında 3 farklı doktora programı yürüten bir bölümüz. Sosyal Araştırmalar ve Uygulamalar Merkezindeki çalışmaları da yürütüyoruz. Dolayısıyla belli bir tarihsel birikim ve müktesebat oluşturduk. Hem mezun ettiği öğrencileri ile hem lisansüstü eğitim verdiğimiz öğrencilerimizle hem burada yetişmiş ya da buraya sonradan gelip hizmet etmiş şimdi farklı üniversitelerde görev yapan öğretim üyelerimizle birlikte belli bir birikimi olan bir bölüm durumundayız.”

“Sosyolojinin meslek olarak gelişimi zayıf”

Sosyolojinin bilim olarak gelişimi ile meslek olarak gelişiminin paralel olmadığını vurgulayan Karakaş, “Bilim olarak gelişimi daha hızlı, daha geniş alanı kapsamasına rağmen belli dönemlerde de oldukça etkili olmasına rağmen meslek olarak gelişimi Türkiye’de çok daha zayıf oldu. Hala bu paralelliği sağlamış değiliz. Bu biraz sosyolojinin doğası ile de ilgili. Avrupa ve Amerika’daki hikâyelere baktığımızda da benzer durum görüyoruz. Bilim olarak gelişme trendi çok hızlı olmasına rağmen meslek olarak gelişimi daha zayıf” diye konuştu. Sosyolojinin zaman içerisinde Avrupa ve Amerika’da mesleki anlamda daha fazla kurumsallaşma gerçekleştirdiğini belirterek, “Ülke olarak bizim bu konuda yol almamız gerekiyor. Bir bilim alanının meslek olarak gelişimi, biraz da meslek mensuplarının mesleklerine sahip çıkmasıyla alakalıdır.” ifadelerini kullandı.

Sosyolog somut projeler üretecek”

Sosyal bilimlerde mesleğe istihdam alanı oluşturmanın meslek gruplarının girişimi ve somut projeler üretme ile ilgili olduğunu dile getiren Karakaş, sosyolog istihdamı ile ilgili şunları söyledi:

“Türkiye’de bu anlamda kıskandığımız meslekler var. Mesele psikoloji böyle bir meslek grubu. Sosyal Hizmet grubu kendilerine son zamanlarda geniş bir mesleki alan oluşturdu. Bazı meslek mensupları mesleklerine yer açma, alanlarını genişletme ve istihdamlarını artırma noktasında oldukça örgütlü çalışıyorlar. Hem mesleki hem de mezun öğrenci dernekleri var. Sosyologların da aslında örgütlü yapıları var. Ama çok etkin çalışmıyorlar. Çok etkin olduğumuzu söyleyemeyiz. Zaman zaman bazı dernekler bazı faaliyetler yürütüyor. Bir yol alıyoruz ama o istikrarı devam ettirme ve mesleğin imkân ve kapasitesi geniş olmasına rağmen o imkân ve kapasiteyi kovalama noktasında zorluklar yaşıyoruz. Bir alan açıyoruz o alanda sosyolog olarak ne yapacağımıza dair somut projeler ortaya koymadığımız için o alan bize zaman içerisinde kapanıyor.”

“Bilim hakikat arayışıdır”

Bilimin gerçeği arama çabası olduğunu söyleyen Karakaş, “Bilim bir hakikat arayışıdır, merakla başlar. Bu arayış soru sorarak başlar. Soru sormanız için merak etmeniz gerekir. Soru sormaya başladığınız andan itibaren sorduğunuz sorulara cevap bulma anlamında spekülasyonlarda bulunur, açıklama ve yorumlar yaparsınız. Sorduğunuz sorunun ve soruya vermeye çalıştığınız cevapların bilimsel bir perspektif kazanabilmesi için onu bir kurallar çerçevesine oturtmanız gerekir. Yani disipline etmeniz gerekir. Bu yüzden bilimlere aynı zamanda disiplinler diyoruz. Disiplinler dememizin sebebi belli bir kurallar çerçevesi içerisinde bilimi üretiyor olmamızdır. Dolayısıyla yöntemin devreye girmesiyle bir konunun hakikatini, gerçekliğini bulma adına sorduğunuz soruya verdiğiniz cevaplar, belli bir kurallar manzumasiyle yani yöntemsel bir çerçevede cevaplanıyorsa bu bilim oluyor” diye konuştu.

3G formülü

Bilim olarak sosyolojinin toplumu anlama ve anlatma çabası olduğunu söyleyen Karakaş, “Sosyoloji esas itibari ile bilim olarak yaşadığı dönemdeki, andaki olan biteni gözlemler, sahip olduğu birikime ve izlediği yönteme bağlı olarak yaşadığı dönemdeki toplumu ve toplumda olup bitenleri anlamaya ve anlatmaya çalışır. Sosyolog bunu yaparken sadece günümüzü dikkate almaz. Hep söylüyorum 3G formülü. Sosyoloji günümüze konuşlanır, günümüze odaklanır ama günümüzü anlamak için geçmişe bakar. Geçmişe bakar geçmişten elde ettiği bilgiler üzerinden ve günümüzde yaşananlara dair gözlemlere bağlı olarak günümüzü anlamaya ve açıklamaya çalışır. Sosyolog sadece bununla da yetinmez. Geleceğe dair öngörülerde de bulunur. Esas itibariyle anlamak için günümüze konuşlanır, geçmişe bakarak günümüzü açıklamaya çalışır, açıkladığı bilgiler üzerinden de geleceğe dair öngörülerde, birtakım gelecekle ilgili değerlendirmelerde bulunur. Bilimsel sosyolojik bilgi üretme mekanizması, Sosyolojik muhayyile, yöntem ve sosyolojik bilgi olmak üzere üç ana parçadan oluşmaktadır, Sosyoloji bu üç temel parçadan oluşmaktadır.” şeklinde konuştu.

“Sosyoloji toplumun hakikatini arama girişimdir”

Sosyologların başlangıcından bugüne makro ve mikro düzeylerde açıklama modelleri ve teoriler geliştirdiğini ayrıntılı olarak anlatan Karakaş, Sosyolojinin günümüzde daha mikro perspektiflerle, çoğulcu yöntem ve bakış açısı çerçevesinde ilerleyen bir bilim olarak varlığını sürdürdüğünü belirterek, konuşmasını şöyle tanımladı:

“Özellikle 1980’li yıllarda başlayıp 2000’li yıllara kadar moda olan bir son’lu açıklama modeli vardı. ‘Tarihin Sonu, İdeolojinin Sonu’ gibi son’lu yaklaşımlar içerisinden olayları açıklama biçimleri vardı. Bu modaya ‘Toplumsalın Sonu’ da dahil olmuştu. Ama bunların hiçbirinin son olmadığını, hiçbirinin de sonunun olmadığını görmüş olduk. Sadece son olanlar bir dönemin geçerli bilgilerinin sonuydu. İnsanoğlu var olduğu sürece tarih de, coğrafya da, ideoloji de ve toplumsal da var olacaktır. Kıyamet kopmadığı sürece son yoktur. Son, konjonktürün sonudur. Dolayısıyla sosyolojinin inceleme nesnesinin özü insandır. Ama bilim olarak sosyolojin inceleme nesnesi toplumdur. Toplum var olduğu sürece toplumsal da var olacaktır. Dolayısıyla toplumun hakikatini anlama ve açıklama girişimi olan sosyoloji de var olacaktır.”

Sosyoloji Kulübü Tanışma Toplantısı Rektör Karakaş’a çiçek takdimi ile sona erdi.

11 Kasım 2022, Cuma 331 kez görüntülendi