Afyon Kocatepe Üniversitesi tarafından (AKÜ) üniversite ile şehir buluşmaları kapsamında düzenlenen Çarşamba Sabah Toplantılarında daha önce değerlendirilen “Afyonkarahisar’da Hayvansal Üretim, İnovasyon ve Sürdürülebilirlik Vizyonu” konusu ile devam edildi.
AKÜ Sosyal Tesislerinde düzenlenen toplantıya Afyonkarahisar Cumhuriyet Başsavcısı Fatih Karabacak, AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakaş, Vali Yardımcısı Vekili Harun Reşit Han, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şuayıp Özdemir, Dr. Burhan Selim Yiğitbaşı, Veteriner Fakültesi Eğitim Araştırma ve Uygulama Çiftliği Müdürü Prof. Dr. Mustafa Tekerli, akademik personel, Genel Sekreter İhsan Ceran ve Afyonkarahisarlı iş ve düşünce insanları katıldı.
Prof. Dr. Mustafa Tekerli’nin Veteriner Fakültesi Eğitim Araştırma ve Uygulama Çiftliğini tanıtan kısa film gösteriminin ardından toplantıda “Afyonkarahisar için hayvancılık konusunda ne yapabiliriz” sorusuna yanıt arandı. Tekerli, “Üniversite ve özel sektör temsilcilerimiz burada. Afyonkarahisar hayvancılık konusunda belirli bir düzeye de erişmiş durumda. Var olan sorunlar çözülür ama birlik ve beraberlik içerisinde hareket edilmesi ve bir program oluşturulması gerekiyor. Sorunların çözümü sürdürülebilir bir kalkınma ve çözümler için gerekli” dedi.
“Hayvancılıkta su kullanımı önem arz ediyor”
Afyonkarahisar İl Tarım ve Orman Müdürü Özkan Parlak, hayvancılık politikalarıyla ilgili bilgi verdiği konuşmasında hayvancılık işletmelerinin açılışına dair kurallardan bahsetti. Parlak konuşmasında, “Bakanlığımız ‘tarımsal üretim planlaması’ adı altında yeni bir uygulama başlattı. Bununla ilgili olarak hayvancılık işletmeleri de bu planlamanın içinde yer alıyor. Hayvancılık işletmeleri kırmızı et, beyaz et ve balıkçılık olmak üzere üçe ayrılıyor. Burada konunun bizi ilgilendiren tarafı ise kırmızı et. Bazı bölgelerde su varlığı kaynaklı yeni işletmelerin açılmasında düzenlemeler söz konusu olacak ki Afyonkarahisar bu kapsamda değil. Bununla ilgili olarak ilk planlamamızı yaptık ve ihtiyaçlarımızı belirledik” diye konuştu.
“Artan maliyetler sebebiyle çiftçi besicilik yapmıyor”
Afyonkarahisar Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Raşit Tabak ise Afyonkarahisar’ın sucuk başta olmak üzere et üretiminde Türkiye genelinde görünürlüğünün yüksek olduğuna dikkat çekti. Tabak, üretimin düşmesi ile ilgili çiftçilerin maliyetlerin artışı sebebiyle besicilik yapmayı bırakmaya başladığını ifade ederek şunları söyledi:
“Geçmişte Afyonkarahisar’ın üretim potansiyeli çok daha yüksekti. Geçmişe doğru verileri incelediğimizde ilimizde yapılan hayvancılıkta düşüş olduğunu görmek mümkün. Süt üretiminde yükseliş olsa da et üretiminde düşüş var. Burada çok acil önlemler almamız lazım. Bizim çiftçimiz artık besicilik yapmayı bırakıyor. Bunun da sebepleri arasında örneğin maliyetlerin yükselmesi var, çoban bulamamak var. Buna karşın ette, bu sene hariç bizim istediğimiz manada reel kar getirecek fiyatlandırma olmadı” şeklinde konuştu. Tabak, hayvancılık ile ilgili konuşurken tarım konusunun da konuşulması gerektiğinin altını çizdi. Tabak, “Sadece hayvancılık konuşmayalım. Hayvancılığı tarım besleyecek. Tarım olmazsa hayvancılık da yapmak mümkün olmaz. Tarımın da problemleri var. Afyonkarahisar’ın tarımını da konuşmak önemli. Tarımın sıkıntılarını bilmemiz lazım.”
“Manda kaymağı değerinde satılmıyor”
Afyonkarahisar Damızlık Manda Yetiştiricileri Birliği Başkanı Ömer Kelem ise küçük işletmelerde yaşanan sorunlara değindiği konuşmasında ürünlerin gerçek değerlerini bulmadığını anlattı. Hayvancılık yapmak isteyenlere tavsiyelerde bulunduklarını belirten Kelem, ekilebilir alanlarının olmasının, hayvancılık yapacak işletmelere avantaj sağlayacağını ifade derek sözlerine şöyle devam etti:
“Küçük işletmelerde ürünlerimiz gerçek değerinde gitmiyor. Mesela manda kaymağı değerinde satılmıyor. Yetiştiricilerimizin sorunları arasında hayvan varlığını çoğaltamamak var. İnsan kaynağı olarak da genç neslin işletmelerde tutulması gerekiyor. Büyük işletmelerde insan kaynağını iyi yönetmek önemli. Küçük işletmelerde de ailelerin genç üyelerinin işletmelerde tutulmalarını sağlamalıyız. İşletmelere destek verilmeli. Tarımsal alan da hayvancılıkta önemli. Ekilebilir alan olması lazım. 50 tane mandası olan birinin en az 40-50 dönüm yeri olmalı.”
“Hayvancılıkta yaşanan sıkıntılar yılların birikimi”
Yonca Yem Yönetim Kurulu Başkanı Melih Yurter ise hayvancılıkta yaşanan sıkıntıların yılların birikimi olduğuna dikkat çekti. Hayvancılığın gelişmesinde karşılaşılan sorunların her sene katlanarak günümüzdeki haline geldiğini ifade eden Yurter, “Hayvan sayısı gerçekten dramatik bir şekilde düşmüştür. Gerçek rakamlardan uzak bir şekilde bir hayvan varlığına sahibiz. Bunu hiç kimse inkar edemez. Üretici de, tüketici de zarar ediyor. Etin fiyatının yüksek olmasından dolayı, kişi başına düşen et miktarı geçmiştekinden daha az” dedi. Yurter, hayvancılığın sorunlarının yalnızca belirli kişi ya da kurumları değil, herkesi ilgilendirdiğini belirterek, gerçek verilerin ortaya konularak sorunların samimiyetle konuşulması gerektiğinin altını çizdi. Hayvanların korunması, beslenmesi ve sağlıklarının kontrol edilmesi bakımından hayvancılıkta vasıflı insan kaynağının önemli olduğunu da vurgulayan Yurter, ziraat ve meracılığın da hayvancılığın gelişiminde önemli rol oynadığını belirtti. Yurter, “Hayvancılığın en önemli girdisi besin tedarik edilmesi. Hayvan beslenmesinde özel olarak yetiştirilecek yem bitkilerinin üretimi önemli. Bu üretimin beklenen seviyede olması ya da üretimlerinde düşüş yaşanması maliyetleri de etkiliyor. Altyapı eksikliği hayvan varlığına gerektiği şekilde bakılamamasını da beraberinde getiriyor” dedi.
“İnsan kaynaklarımızı iyi değerlendirmeliyiz”
Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Meclis Başkanı Mustafa Ali Çelikten ise ATSO olarak bir ilin sosyo-ekonomik haritasını çıkarmaya dikkat ettiklerini ve bir bölgede nelerin yapılıp nelerin yapılamayacağını belirlemenin önemli olduğunu anlattı. Çelikten şunları ifade etti:
“Afyonkarahisar, Türkiye’nin gayri safi milli hasılasının hemen hemen yüzde 2’sine üretim yapabilecek kabiliyet ve karakterde. Ancak yalnızca yüzde 1 veya 2’sini üretebiliyoruz. Burada eksikliklerimizin neler olduğuna bakmamız lazım. Köy nüfusu 1980’den önceki yıllarda çok yüksek ki Türkiye genelinde bu oran yüzde 67 civarında. Şu an baktığımızda ise Türkiye genelinde büyük şehirleri de düşerek hesaplarsak yüzde 10’nun altında. Sosyo ekonomik açıdan üreten kesim artık köylerde değil. Afyonkarahisar da bu değişimden nasibini aldı. Afyonkarahisar senede en az 2 bin, 3 bin göç veriyor. Bir o kadar da göç alıyor. Ama bu gelenler de fabrikalarda ya da diğer sektörlerde değerlendiriliyor. Bizim konumuz olan hayvancılık söz konusu olduğunda ise iş yine yerel dinamiklere düşüyor. Hem insan kaynaklarımızı hem de diğer kaynaklarımızı iyi değerlendirmemiz gerekiyor.”
“Üreticiler desteklenmeli”
İş İnsanı İbrahim Alimoğlu da hayvancılıkla ilgili ikincisi yapılan toplantılarda güzel tespitler yapıldığını ve sıranın tedbirleri almaya geldiğini ifade etti. İş İnsanı Kadir Altınkaya ise et veriminin düşme nedenlerine dikkat çektiği konuşmasında gelecek kaygısı olan besicinin ve üreticinin üretimde kalması için tedbirlerin alınması gerektiğinin altını çizdi. Altınkaya üreticiye gerekli desteğin ve değerin verilmesi gerektiğini belirterek, “Bizim ete ihtiyacımız varsa, bunu yetiştirmeyi öğrenmemiz gerekiyor. Zahmetine katlanmayı öğrenmemiz gerekiyor. Bunun bedelini kime ödeyeceğiz? Biz birileri üretsin biz de rahat bir şekilde tüketelim istiyoruz. Biz üretenleri desteklemeli, halk olarak üreticilere yakın durmalıyız” dedi. Mimar Mustafa Ceylan yapılan toplantıların neredeyse ders niteliğinde olduğunu ve bunun çok sevindirici olduğunu belirtti. Ceylan, Afyonkarahisar’ın ciddi ve önemli bir akademik güç olduğunun da altını çizdi.
“Profesyonel iş amatör insanla yapılmaz”
Tarım ve Orman İl Müdürlüğünden emekli Bilal Doğru ise “profesyonel işlerin, amatör insanlarla yapılamayacağını” söyledi. Doğru, “Sıkıntılarımız büyük. Bunları tekrar tekrar ifade ederken çarelerini de üretebilmeliyiz. Bu anlamda üniversitemizin çiftliği büyük bir avantaj sağlıyor” dedi. TEMA Vakfı Temsilcisi Önder Çelik, canlı hayvan satışı ile ilgili politikalara ve hayvancılık yapan ailelere ekonomik destek verilmesi gerektiğini ifade etti. Çelik, sektörde yer alan insanların desteklenmesinin hayvancılığı geliştireceğini ve sektörün sürdürülebilirliğini sağlayacağını anlattı.
“Hayvancılık AKÜ’nün öncelikli alanlarından”
Rektör Prof. Dr. Mehmet Karakaş ise hayvancılığın Afyon Kocatepe Üniversitesinin öncelikli alanlarından biri olduğunu hatırlattı. Hayvancılığın somut çıktılarının yanı sıra felsefi de bir boyutu olduğunun altını çizen Karakaş, hayvan hakları ve refahı konusunda farklı pencerelerden bakan hareketler olduğunu belirtti. Karakaş, “Doğanın bir ekosistemi var. İnsanın bir dengesi var. Beslenme ihtiyacı var ve gıda en stratejik değer durumunda. Bunu da pandemi döneminde daha iyi anladık” dedi. Toplantılarda hayvancılığın temel sorunlarının gündeme geldiğini söyleyen Karakaş sözlerine şöyle devam etti:
“Ürünün endüstriyel çeşitlendirilmesi noktasında da konuşulması gerekiyor. Yani şu anda ürettiklerimizle yetinmeli miyiz? Çünkü değişim çok hızlı yaşanıyor. Dünyamız iklim değişikliği gibi bir büyük tehditle de karşı karşıya. Dolayısıyla geleceği öngörüp, önerilerimizi, tespitlerimizi ve alacağımız önlemleri de ona göre hazırlamamız gerekiyor. Ön kestirimler önemli. Bilim de bunun için var. Bilim geleceğe dair fütüristik öngörüler ortaya koyan bir alandır. Her zaman isabet etmez ama isabet ettiği zaman da önemli sonuçlar doğurur.”
Çarşamba sabah toplantıları 17 Ocak 2024 Çarşamba günü “turizm” konusuyla devam edecek.