Afyonkarahisar Valiliği ve Afyonkarahisar Belediyesi desteğiyle, Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) tarafından Türk Dili Çalıştayı düzenlendi.
Atatürk Kongre Merkezinde gerçekleştirilen çalıştayın açılışına Afyonkarahisar Valisi Mustafa Tutulmaz, Afyonkarahisar AK Parti Milletvekili Ali Özkaya, Türk Dil Kurumu (TDK) Başkanı Prof. Dr. Mustafa S. Kaçalin, Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burhanettin Çoban, Afyonkarahisar Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Özel, AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Solak, Afyonkarahisar Vali Yardımcısı Dr. Adem Uslu, Afyonkarahisar İl Jandarma Komutanı J. Albay Orhan Sırma, Çalıştay Düzenleme Kurulu Başkanı Doç. Dr. Cüneyt Akın ile beraber diğer il protokol mensupları, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Çalıştay açış konuşmasını yapan Düzenleme Kurulu Başkanı AKÜ Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cüneyt Akın, Cumhurbaşkanlığı himayesinde Başbakanlık tarafından 2017 yılının Türk Dili Yılı ilan edilmesi ile Türkçenin doğru kullanımı ile ilgili çalışmaların daha da artacağını ifade etti. Türk milletinin dilini koruma konusunda çok hassas olması gerektiğini ifade eden Akın, “Türk Dili Çalıştayının hedefi, öncelikle ‘Dilimiz Kimliğimizdir’ başlığı ile ilan edilen Türk Dili Yılında, Türkçe konuşan, Türkçe okuyan ve yazanların dilimizi kurallarına uygun kullanmaları için farkındalık oluşturmak olacaktır. Küreselleşme araçlarının ve kültürel yozlaştırma çabalarının bizleri kuşattığı bu çağda kendi kimliğimizin ve değerlerimizin farkına varmamızın, varlığımızın kaynağı olan dili hatırlayıp onu yeniden keşfetmemizin sağlaması için bu çalıştayın önemli bir adım olacağını düşünüyoruz” diye konuştu.
30 üniversiteden 40 profesör bildiri sunacak
Çalıştayın amacının Türkçe konusunda farkındalık oluşturmak olduğunu dile getiren AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Solak ise üniversite olarak Türkçe konuşan, Türkçe okuyan ve yazanların, Türkçeyi kurallarına uygun kullanmaları için farkındalık ve duyarlılık oluşturmanın yegane amaçları olacağını belirtti. Solak, “Bu çalıştay, dünyanın sayılı dillerinden birisi olan ve binlerce yıllık köklü geçmişe sahip bulunan Türk dilinin doğru kullanımı, Türkçesi varken gereksiz yere kullanılan bazı kelimelerin yaygınlaşmasının engellenmesi, Türk dilinin yabancı dillerin baskısından kurtarılıp, bilim dili olarak kullanımının yaygınlaştırılması, kamuoyunda ve özellikle gençler arasında Türk Dili’nin doğru ve yerinde kullanımına yönelik bilincin oluşturulmasına katkı sağlamak için bir adım olacaktır” ifadelerini kullandı. Çalıştayda 30 kadar üniversiteden 40 profesörün bildiriler sunacağını belirten Solak, “İki gün sürecek olan çalıştayımızda, 11 değerli Türklük Bilimi uzmanının 30’ar dakikalık konuşmaları ve bu konuşmaların ardından, 20’şer dakikalık tartışma bölümleri yer alacaktır. Söz konusu konuşma ve tartışmalar kayda alınarak, prestij baskı ile kitap haline getirilecektir. Türkiye’nin bütün illerine, belediyelerine ve üniversitelerine gönderilecek olan kitabımız, etkinliğimizin ‘Türk Dili Yılı’na en değerli katkısı olacaktır” şeklinde konuştu.
“Türk Dili çok zengin bir dil”
Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burhanettin Çoban ise Türk dilinin çok zengin bir dil olduğunu kaydettiği konuşmasında Necip Fazıl’dan örnekler verdi. Mehmet Akif Ersoy ve Necip Fazıl’ın Türkçeyi kullanmaya büyük önem verdiğini söyleyen Çoban, “Merhum Necip Fazıl Türkçeye çok önem veren bir üstadımızdı. Mehmet Akif Ersoy da aslen Arnavut olduğu halde Türkçeyi hepimizden çok iyi kullanan milli şairimizdi. Mesela Necip Fazıl diyor ki ‘Ruhsal, parasal, soyut, boyut, yaşam, eğilim… Ya bunlar Türkçe değil yahut ben Türk değilim. Oysa halis Türk benim, bunlar işgalcilerim. Allah Türk’e acısın, yalnız bunu dilerim’. Necip Fazıl’ın dediği gibi dilimize gereken özeni göstermeliyiz” dedi.
“Dil gittiği zaman hiçbir şey kalmaz”
Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Mustafa S. Kaçalin ise Türk Dil Kurumu olarak Türk Dili farkındalığı oluşturmak için çeşitli çalışmalar yaptıklarını ifade etti. Kaçalin, “Bunu da geçen yıl Ocak ayından itibaren bir farkındalık oluşturmanın başlangıç tarihi olur düşünmüştük. Yazışmalar ve görüşmeler bizim düşündüğümüz gibi olmadı. 15 Mart itibariyle o zaman ki Sayın Bakanımız Yıldırım Tuğrul Türkeş’in riyasetinde bu çalışmayı başlattık. Bilahare Sayın Başbakanımızın Resmi Gazete ’deki Başbakanlık Genelgesi ile Mayıs ayında bu farkındalık resmiyet kazandı. Bu bizim vazifemizdir diye kuruluşlar sahiplendiler ve bu çalışma başladı” dedi. Türkiye’nin Dünya’da iktisadi, askeri, siyasi mücadeleleri ne halde ise Türk ilmi ve Türk Dili’nin de o halde olduğunu söyleyen Kaçalin, şöyle devam etti:
“Bunu biz fark ediyoruz. Resmi Dil Kurumu, üniversitelerin Türk Dili Edebiyatı bölümleri gibi bu işte resmiyetle ilgilenenlerin dışında bütün herkesin fark etmesinin zamanı geldi. Tehlike çanları çaldı diye söylemek istiyoruz. Yoksa başka şenliklerle başka etkinliklerde bunlar kutlanabilirdi. Türk Dili Atatürk’ün 1932’de Dolmabahçe’deki kurultayından sonra Cumhurbaşkanlığı seviyesinde bir değerlendirme ile öne alındığına göre bazı şeyler ehemmiyetlidir ve dikkatle herkes tarafından sahiplenmelidir. Devletimizin çeşitli kuruluşları haberleşme, askeri, siyasi, idari, kriminal gibi kuruluşlar bizimle ilişki içerisine girip yaptığı faaliyetlerde bilgi bölüşmesi yaptılar. Bu arada biz de Türkiye satında bu tür faaliyetleri bölüştük paylaştık. Hepimiz, elimizden geldiği kadar dilimize sahip çıkarsak, çok iyi olur. Millet, coğrafya ve dille ayakta kalır. Dil gittiği zaman hiçbir şey kalmaz. Bugün Çorum’da Hititçe konuşulmuyor ama Çorum’da insanlar yaşıyor. Hititçe ölürken kimse Hititçeyi öldürmek için kılıcını, palasını çekmedi. Kendiliğinden gitti. Kan değişimi olur biz yine yaşarız yine derdimizi anlatırız. Ama başka dilde ve başka formatta yaşarız. Türk olmak için, Türk’ün farkındalığını yaşatmak için bu toplantıları yapan kurumlarımıza teşekkür ediyorum.”
“Bilim yapmak için dilimizi iyi kullanmalıyız”
Diline ve kültürüne sahip çıkan devletlerin her zaman tarihte sağlam bir şekilde yer aldığını ifade eden Afyonkarahisar Valisi Mustafa Tutulmaz; Türkçeye sahip çıkarak, Türkçeyi güçlendirerek, Türkçeyle bilim yaparak güçlü bir devlet olunacağını söyledi. Okullarda çoktan seçmeli sorular yerine, öğrencilerin kendilerini ifade edebilmeleri adına klasik, açık uçlu soruların sorulmasının öneminden bahseden Tutulmaz şöyle konuştu:
“Kitap okuma düzeyimiz oldukça düşük. Bunu arttırmak için çaba sarf ediyoruz, daha da çok sarf etmemiz lazım ama dilimizi daha iyi kullanmamızın yolu önce kitap okuyacağız, ardından da sınavlarda öğrencilerin kendilerini özgürce ifade etme imkânlarını kendilerine vereceğiz. Belki öğrencilerin hoşuna gitmeyecek bu, test çözmek kolaylarına gelecek ama aksi takdirde bilim yapamayacağız. Bilim yapamadığımızda da, başkalarının yaptığı çalışmaları takip etmek zorunda kalacağız ve başka dillerin etkileri altında kalacağız. Çünkü biz teknolojiyi üretemiyorsak, onların ürettiği teknolojinin sonucunda oluşan kelimeleri dilimize almak zorunda kalıyoruz. Zamanla bu da özentiye dönüşecek, bunu giderebilmenin yolu da bilim yapmamız lazım. Bilim yapmak için de dilimizi iyi kullanmamız gerekiyor.”
Konuşmaların ardından Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Leyla Karahan’ın yönettiği ve Ege Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gürer Gülsevin ile Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hülya Kasapoğlu Çengel’in konuşmacı olarak yer aldığı panele gerçekleştirildi. 11 ayrı oturumdan oluşan ve Türk dilinin güncel sorunlarının tartışılacağı Türk Dili Çalıştayı, 21 Ekim 2017 tarihinde sona erecek.