Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ayşegül Bükülmez, Şuhut Limak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğretmen ve öğrencilerine yönelik “Çölyakla birlikte yaşamak”  isimli seminer verdi.

Bükülmez, çölyak hastalığına 6 ila 90 arasındaki her insanın yakalanmasının olası olduğunu belirterek, “Hastalığın görülme sıklığı yüzde birdir. Bu oran çölyak hastalarının birinci derece akrabalarında yüzde 10, ikinci derece akrabalarında ise yüzde 5’dir” dedi. Bebek iken anne sütü alamamanın çölyak hastalığının görünmesindeki en önemli nedenlerin başında geldiğini ifade eden Bükülmez, “Sezaryen doğum şekli de risk faktörleri arasında yer alıyor. Ayrıca bikrobiatanın da çölyak hastalığı gelişmesinde önemli olduğu son yıllarda bilinmektedir” diye konuştu.

Çölyak teşhisi belirti benzerliği nedeniyle geç teşhis edilebiliyor

Çölyak hastalığının belirtilerinin diğer pek çok hastalıkla benzerlik göstermesinin doğru teşhisin konulmasında gecikmelere neden olduğuna dikkat çeken Bükülmez, şunları söyledi:

“Karın ağrısı, kanıda şişlik, ishal, huzursuzluk, iştahsızlık, enfeksiyonlarda artış ve gelişme geriliği, kumsu, kilo alamama ve boy uzamasında yavaşlama gibi tipik belirtilerle ortaya çıkabilir. Ayrıca kansızlık, kabızlık, nedeni bilinmeyen karaciğer hastalıkları, ağız içinde oluşan afatlar, gaz şikâyetleri, eklem ve kemik ağrıları, sinirlilik, ciltte kaşıntı, döküntüler, kemik erimesi, infertilite erken doğun ve düşükler, epilepsi gibi belirti ve bulgularla da gelebilir. Çölyak hastalığı bağırsakla birlikte bütün sistemi etkileyebilir. Tanı kan testleri ve bağırsak biyopsisi ile konulmaktadır. Tedavisi ise, yaşam boyu glutensiz diyettir.”

21 Mayıs 2018, Pazartesi 950 kez görüntülendi