Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) ve Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi (AFSÜ) ile Tıp Etiği, Tıp Hukuku ve Tıp Tarihi Derneğinin ortaklaşa düzenlediği 2. Uluslararası Türk Tıp Tarihi Kongresi başladı.

Polis Moral Eğitim Merkezinde gerçekleştirilen kongreye Afyon Kocatepe Üniversitesi Rektörü adına Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Yaramış, AKÜ İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Güler, AKÜ Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Emrah Kurt, Tıp Etiği, Tıp Hukuku, ve Tıp Tarihi Derneği Başkanı ve Kongre Eş Başkanı ve Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşegül Erdemir, AFSÜ Rektör Vekili ve Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adem Aslan ve öğretim üyeleri katıldı.

Kongrenin açış konuşmasını yapan Tıp Etiği, Tıp Hukuku, ve Tıp Tarihi Derneği Başkanı ve Kongre Eş Başkanı  ve Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşegül Erdemir, 2004 yılından beri derneğin faaliyetlerini yürüttüğünü söyledi. Erdemir, “Türkiye’de böyle 5 tane dernek var. Biz dernek olarak galiba diğerlerini biraz geçtik. Ulusal ve uluslararası kongreler yaptık. Bugün yurdumuzun en aziz ve en tarihi bölgesi olan Afyonkarahisar’da da kongremizi uluslararası düzeyde gerçekleştiriyoruz. Yurtdışından 7-8 bildirimiz var” diye konuştu.

Kongre Eş Başkanı ve Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Nazan Erenoğlu Son ise kongrenin düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür etti.

Afyonkarahisar tıp tarihi açısından önemli şehir

Kongre Eş Başkanı ve Afyon Kocatepe Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi ve Arkeoloji Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Emrah Kurt ise Afyonkarahisar adının tarih boyunca şifa olarak kullanılan opium bitkisinden geldiğini söyledi. Kurt, “Afyonkarahisar aynı zaman da Antik Dönemlerde de insanların şifa aradığı termal bölgenin merkezidir. Aynı zamanda Kurtuluş Savaşımızın kazanıldığı dönemde Hilal-i Ahmer faaliyetlerinin yoğun olarak yapıldığı Cumhuriyetin kazanıldığı topraklardayız. Bu vesilelerle tıp tarihi açısından önemli şehirdeyiz” dedi.

“2016 yılında tıp tarihini ekledik”

Tıp Etiği, Tıp Hukuku ve Tıp Tarihi Dernek Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Kadircan Keskinbora  ise  derneğin 2004 yılında Tıp Etiği, Tıp Hukuku adıyla kurulduğunu ifade etti. Keskinbora, “2005 yılından itibaren biri ulusal biri uluslararası olmak üzere toplantılar düzenledi. Bu düzenlemeler hiçbir aksamaya uğramadan 2016 yılında üçüncü ismi alarak tıp tarihini de ekleyerek devam etmekte. Avrupa’da da bu organizasyonları başardık. Her yıl Türkiye’nin değişik şehirlerinde özellikle tarihi olmasına dikkat ettiğimiz bu toplantıların sonuncusu da Afyonkarahisar şehrimize nasip oldu” diye konuştu.

Kongre Eş Başkanı ve Uluslararası Tıp Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ana Maria Rosso ise Tıp Tarihi konusunda Türkiye’de Tıp Etiği, Tıp Hukuku, ve Tıp Tarihi Derneği ile müştereken çalışmalar yapmaladından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Sağlık Tarihi ve Müzeciliği Derneğinin kurulmasının temel 3 amacı var

Sağlık Tarihi ve Müzeciliği Başkanı Prof. Dr. Nil Sarı ise Sağlık Tarihi Derneğini kurmalarında temel 3 amacının olduğunu söyledi. Sarı, “Türkiye’de sağlık tarihi ile ilgili her türlü malzeme, kitap, araç-gereç olsun bunlar hızla kayboluyor, bunların korunması konusunda bir farkındalık yaratmak. İkincisi biz nerde ne var bilmiyoruz özellikle özel koleksiyonlarda özel malzemeler var bunlarla ilgili bilgi toplayabilmek için bu koleksiyonlarla ilgili kişilerin bizim kongremize katılarak ne var ne yok bunları öğrenmek istiyoruz. Üçüncüsü de sağlık tarihi konusu veriye ve kanıta dayanması gerekiyor bu yaptığımız kongrelerde kanıtlara dayanan veriye dayanan elle tutulur gözle görülür bilgiye dayanan bildirilerin sunulması için bu kongreleri yapıyoruz” ifadelerini  kullandı.

Afyonkarahisar 8 bin yıllık tarihe sahip

Afyonkarahisar İl Kültür Turizm Müdürü Mehmet Tanır ise Afyonkarahisar’ın 8 bin yıllık tarihi geçmişi olduğunu ifade etti. Tanır, “5 bin yıllık tarihi geçmişe sahip olduğunu bildiğimiz Afyonkarahisar’ın son araştırmalarla 8 bine çıkan bir tarihi ortaya çıktı. Afyonkarahisar termaliyle ve konaklama tesisleriyle turizmde baş aktör olarak termali önde gitmekte. İkinci olarak da Frigya Vadisi  diğer taraftan ise Milli Mücadelenin yapıldığı topraklardayız. Doğasıyla birlikte doğa turizmine açık bir şehir” diye konuştu.

AKÜ Rektörü adına törene katılan Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Yaramış ise AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Solak’ın düzenlenen etkinliğe katılmak istediğini ancak Ankara’da katıldığı resmi bir toplantı münasebetiyle toplantıya kendisinin katıldığını iletti. İlk kongre deneyimini yine bir tıp tarihi kongresinde yaşadığını kaydeden Yaramış, “2002 yılında 38. Uluslararası Tıp Tarihi Kongresine katılmıştım ve ilk kongre deneyimimi yaşamıştım. Çok istifade ettim. Geçen sene de Ayşegül Erdemir hocam ile tanıştık ve kendisi burada bir kongre tertip etmek istediklerini bizlere ilettiler. O tarihten itibaren biz yoğun bir şekilde çalışmaya başladık. Arkeoloji Bölüm Başkanımız Ümit Emrah Kurt da bu kongrenin düzenlenmesinde büyük emekleri oldu” diye konuştu.

AFSÜ Rektör Vekili ve Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adem Aslan ise kongrenin Afyonkarahisar’da düzenlenmesinin büyük öneme sahip olduğunu belirterek AFSÜ ile ilgili bilgiler verdi. Aslan, “AFSÜ 25 Mayıs 2018’de kuruldu, yeni bir üniversite. Özellikle termal turizm ile beraber uluslararası sağlık turizmi, bio-teknoloji ile tıbbi ve aromatik bitkiler alanında bilimsel çalışmalar yapmak, bu çalışmaları organize etmek ve bunların ürüne dönüştürülmesinde rehberlik etmek amacıyla kurulmuş tematik bir üniversitedir. Bizim vakıf kültürümüz ve medeniyetimiz sağlık hizmeti sunumunda tarih boyunca çok önemli şeyler yapmışlardır. Günümüzdeki sağlık hizmetlerinin sürdürülebilir olarak hizmet vermesi için geçmişteki vakıf kültüründen almamız gereken dersler var” dedi.

Açış konuşmaları plaket takdimi ile sona erdi.

Açış konuşmalarının ardından Kongre Eş Başkanı ve Uluslararası Tıp Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ana Maria Rosso tarafından The Counterculture of the 1960’s: Changing Life Style with the Use and Abuse of New Halluciogenic and Psychedelic Drugs isimli sunuma geçildi. Sunumun bitmesiyle birlikte Prof. Dr. Nil Sarı ve Prof. Dr. Mustafa Güler’in oturum başkanlığını yaptığı Türklerde Vakıf Sistemi konulu panel başladı. Panelde Prof. Dr. Nil Sarı tarafından “Vakıf Medeniyetlerinin Darüşşifalara Yansıması”, Prof. Dr. Mustafa Güler tarafından “Sağlık Alanında Kurulan Vakıfların Osmanlıdan Günümüze Karşılaştırmalı Değerlendirilmesi”, Gönül Güreşsever Cantay  tarafından “Türklerde Vakıf Sistemi ve Önemi”, Nilifer Gökçe ise “Edirne İmaretleri” sunumlar gerçekleştirildi.

25 Ekim 2018, Perşembe 738 kez görüntülendi