Afyon Kocatepe Üniversitesinin (AKÜ) kuruluşunun 30. yılı kutlamaları kapsamında Afyon Meslek Yüksekokulu (MYO) tarafından “Kamu Kurumlarında Üst Düzey Yönetici Olmak” konulu söyleşi düzenlendi.
Afyon MYO konferans salonunda düzenlenen söyleşiye; Afyon MYO Müdürü Prof. Dr. Tayfun Uygunoğlu, Müdür Yardımcısı Öğr. Gör. Abdi̇ Atılgan ile birlikte öğretim elemanları ve öğrenciler katıldı. Moderatörlüğünü Büro Hizmetleri̇ ve Sekreterlik Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Onur Kafadar’ın yaptığı söyleşide AKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şuayıp Özdemir, “Kamu Kurumlarında Üst Düzey Yönetici Olmak” konusunu anlattı.
Yöneticilerin en önemli işinin karar vermek olduğunu söyleyen Özdemir, “Karar verirken de bir gün içerisinde o kadar çok insanın hayatına dokunuyoruz ki bazen ne yapıyoruz diye insanın sorgulaması gerekiyor. Bir gün de bazen 10-20 tane karar alıyoruz. Normal insanın hayatında belki de unutamayacağı kararlara dokunuyoruz. Bu nedenle karar alırken isabetli davranmaya çalışacağız. Bunu yaparken de; mümkün olduğunca çok bilgi ve istişare ile hareket etmek lazım. Karar verirken acele etmemek ve demlenmeye bırakmak lazım” dedi.
“Yöneticiler çözüm bulmak zorundalar”
Yöneticilerin sahip olması gereken diğer özelliklere de değinen Özdemir, “Yöneticinin kimseye küsme hakkı yok. Daha önce kavga etmiş ya da mahkemelik olsanız da beraber çalışmak zorundasınız. Yönetici iseniz biraz rahat olmak lazım. Yönetilen pozisyonunda olan insanlar bazı yanlışları görürler. Yöneticiler çözüm bulmak zorundalar. Çalışanlar problemlerle gelir; bizim işimiz çözüm bulmaktır. Yöneticinin moralini bozmaması ve motivasyonunu düşürmemesi gerekiyor. Yönetici, motivasyonunu düşürmemeli yanında çalışan arkadaşlara da motivasyon kaynağı olacak güler yüzü sağlaması gerekiyor. Negatifliğin içinde bir de bu enerjiyi sağlamalı. Yönetici kişi, yönettiği yerin adaletinden sorumludur. Adaleti tesis etmek yöneticinin işidir, yönetilenin işi değildir. Sorumluluk yöneticinindir” diye konuştu.
“Açık kapı politikası uyguluyoruz”
Yöneticilikte açık kapı politikasının olduğunu ifade eden Özdemir, “Kapımız kapalı ama kapımız herkese açık. Rektör Yardımcılığı görevimde yaklaşık 3 yıl geçti. Bu süre içerisinde benimle görüşmek isteyip de görüşmediğim bir tek kişi yok. Hizmetlisinden, öğrencisine kadar herkesle görüştüm. Açık kapı politikası uygulamaya çalışıyoruz. Bunun önemli olduğunu düşünüyorum. Yönetici olarak bazen ‘hayır, olmaz’ dememiz gerekiyor. Hayır dediğimizde bir insanın önünü tıkıyormuşuz gibi gözüküyor ama bu öyle değil. Hayır dediğimizde doğruyu söylemiş oluyoruz. Bu şekilde bence insanın önünü açıyoruz. Hayır dediğimizde insanı kırmadan hayır diyebilmek önemli. Hayır’ı gerekçeleri ile söylediğinizde bu güzel bir şey oluyor” ifadelerini kullandı.
“Bir sekreter insanın hayatını kolaylaştırıyor, çok zaman kazandırıyor”
Sekreterlerin, yöneticinin hayatını kolaylaştırdığını belirten Özdemir, “Yönetici ile sekreter ilişkisi bağlamında; toplantı yönetiminde fena değilimdir. Başlangıçta bitişi saatini söyler o saatte bitirmeye zorlarım. Böyle yapınca verimli de oluyor. Toplantıyı ayarlama konusunda sekreterime söylüyorum o pratik bir şekilde ayarlıyor. Toplantının konusunu kısaca söylediğimizde herkes de hazırlıklı geliyor. Sekreter, makamı iyi kullanabilmeli. Yöneticinin pozisyonunu sekreterler kullanıp daha iyi iş yapabilir. Kapılar açılıyor. Sekreterler bizim işimizi çok kolaylaştırıyor. Sekreterim diğer çalışanlardan sorumlu oluyor; benim uğraşamadığım konularla o uğraşıyor. Benden önce bazı şeyleri düşünüp çözüyor. Bu bakımdan bir sekreter insanın hayatını kolaylaştırıyor, çok zaman kazandırıyor” dedi.
Söyleşi soru cevabın ardından teşekkür belgesi ve çiçek takdimi ile sona erdi.