Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakaş, Fen Edebiyat Fakültesi ve İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinin (İİBF) 2022-2023 Eğitim-Öğretim Yılı Akademik Kurul Toplantılarına katılarak değerlendirmelerde bulundu.
Rektör Karakaş toplantılarda, AKÜ’de akademik ve fiziki altyapı ihtiyaçlarının önemli ölçüde karşılandığını söyledi. Eğitim-öğretim, araştırma geliştirme, topluma hizmet ve uluslararasılaşma alanında daha nitelikli sonuçlar ortaya koymaları gerektiğini belirten Karakaş, “Ürünler ve çıktılar ortaya koymamız lazım, dikey gelişme dediğimiz gelişmeye yönelik politikalar hayata geçirmemiz gerekiyor ki, üniversite yönetimi olarak başından itibaren bu yönde politikalar belirlemeye ve hayata geçirmeye çalışıyoruz. Bu anlamda imkânlar çerçevesinde niteliksel gelişmenin önünü açma gayreti içerisindeyiz” diye konuştu.
“Yönetimin organizasyonunda 2 ilkeyi gözetiyoruz”
Yönetimi organize etmeye çalışırken 2 temel ilkeyi gözettiklerini vurgulayan Karakaş, “Bir yönetici olarak bizim ilk dikkate aldığımız husus, Devletin ve toplumun çıkarlarını gözetmektir. İkincisi ise yönetimimiz altındaki insanlara dair tasarruflarımızda onların hak ve özgürlüklerini gözetmek ve adaletli davranmaktır. Bu 2 ilkeyi 3,5 yıllık süre içerisinde hayata geçirmeye çalıştık. Bu anlamda da bunun altını doldurmak için emeğe önem vereceğiz. Emeği dikkate alırken aynı zamanda da adaleti tesis etmeye çalışacağız. Akademik ve idari personelimizin aidiyetini güçlendireceğiz dedik. Bu temel felsefeyi ete kemiğe büründürme adına da bu 3 alt yaklaşımı, hayata geçirmeye gayret ettik” ifadelerini kullandı.
“Öğrenci merkezli ve kalite odaklı eğitim”
Karakaş, “Niteliksel gelişme bakış açısı kapsamında; Üniversite kurumunun misyonları doğrultusunda politikalar hayata geçirme çalışmalarında bulunduk. Üniversitenin temel misyonlarından biri olan “eğitim-öğretim” konusunda “öğrenci merkezli ve kalite odaklı” eğitim-öğretim anlayışı inşa etme noktasında bir anlayış geliştirmeye çalışacağız” dedi.
Karakaş konuşmasına şöyle devam etti:
“Tabi ki bu bir slogan ama içinin doldurulması gerekiyor. İçi de sadece yöneticiler tarafından doldurulacak bir anlayış, çerçeve değil. Hep birlikte üniversite aktörlerinin tamamının dâhil olmasıyla içini doldurabileceğimiz bir yaklaşım. Dünyada yükseköğretim alanındaki trend bu doğrultuda şekilleniyor. Bu bir zihniyet değişimi ile de alakalı. Geçmişte elde ettiğimiz müktesebatı yok sayan bir anlayış değil. Bu müktesebat üzerinden yürüyeceğiz. Ama bakış açımızı bu doğrultuda güncellememiz gerekiyor. Bunun içini doldururken eğitim-öğretim müfredatlarını güncelledik. Dinamik hale getirmeye çalıştık. Belli ilkelere oturtmaya gayret ettik. Her gittiğimiz yerde, toplantılarda öğretim elemanlarımıza özellikle ders materyallerinin, bütün eğitim öğretim araçlarının güncellenmesi gerektiği noktasında sürekli telkinlerde bulunduk. Çünkü bilim, çok dinamik bir alan ve her disiplinin belli bir dinamizmi var. Yenilikleri ve gelişmeleri takip edip eğitim-öğretim alanına entegre etmemiz gerekiyor.”
“Öğrencilerle sürekli iletişim halindeyiz”
Etkin bir danışmanlık sistemi kurmaya çalıştıklarını ve Rektör olarak öğrencilerle de sürekli iletişim içinde olduğunu belirten Karakaş, “Bunun yönergelerini oluşturduk. Sürekli telkinlerimiz, takiplerimiz, uyarılarımız ve önerilerimiz oldu. Bu noktada da önemli bir düzeye geldik. Eğitim-öğretimin ilk haftasında bütün akademik birimlerimizi Rektör Yardımcılarımızla dolaştık. Çat kapı girdik sınıflara, öğrencilerle sohbet ettik, onları dinledik. Zaman zaman etkinliklerde, yemekhanede, kantinlerde öğrencilerle bir araya geliyoruz. Danışmanlık hizmetleri konusundaki memnuniyeti de görüyoruz” diye konuştu.
2022-2023 eğitim öğretim yılında AKÜ bünyesinde etkin bir oryantasyon programı uyguladıklarını söyleyen Karakaş, “Yeni gelen öğrencilerimizi hem üniversite yapımıza hem şehrimize entegre etme, onları kısa süre içerisinde sisteme dahil etme anlamında etkin bir oryantasyon programı gerçekleştirdik. Oryantasyon programımıza sürekli iyileştirmelerle yeni eklemeler yapıyoruz. Şehirdeki paydaşlarımız da bize bu konuda katkıda bulunuyorlar. Dolayısıyla bu konuda da önemli bir mesafe almış olduk” ifadelerini kullandı.
“Akreditasyona önem veriyoruz”
Eğitim-öğretimin kalitesini artırma noktasında uygulamaya çalıştıkları politikalardan birisinin de akreditasyon çalışmaları olduğunu kaydeden Karakaş, “Her yıl akreditasyona bütçe ayırıyoruz. Planlama yapıyoruz, akredite olan, süreçleri devam eden ve önümüzdeki yıl akrediteye hazırlanan bölümlerimiz var. Bu sene itibariyle İnşaat Mühendisliği ve Veteriner Fakültesi akredite oldu. Geçtiğimiz yıl Tarih Bölümü akredite olmuştu. Kimya ile Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümlerinde bu yönde çalışmalar devam ediyor. Spor Bilimleri Fakültesi müracaat etti. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinden müracaata hazırlanan bölümlerimiz var. Yükseköğretim Kalite Kurulunu biliyorsunuz, özerkleşti. Üniversiteleri akredite eden bir kurum. Biz de bu süreçte bir dış değerlendirme geçirdik. Arkasından dış değerlendirme sonuçları ile ilgili bir izleme geçirdik. Önümüzdeki yıl “tam akreditasyon” için başvuru yapacağız.” dedi.
Eğitim öğretimle ilgili “lisansüstü programları” hem sayısal olarak arttırma hem de niteliksel olarak geliştirme gayreti içerisinde de olduklarını belirten Karakaş, “Bu anlamda enstitü müdürlerimizle sürekli istişare halindeyiz. Sadece sayıları arttıralım istemiyoruz, niteliksel olarak da artış istiyoruz. Özellikle doktora programlarını özendiriyoruz. Doktora öğrencisi mezun etmek; bir üniversitenin özellikle derecelendirme kuruluşlarının dikkate aldığı göstergelerden birisi. Tabi sadece o açıdan değil, üniversitemizi daha güçlü bir akademik yapıya büründürme açısından da doktora programlarını önemsiyoruz. Bu konuda da ciddi anlamda mesafe kat ettik” diye konuştu.
“Araştırma ve geliştirmeye destek veriyoruz”
Araştırma geliştirme alanında; nitelikli yayın ve projeyi özendirmeye çalıştıklarını ifade eden Karakaş, “Proje geliştirme ve nitelikli yayını özendirmenin yanında patent geliştirmeye de destek veriyoruz. Yine akreditasyon da olduğu gibi her yıl patent için bütçeden pay ayırıyoruz. Bu konuda her yıl en az 2 patentimiz tescil ediliyor. Şu anda ticarileşme sürecinde olan patentlerimiz var. Araştırma geliştirme alanında paydaşlarla ve araştırma geliştirmeyi destekleyen TÜBİTAK’la ve ilgili bakanlıklarla iş birliği içerisindeyiz. Yani üniversiteye dış kaynak getirmeye çalışıyoruz” şeklinde konuştu.
“Topluma hizmet, eksik ayağımız olmamalı”
Rektör Karakaş, “Topluma hizmet alanı hep ıskalanan bir alandır. Ama son dönemlerde Türkiye ve üniversitemizde bu alana ilişkin önemli gelişmeler var. Paydaşlarımızla etkin iş birlikleri geliştirmeye gayret ediyoruz. Üniversite-kent iş birliği bu misyonun düğüm noktası. Biz üniversite-kent iş birliğini etkin bir şekilde örgütlemeye çalışıyoruz. Özellikle üniversite-sanayi iş birliği komisyonunu kurduk. Yönergesini çıkardık. Bu alanda daha etkin olmaya çalışıyoruz. Aynı şekilde üniversite kamu kurumları ilişkisi, üniversite sivil toplum kuruluşları ile olan ilişki, üniversitenin basınla olan ilişkisi gibi birkaç ayağı olan bir etkileşim alanı var. Biz etkin iş birlikleri ve etkin dayanışmalar geliştirme gayretindeyiz. Bu anlamda da sizlerin bu süreçlere dâhil olmanızı arzuluyoruz. Biz akademisyen olana kadar geçirdiğimiz süreçte devletin bize ciddi bir yatırımı var. Bu yatırım karşısında toplumun bizden beklentileri var. Beklentinin içinde sadece eğitim-öğretim yapma değil, topluma hizmet alanı da var” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’de 280 bin uluslararası öğrenci var
Uluslararasılaşmaya büyük önem verdiklerini ve Uluslararası İlişkiler Uygulama ve Araştırma Merkezinin ciddi çalışmalar yaptığını söyleyen Karakaş, “Uluslararası İlişkiler Uygulama ve Araştırma Merkezimiz bünyesinde kurmuş olduğumuz ekip ciddi anlamda çalıştılar. Özellikle hibeler ve konsorsiyumlar noktasında 2021 yılında ilk 3’ün içerisinde olduk. Hatta 1. sıraya geldiğimiz dönemler de oldu. Hem öğrenci staj hareketliliği hem de öğrenci genel hareketliliği ve personel hareketliliği noktasında ciddi anlamda bir imkân oluşturuldu. Bu anlamda gidenler açısından hareketliliğimiz oldukça yüksek. Orada bir sistem geliştirildi. Tabi uluslararasılaşmanın bir boyutu bu. Diğer boyutu ise özellikle TÜBİTAK gibi dış paydaşların imkânları kullanılarak bu alanda da izinler vererek öğretim elamanlarımıza yurt dışı deneyimi imkânı sağlıyoruz” dedi.
Uluslararasılaşmanın bir boyutunun da uluslararası öğrenci olduğunu ifade eden Karakaş, Türkiye’de 280 bin civarında uluslararası öğrenci olduğunu belirterek AKÜ’de yapılan çalışmalar hakkında şunları söyledi:
“2019 yılında AFSÜ bizden ayrıldığında uluslararası öğrenci 500 civarındaydı. Şu an 2 binlere yaklaşıldı. TÖMER’imiz vardı ama 50-60 öğrenci ile gidiyordu. Geçtiğimiz yıl 287 öğrenci mezun ettik Bu sene de o rakamları aşacağız. Bölümlere gelen öğrenci sayımız bin 700’lere ulaştı. Kayıtlar Aralık sonuna kadar devam edecek. Bu sene 2 bini hedefledik. Daha çok sayıda öğrenci de getirilebilir. Ancak bu sürecin yönetimi, öğrencilerin barınması ve güvenliği gibi bazı sorunlar var. Kontrollü gidilmesi gereken bir alan. Biraz da nitelikli öğrenci bulma yönüne gittik. Bu konuda da pandemi öncesi YÖS sınavını kendimiz yapalım diye bir komisyon oluşturduk. Belli bir noktaya da gelmiştik ama pandemi devreye girince yapılamadı. Yine YÖS sınavını yapmak için çalışmaları başlattık. Uluslararası öğrenci hareketliliğini arttırma sadece Türkiye’nin uyguladığı bir politika değil. Uluslararası öğrenci dünyada bir pasta. Bundan en fazla faydalanan ülkeler İngiltere, Amerika ve Kanada. Türkiye de bu anlamda ciddi bir atılım yaptı. Türkiye’de 280 bin civarında uluslararası öğrenci var.”
AKÜ’de gerçekleştirilen sosyal ve kültürel faaliyetlerle ilgili de bilgiler veren Karakaş, konuşmasına şöyle devam etti:
“Mümkün olduğu ölçüde, imkânlar çerçevesinde paydaşlarla iş birliği yaparak özellikle öğrencilerimiz için sosyal-kültürel faaliyetleri arttırma yönünde gayret ediyoruz. Geçtiğimiz yıl çok etkin bir dönem geçti. Şubat ayından bu yana yaz ayları da dahil Atatürk Kongre Merkezimizde adeta gece gündüz, hatta hafta sonu ışıklar hiç sönmedi. Kültürel ve sosyal faaliyetler eşzamanlı devam etti. AKÜFEST programını başlattık. İnşallah geliştirerek devamını getireceğiz. Yine aynı şekilde bazı ulusal organizasyonlara ev sahipliği yaptık. Bu sene şehrimize 6 bin öğrenci getiren ÜNİLİG’e ev sahipliği yaptık ve organize ettik. Bilimsel faaliyetler içerisinde sosyal boyutlu olan çalıştay, kongre ve sempozyum gibi faaliyetlerimiz oldu. Geçtiğimiz yıl içerisinde 100. Yılında Uluslararası Büyük Taarruz ve Başkomutan Meydan Muharebesi Sempozyumu ve 6. Uluslararası Gastronomi Turizmi Araştırmaları Kongresi gibi 2 büyük uluslararası etkinlik gerçekleştirdik. Bunları, kurduğumuz ilişkiler ile sponsorluklar üzerinden gerçekleştirdik.”
“Çalışan ve üreten kimse, onun önünü açacağız”
Akademik ve idari personelin özlük hakları konusunda yönetim anlayışı olarak “hak, ihtiyaç ve imkân” gibi 3 ilkeden hareket ettiklerini söyleyen Karakaş, “Hak temelinde ihtiyaç ve imkânları bir araya getirerek hem akademik hem de idari personelimizin özlük haklarını, belirlediğimiz emek, aidiyet ve adalet ilkesi doğrultusunda vermeye gayret ettik. Bu konuda sadece akademisyenler için değil, idari personelimiz için de adımlar attık. Yıllarca yapılmayan unvan değişikliği, görevde yükselme sınavlarını yaptık. İlk defa üniversitemizde mülakat yapmadan yazılı sınav sonuçlarına göre idari personelimizin yükselmelerini gerçekleştirdik. Hem akademik hem idari personelimizin özlük haklarına da riayet ediyoruz. Belirlediğimiz temel ilkeler var, onlara da sadık kalmaya çalışıyoruz. Devletimizin kırmızıçizgileri ve toplumun ahlaki temel çerçevesi içerisinde kalan insan bizim için “makbul insandır”. Bu anlamda da çalışanların önünü açtık. Çalışan ve üreten kimse, onun önünü açacağız. Katılımcı yönetim modeli uyguluyoruz. Bütün kurullarımız çalışıyor. Senatomuz da müzakereci bir şekilde çalışır. Üniversite yönetim kurulunu her hafta, senatoyu ayda bir topluyoruz. Dolayısıyla katılımcı ve müzakereci yönetim anlayışını uygulamaya çalışıyoruz. Bizim pozitif ayrımcılık konusunda 2 ilkemiz var. Birincisi; çalışmak ve üretmek. İkincisi de öncelikli anlarlar ve konular. Bu kapsama giren birey ve birimlere maddi ve personel anlamında pozitif ayrımcılık yapıyoruz.”
“Hayvan Hastanesi, 2023’ün Mayıs ayında hizmete girecek”
Fiziki altyapı çalışmaları hakkında da bilgiler veren Karakaş, AKÜ’de yürütülen çalışmalar hakkında şunları söyledi:
“Altyapı ile ilgili belli bir noktaya geldik. İhtiyaç alanlarını, eksikliklerimizi tespit ederek iyileştirmeler yapıyoruz. Hayvan Hastanemiz, 2023 yılının Mayıs ayında inşallah tamamlanacak. Tamamlanınca bölgenin ve Türkiye’nin en donanımlı Hayvan Hastanelerinden birisi olacak. Aynı şekilde TÖMER binamızı yeniden inşa edip 500-600 kişi kapasiteli hale getirdik. Çarşı da M. Rıza Çerçel Kültür ve Sanat Merkezinin iç ve dış restorasyonunu yaptık. Orayı kültür ve sanat merkezi haline getirdik. Kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları ve basın özellikle orada programlar yapıyorlar. Üst katta da sergi alanları oluşturduk. Güzel Sanatlar Fakültemiz orada her ay bir sergi düzenliyor. Büyük bir çiftliğimiz var. Bin 500’ün üzerinde hayvanımız var. Orayı da revize ediyoruz. Orada biri mandalarla diğeri koyunlarla ilgili olmak üzere 2 büyük proje yürütülüyor. Önemli sonuçlar da alındı. İslami İlimler Fakültesi binamızın temelini bir hayırsever işadamımızın destekleriyle yakında atacağız. OSB’de Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Teknopark alanı ilan edilen 10 bin metrekarelik alana OSB Teknopark binamızın temelini bu yıl içerisinde atacağız. Birimlerimizin ihtiyaçlarını talepler doğrultusunda ve imkânlar dâhilinde sürekli iyileştiriyoruz. Üniversite bütçesini hem maksimum hem minimal düzeyde sürekli çalışmalar yaparak etkin bir şekilde kullanmaya çalışıyoruz.”
AKÜ akademik birimlerinde gerçekleştirilen 2022-2023 Eğitim-Öğretim Yılı Akademik Kurul Toplantıları, Rektör Prof. Dr. Karakaş’ın konuşmalarının ardından birim yöneticilerinin moderatörlüğünde toplantı gündemlerinin ele alınması ve soru-cevap ile öneriler bölümünün gerçekleştirilmesinin ardından sona erdi.