Afyonkarahisar Valiliği, Afyonkarahisar Belediyesi, Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü, Edebiyat Topluluğu ve Akademik Düşünce Eğitim ve Medeniyet Topluluğu iş birliğinde “Vefatının 600. Yılında Süleyman Çelebi ve Mevlid Tilaveti” etkinliği gerçekleştirildi.
Cumhurbaşkanlığı ve UNESCO’nun 2022 yılını Süleyman Çelebi Yılı ilan etmesi dolayısıyla Atatürk Kongre Merkezinde gerçekleştirilen etkinliğe; Afyonkarahisar İkmal ve Garnizon Komutanı Tuğgeneral Osman Alp, Afyonkarahisar Belediye Yardımcısı Murat Öner, AKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yılmaz Yalçın, Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ümit Dündar, İl Genel Meclisi Başkanı Burhanettin Çoban, Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Cüneyt Akın, panelistler Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Hakkı Turabi, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İrfan Boz, Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bilal Kemikli, Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Asım Yediyıldız ile birlikte Afyonkarahisar halkı ve öğrenciler katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başlayan program Kuran-ı Kerim Tilaveti ve Mevlid icrasının ardından panel ile devam etti. Moderatörlüğünü Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Cüneyt Akın’ın yaptığı panelde; Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Hakkı Turabi, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İrfan Boz, Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bilal Kemikli ve Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Asım Yediyıldız konuşmacı olarak yer aldı.
Türk edebiyatının eskimeyen eseri Mevlid
Panelin açış konuşmasını yapan moderatör Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Cüneyt Akın, Türk edebiyatının en tanınmış en sevilen ve şöhreti hiçbir zaman eskimeyen eserin Mevlid (Vesiletün Necat) olduğunu ifade etti. Akın, “Mevlid kadar değinilmiş ve okunmuş bir eser yoktur. Dilinin açık, sade ve külfetsiz oluşu, üslubu ve anlatışındaki samimilik, yapmacıklıktan uzak oluşu eserin tesirini ve başarısını arttırmıştır. Mevlid’i dinlemek bizim için gelenektir. Vefatının 600. yılında Süleyman Çelebi ve onun şaheseri olan Vesiletün Necat, Cumhurbaşkanlığımız tarafından 2022 yılında ilan edilen Süleyman Çelebi Yılı çerçevesinde okundu, anlatıldı ve daha iyi anlaşılmaya çalışıldı” diye konuştu.
Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Asım Yediyıldız ise Mevlid’in yazıldığı dönemdeki siyasi, kültürel ve ekonomik atmosferi anlatarak şunları söyledi:
“Tarih yaşanmışlığın bir adı. Onu ilme çevirdiğimiz zaman yine tarih diyoruz. Bizim tarihimizin de çok inişli çıkışlı noktaları olmuştur. Merhum Süleyman Çelebi’nin eseri Vesiletün Necat’ın doğduğu ortamı anlamadan bu mevlidi anlamanın mümkün olmadığını biliyoruz. O devrin siyasi, kültürel, ekonomik manzarası anlamamız gerekir. Mevlid’in doğduğu yıllar sıkıntılı yıllardır. Anadolu İslamlaşırken, Anadolu Selçuklu Devleti parçalanıyor. Siyasi bütünlük ortadan kalkıyor. Pek çok beylik burada yaşamaya başlıyor. Onlardan birisi de Osmanoğlularıdır. Tarih 1402 yılını gösterdiğinde devrin Sultanı Yıldırım Beyazıt ile Timur arasındaki meydana gelen Ankara Savaşından sonra bu ülkede yeniden kurulan birlik bir kez daha kesintiye uğruyor. Böyle bir ortam içinde Mevlid’in doğduğunu ve parçalanan bu siyasi yapının ve bütün beyliklerin ortak kültürü üzerine temellendirilen bir yeni ruhu aşıladığını göreceğiz. Süleyman Çelebi’nin Mevlid’i Arap bir vaizin beyliği devlete dönüştürmek isteyen Yıldırım Beyazıt’ın inşa ettiği Ulu Camide yaptığı bir vaaz üzerine gerçekleşiyor. Orada Hz. İsa’nın Hz. Peygamberimizden üstün olduğunu ispat etmeye çalışan vaazı üzerine mukabele etmek için kaleme alındı. Osmanlı ise bu dönemde yıldızı parlayan bir ekonomik faaliyet gösteriyor. Yaptığı hanlar, bedestenler ve dünya tekstilin merkezi olacak doğudan batıya Avrupa içlerine kadar uzanan ticaret ağının merkezi olduğunu görüyoruz.”
“Mevlid, kurucu bir metindir”
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İrfan Boz konuşmasında Süleyman Çelebi’nin özgeçmişi ve eseri üzerine yapılan çalışmalar hakkında bilgiler verdi. Boz, “Mevlid günlük hayatımızda çok yer eden bir metin. Sadece metin olmakla kalmıyor. Bir ritüel, işin musiki tarafı da var. Herkes doğumundan ölüme giden her süreçte gerek sevinçli anlarında gerek hüzünlü anlarında Mevlid okuyor. Bu metin kurucu metindir. Milletin var olmasında, ayakta kalmasında, yükselmesinde değeri olan çok önemli bir metindir” dedi.
“Vesiletün Necat’ın bir milli mutabakat metnidir”
Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bilal Kemikli ise Mevlid’in sadece Anadolu’da okunmadığını dünyanın her yerinde okunduğunu ifade etti. Kemikli, “Mevlid sadece Anadolu’da okunmuyor. Kerkük, Bakü, Dağıstan, Kırım ve Rumeli’de okunuyor. Hala Ege Adalarında okunduğunu biliyoruz. Gurbetçilerimiz vesilesi ile dünyanın her yerinde okunuyor. Vesiletün Necat bir kurucu metindir. Vesiletün Necat’ın ikinci yönü ise bir milli mutabakat metnidir. Bir İstiklal Marşı’dır. Vesiletün Necat’a sosyal ve tarihi açıdan baktığımızda düştüğümüz yerden bizi kaldıracak yegane şey Muhammedî ahlakta toplanmakla mümkündür. Hz. Peygamberin bize bıraktığı mirası kabullenirsek o mirası güçlendirirsek yeniden ihya edersek ayağa kalkıp toparlanacağız. Vesiletün Necat’ın verdiği mesaj da budur” ifadelerini kullandı.
“Türkler en eski tarihinden beri musikinin cennetten gelme olduğuna inanırlardı”
Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Hakkı Turabi de Mevlid-i Şerifin Süleyman Çelebi’nin Hz. Peygamber’e olan aşkı ile sırlanmış bir metin olduğunu söyledi. Turabi, konuşmasında şunları kaydetti:
“Türkçemizin kudreti ile güçlenmiş bir metindir. Musikinin sırları ile sırlanmış ve tezin edilmiş bir metindir. Türkler en eski tarihinden beri musikinin cennetten gelme olduğuna inanırlardı. Onun için müzik Türkler için vazgeçilmezidir. Her zaman da vazgeçilmez olmuştur. İslamiyet’ten sonra da Peygamber Efendimiz ’in ortaya koyduğu hem estetik hem güzel sanatlar hem de sesle güzel sesle ilgili sanat olan musiki ile yaklaşımları bu anlamda Türk milletini ve Türk milletinin musiki şinas zavatını da olumlu olarak etkilemiş ve dini olan metinlerimizin de bestelenmesini ve müzikal bir şekilde okunmasını temin etmiştir. Mevlid metni edebi derslerimizin haricinde musikisiz ve makamsız bir şekilde hiçbir yerde okunmaz. Mevlid sadece derslerimizde hocalarımızın analizlerinde metin olarak okunur. Bunun haricinde okunmaz.”
Panelin ardından “Vefatının 600. Yılında Süleyman Çelebi ve Mevlid Tilaveti” programı AKÜ Devlet Konservatuvarı tarafından hazırlanan Mevlid Dinletisinin ardından sona erdi.