Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Hukuk Fakültesi ile Gelecek Araştırmaları-Stratejileri Geliştirme Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin (GAM) organize ettiği “Gelecekte Hukuk Dünyasında Yapay Zekâ” paneli gerçekleştirildi.
Hukuk Fakültesi Konferans Salonunda gerçekleştirilen panele GAM Müdürü Prof. Dr. Sedat Büyüksağiş, Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Said Mahmut Çınar, Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Hakan Kaşka, AKÜ emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Hüseyin Bayraklı, Prof. Dr. Erdem Büyüksağiş, Doç. Dr. Sinan Okur, Öğr. Gör. Muhammed İkbal İmamoğlu, akademik personel ve öğrenciler katıldı.
Panelin açış konuşmasını yapan Prof. Dr. Sedat Büyüksağiş, panel ile yapay zekânın hukuk alanında ne gibi sonuçlar doğurabileceğiyle ilgili kazanımlar elde etmeyi amaçladıklarını belirtti.
AKÜ emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Hüseyin Bayraklı ise bu tür etkinliklerin, öğrencilerin farklı alanlarda yetişmesini temin etmesinin yanında yeni beceriler kazanmalarını da sağladığını ifade etti. Bayraklı, “Yapay zekâ konusunda son yıllarda yapılan büyük çalışmalar var. Bu çalışmalar çerçevesinde yapay zekânın AKÜ Hukuk Fakültesinde de dile getiriliyor olmasından mutluluk duyduğumu belirtmek isterim” diye konuştu.
“GAM, olumlu gelecek oluşturmaya katkıda bulunmak hedefiyle kuruldu”
Doç. Dr. Said Mahmut Çınar ise GAM hakkında bilgiler verdi. Çınar, “GAM, 2012 yılında Resmi Gazete’de yayınlanan yönetmelik ile AKÜ bünyesinde; ‘gelecekçilik’ fikrinin anlaşılması, yaygınlaştırılması ve geliştirilmesi amacıyla üniversiteye, şehre ve ülkemize olumlu bir gelecek oluşturmaya katkıda bulunmak hedefiyle kurulmuştur. Şu an gelecek araştırmaları ile ilgili bir öğrenci topluluğu oluşturmak istiyoruz. Bu topluluğa katılımlarınızı önemsiyoruz” dedi.
Yapay zekâ, mümkün olmayanı kolaylaştırıyor
Panelin moderatörlüğünü yapan Öğr. Gör. Muhammed İkbal İmamoğlu ise yapay zekâ denildiğinde insanın zihinsel becerilerine benzer becerileri olan, kendisine sunulan verileri analiz edebilen, sınıflandırabilen, birbirleri ile ilişkilendirebilen, bu ilişkilendirmelerden yola çıkarak tahminler yapabilen, sonuçlar ve çözümler üretebilen bilgisayar yazılımlarının kastedildiğini ifade etti.
İmamoğlu, şunları söyledi:
“Yapay zekâ ile ilgili çalışmaların, 2. Dünya Savaşından sonraki yıllarda başladığı biliniyor. 2000’li yıllardan itibaren yapay zekâ ile ilgili çalışmaların hız kazandığını söyleyebiliriz. Günümüzde yapay zekâ teknolojilerindeki gelişmeler, hayatımızın birçok alanında karşımıza çıkmaktadır. Yapay zekâ teknolojileri tıp, mühendislik, milli güvenlik, sanayi, haberleşme, ulaşım, hukuk eğitim ve sanat gibi birçok sektörde çeşitli şekillerde kullanılmaktadır. Önceden mümkün olmayan ya da zor olan bazı faaliyetler yapay zekâ teknolojileri sayesinde mümkün olmaktadır.”
“Yapay zekâya e-kişilik atfetmek gerekebilir”
Prof. Dr. Erdem Büyüksağiş ise yapay zekânın; insan zihniyle ilişkilendirilen öğrenme, tahminlerde ve çıkarımlarda bulunma, problem çözme gibi bilişsel eylemleri taklit eden bilgisayar programları olduğunu belirtti. Büyüksağiş, “Bu programlar, insanlar tarafından belli amaçlara ulaşmak için programlanıyor. Amaç insan tarafından kuruluyor ve bilgisayar programı bu amaca ulaşabilmek için istatistikleri ya da çevresel etmenleri dikkate alarak aynı zamanda da öğrenerek birtakım tahminlerde bulunuyor ve kararlar alabiliyor” dedi. 2030 yılından sonra yapay zekânın, amaçlarını da kendi koyabilecek bir geleceğin bizi beklendiğini ifade eden Büyüksağiş sözlerine şöyle devam etti:
“Yapay zekâ kendi koyduğu amaçlar doğrultusunda kendisi hareket etmeye başlayacak. O zaman yapay zekâya bir e-kişilik atfetmek bile gerekebilir. Yapay zekâ otonomi kazanırsa kendi amaçlarını kendi belirleyip hareket edebilir. Otonomi kazanmış olan yapay zekâ ile oluşan zarar arasında illiyet bağı kurmak güçleşir. Kararı alan ile onu piyasaya süren ve kullanan arasındaki bağ zayıflar. Bu yeni gelişmeler, bizim hukuk bilgimizi kökten değiştirebilir. Yeni hukuk düzenlemeleri gerekebilir.”
“Otonom araçlarda dünya çapında mevzuat eksikliği var”
Otonom araçlardaki hukuki sorumluluk üzerine konuşma yapan Doç. Dr. Sinan Okur da yapay zeka ile geliştirilen otonom motorlu taşıtların karıştığı kazalardan oluşan zararlarda kimin sorumlu olacağının üzerinde düşünülmesi gereken bir husus olduğuna dikkat çekti. Okur, “Araç kullanmanın, insan zihninin en karışık faaliyetlerinden birisi olduğu söyleniyor. Böyle bir faaliyetin yapay zekâ tarafından kontrol edilmesi ile oluşan zararlardan kimin sorumlu olacağı da düşünülmesi gereken bir başka konu. Dünyada otonom araçların piyasaya sürülmesi ile ilgili mevzuat noktasında eksiklikler var. Türk hukukunda, otonom araçlarda sürücünün yükümlülüklerini veya araç işletenin sorumluluğunu doğrudan doğruya düzenleyen kanun düzeyinde bir mevzuat mevcut değil. Bununla beraber otonom araçların sahip olması gereken özellikler bağlamında Karayolları Trafik Kanunu önemli bir rol oynayacaktır fakat bu sorumluluk hukukuna dair doğrudan ve yalnızca otonomu konu edinen kanuni bir düzenleme değildir” şeklinde konuştu.
Panel, soru-cevap ve plaket takdimi ile sona erdi.