Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Kadın ve Aile Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından “İş Yaşamında Kadın ve Cam Tavan Sendromu” temalı konferans düzenlendi.

Sabri Bektöre Konferans Salonunda gerçekleştirilen konferansa; İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) Dekanı Prof. Dr. Gökhan Demirtaş, Dekan Yardımcısı Dr. Öğretim Üyesi Hale Fulya Yüksel, Kadın ve Aile Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Letife Özdemir ile akademik personel ve öğrenciler katıldı.

“Cam Tavan, cinsiyet temelli bir engel”

Konferansın açış konuşmasını yapan Doç. Dr. Letife Özdemir, iş yaşamında kadınların birçok engel ve zorluklarla karşılaşmalarına rağmen önemli başarılar elde ettiklerini ve çok kritik roller üstlendiklerini ifade etti. Özdemir, “İş yaşamında herkesin potansiyeline eşit şekilde erişebilmesi ve yeteneklerine göre değerlendirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Kadınlar hala birçok sektörde üst düzey pozisyonlara yükselirken görünmez engellerle karşı karşıya kalıyorlar. ‘Cam Tavan’ kadınların terfi etmelerinde liderlik pozisyonlarına erişmelerinde cinsiyet temelli bir engeldir” şeklinde konuştu. Özdemir, “Merkez olarak kadın temalı konulara dikkat çekecek faaliyetler yürütme gayreti içerisindeyiz. Bu nedenle alanında uzman kişilerle öğrencilerimizi buluşturarak etkinlikler düzenlemeye büyük önem veriyoruz” dedi.

“Kadınların yönetici pozisyonlara yükselmelerinde karşılaştığı engeller”

Konferansta konuşmacı olarak yer alan Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şenay Eray Sarıtaş, dinleyicilere kadınların iş yaşamında karşılaştığı “Cam Tavan Sendromu” hakkında bilgi verdi. Sarıtaş, “Cam Tavan Sendromu, iş yaşamında kadınların yasal bir engel olmamasına rağmen örgütsel ön yargılar ve kalıplar tarafından yaratılan, genel olarak kadınların üst düzey yönetim pozisyonlarına gelmelerinin önünü kapatan görünmez ve yapay engeller olarak tanımlanmıştır” diye konuştu. Kadınların yönetici pozisyonlara yükselmelerinde karşılaştıkları engelleri dile getiren Sarıtaş, “Kadınlar iş yaşamında birtakım engeller ile karşılaşıyorlar. Bu engeller, yöneticiler tarafından konulan engeller ve kişinin kendine koyduğu engeller olarak değerlendirilebilir” dedi.

Sarıtaş, şunları ifade etti:

“Erkek yöneticiler tarafından konulan engeller, biyolojik olmakla beraber çoğunlukla toplumsal ve kültürel odaklı cinsiyet rollerine dayalı inançlardan kaynaklıdır. Bu engellerden en önemlisi kadınlara yönelik kültürel ön yargılar ve cinsiyetçi tutumlardır. Kadın yöneticiler tarafından konulan engeller ise kendini referans alarak, ben bu noktaya nasıl geldiysem herkes gelebilir, düşüncesine sahip olma ve engelleri meşrulaştırma ve normalleştirme olarak tanımlanabilir. Kişinin kendine koyduğu engeller ise ataerkil toplumun getirdiği norm ve değerleri kabullenme şeklinde ifade edilebilir.”

Konferans, soru cevabın ardından sona erdi.

19 Nisan 2024, Cuma 227 kez görüntülendi