15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü kapsamında Afyonkarahisar Valiliği, Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) ve Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi iş birliğiyle “Güncel Uluslararası Gelişmeler Işığında 15 Temmuz’a Bakış” başlıklı konferans düzenlendi.

M. Rıza Çerçel Kültür ve Sanat Merkezinde gerçekleştirilen İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Fişne’nin verdiği konferansa; Afyonkarahisar Valisi Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı, Afyonkarahisar Milletvekili Dr. Hasan Arslan, AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakaş, Afyonkarahisar Belediye Başkan Yardımcısı Eylem Ayar, Afyonkarahisar Vali Yardımcısı İhsan Ayrancı, AKÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Şuayıp Özdemir ve Prof. Dr. Murat Peker, AFSÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Adem Aslan, AK Parti Afyonkarahisar İl Başkanı Turgay Şahin, Afyonkarahisar İl Kültür ve Turizm Müdürü Yusuf Altın ile birlikte il protokolü, öğretim elemanları ve Afyonkarahisar halkı katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan program, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından hazırlanan film gösterimi ile devam etti. Film gösterimin ardından İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Fişne tarafından sunulan “Güncel Uluslararası Gelişmeler Işığında 15 Temmuz’a Bakış” konferansa geçildi.15 Temmuz’a giden süreci, 15 Temmuz gecesinde yaşananları ve 15 Temmuz zaferinin uluslararası boyutunu anlatan Fişne, 15 Temmuz Zaferini “Ayrılıkçı Terörün Bitirilmesindeki Rolü ve Suriye’deki Rejim Değişikliğine Etkisi” konu başlıklarıyla değerlendirdi.

15 Temmuz Zaferinin ilişkili olduğu en güncel uluslararası gelişmenin bölücü terör örgütünün kendisini feshetmesi ve silah bırakma sürecine başlaması olduğunu kaydeden Fişne, şunları söyledi:

“Ülkemizin ABD, İngiltere, Almanya ve Fransa gibi küresel, Irak, Suriye, İran ve İsrail gibi bölgesel aktörlerle ilişkilerini ilgilendiren ve etkileyen yönü dikkate alındığında bunun ulusal olmanın ötesinde uluslararası bir gelişme olduğu görülecektir. 41 yıllık kanlı bir geçmişe sahip etnik temelli bölücü terör eylemlerinin nihayet son bulacak olması, elbette milletimiz ve ülkemiz açısından büyük önem taşımakta, başta dış politika ve ekonomi olmak üzere bir birçok alanda yeni fırsatlara kapı aralamaktadır.”

“Terörle mücadele çok boyutlu hale getirildi”

15 Temmuz Zaferinin ardından terörle mücadelede “Terörü Kaynağında Yok Etme Stratejisi”nin benimsendiğini belirten Fişne, “Terörle mücadele çok boyutlu hale getirilerek, özellikle son yıllarda terör örgütünün eylem kabiliyeti kırılmıştır. Bu strateji doğrultusunda Irak’ta yürütülen Pençe Kilit Operasyonları ve Suriye topraklarında icra edilen askeri harekatlar ile terör örgütüne yolu sonu gösterilmiştir. Terörle mücadelede bu yeni konseptin hayata geçirilmesinde ve önceki açılım sürecinin aksine bu yeni fesih ve silah bırakma sürecinin provokasyona uğratılamamasında 15 Temmuz Zaferinin ardından FETÖ mensuplarının başta ordu ve emniyet teşkilatımız olmak üzere kamu kurumlarımızdan büyük oranda temizlenmiş olmasının rolünü belirtmemiz gerekir” diye konuştu.

“8 Aralık Devrimi ile birlikte bölge için yeni bir dönem başladı”

15 Temmuz Zaferinin Suriye’deki rejim değişikliğine etkisini anlatan Fişne, şunları belirtti:

“Suriye’de Esed rejimine karşı 2011 yılında iç savaş başladığından itibaren ülkemiz hem büyük çaplı mülteci akını ile hem de aktif hale gelen PKK/YPG ve DEAŞ/DAİŞ gibi terör örgütlerinin yol açtığı güvenlik tehditleriyle karşı karşıya kalmıştır. Askeri olarak Türkiye, Özgür Suriye Ordusu ve muhalif güçlerle iş birliği yaparak, anarşik durumdan faydalanmaya çalışan ve ABD’nin desteğini alan PKK/YPG gibi bölücü unsurların güney sınırımız boyunca bir terör koridoru oluşturmasına izin vermemiştir. Diplomatik olarak ise Türkiye, siyasi çözüm yönünde gerçekçi ve yapıcı bir politika izlemiştir. Bu politikanın temel ilkeleri şunlar olmuştur: Suriye’nin toprak bütünlüğünün ve birliğinin korunması, ülkede akan kanın durdurulması, Suriye halkının meşru taleplerine yanıt verecek demokratik reform ve dönüşüm sürecinin barışçıl yollarla tamamlanması. Bu ilkeler doğrultusunda Türkiye, Esed ile görüşmeye hazır olduğunu bile ifade etmiştir. Ancak, özellikle İran’ın baskılarıyla buna yanaşmayan Beşar Esed, Halep’i geri alarak Şam’a doğru ilerleyen silahlı muhalifler karşısında 10 gün süren zayıf bir direnişten sonra Moskova’ya kaçmıştır. Böylece, 8 Aralık Devrimi ile birlikte hem Suriye, hem Türkiye, hem de bölge için yeni bir dönem başlamıştır.”

 Suriye’de iç savaşın sona ermesinin en çok Türkiye’nin çıkarlarına uygun düştüğünü ifade eden Fişne, “Terör örgütlerinin faaliyetlerinden kaynaklı güvenlik tehditleri ortadan kaldırılacaktır. Türkiye’nin Suriye’nin her alanda yeniden inşa edilmesine verdiği aktif destek iki ülke arasındaki ilişkileri ve bağları daha da güçlendirecektir. Ülkemize sığınmış olan 3 milyon Suriyelinin bir kısmı artık gönüllü ve güvenli bir şekilde geri dönebilecektir. Doğu Akdeniz’deki deniz sınırlarını belirlemek için Türkiye ile Suriye arasında müzakerelere başlanabilecektir” dedi.

“15 Temmuz Zaferi sonrası yeni dış politika anlayışı benimsendi”

15 Temmuz sonrasında benimsenen yeni dış politika anlayışı hakkında bilgiler veren Fişne, şöyle konuştu:

“Gereken her konuda inisiyatif üstünlüğünü elde tutmaya ve gelişmeleri lehimize yönlendirmeye çaba gösteren, sert ve yumuşak güç unsurlarını akılcı ve dengeli bir şekilde bir arada kullanan, haklının ve mazlumun yanında duran, insan odaklı, bölgesel istikrarı gözeterek evrensel ilkelere saygılı, etkin, yerli ve milli dış politika şeklinde tanımlanmaktadır. Bu dış politika anlayışının sayılan tüm bileşenleri ile en belirgin şekilde 15 Temmuz sonrasında Suriye özelinde hayata geçirildiğini görmekteyiz. Öte yandan Türkiye, Suriye krizine barışçıl çözüm bulunabilmesi amacıyla gerçekleştirilen tüm uluslararası girişimlerde aktif yer almış, siyasi çözüm için yoğun çaba sarf etmiştir. Türkiye’nin diplomatik çabaları 15 Temmuz Zaferi sonrasında daha etkin bir mekanizmanın kurulmasına yol açmıştır.”

“Türkiye’nin dış politikasında olumlu yönde dönüşüm”

15 Temmuz Hain Darbe Girişimi sonrası Türkiye’nin dış politikasında olumlu yönde bir dönüşüm yaşandığını ifade eden Fişne, “Bu dönüşüm sayesinde ülkemizin önünde yeni fırsatlar doğuran Terörsüz Türkiye Projesi ile 8 Aralık Suriye Devrimi’nin gerçekleşmesi mümkün olmuştur. Dağlık Karabağ Savaşında verdiğimiz destek Azerbaycan ile ilişkilerimize nasıl özel bir nitelik kazandırdı ise, ele aldığımız bu iki uluslararası gelişmenin de Türkiye’nin Irak ve Suriye ile benzer bir ilişki geliştirmesine önemli katkısı olacaktır. Bu sonucu, 15 Temmuz Zaferi’nin kahramanlarına borçlu olduğumuzu unutmayalım” ifadelerini kullandı.

Konferans soru cevap bölümün ardından Afyonkarahisar Valisi Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı’nın Prof. Dr. Fişne’ye teşekkür belgesi takdimi ve toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.

16 Temmuz 2025, Çarşamba 120 kez görüntülendi