Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Eğitim Fakültesi ve Afyonkarahisar İl Milli Eğitim Müdürlüğü iş birliğinde “Öğretmen Gözüyle Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ve Gelecek Vizyonu” konulu panel gerçekleştirildi.

Abdullah Kaptan Konferans Salonunda Öğretmenler Cennet Kaya, Hayriye Akar, Meryem Fulya Görhan, Emre Uğur ve Mehmet Soyuçok’un konuşmacı olarak yer aldığı panele; Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Mehmet Erkol, İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Musa Dinçgez ile akademisyen ve öğrenciler katıldı.

Panelin açış konuşmasını yapan İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Musa Dinçgez, Maarif Modeli ile bilimsel düşünebilen, gayretli, özellikle vicdanlı ve empati kurabilen nesiller yetiştirmeye çalıştıklarını söyledi. Dinçgez, “Eğitim yaptığım çok sayıdaki öğretmene anlattığım, kendilerine emanet edilen öğrenciyi nasıl ve nerede görmek istiyorlarsa, ona göre öğretmenlik yapmaları gerektiğiydi. Teslim aldığınız öğrenci, anne babalar için çok değerli bir emanettir. Sizin kendi evladınız da olsa aynı değere sahip olacaktır. Evladınıza nasıl davranılmasını istiyorsanız, bu meslekte onu yaparsanız başarılı olabilirsiniz” dedi.

“Maarif Modelinde bütüncül eğitim yapısı var”

Panelin moderatörlüğünü üstlenen Öğretmen Cennet Kaya, panelde ele alınacak konuları özetleyerek, “Eğitim sisteminin dönüşümünü öğretmenlerin bakış açısıyla ele alacağız. 21. yüzyıl becerilerinden yapay zekanın eğitimdeki etkilerine kadar uzanan geniş bir yelpazede nelerin yaşandığını katılımcılara aktaracağız” dedi. “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ve Öğretmenlik” konulu sunumu yapan öğretmen Emre Uğur ise Maarif Modelinde bütüncül eğitim yapısının olduğunu belirtti.

Uğur, şunları kaydetti:

“Eğitim sadece bilgi aktarmak değil, insanı tüm yönleriyle inşa etmektir. Bütüncül eğitim yaklaşımıyla bireyi zihniyle, kalbiyle, bedeniyle, ahlakıyla ve tüm sosyal yönleriyle ele alıyoruz. Çünkü insan; zihni, duygusu ve bedeniyle çok yönlü bir varlıktır. Madde ile manayı, akıl ile duyguyu, nefis ile vicdanı bir denge içerisinde ele alıyor ve insanı tüm yönleriyle kuşatarak erdemli davranışı hedefliyoruz. Bize sadece akademik bilgi değil, erdemli davranışa dönüştürebilen bir nesil lazım. Çünkü Maarif Modeli; sağlıklı beslenmeden spora, kötü alışkanlıklardan uzak durmaya kadar birçok beceriyle bütünleşmiş durumdadır. İnanıyorum ki şahsiyet inşa edilmeden medeniyet inşa edilemez. Maarif Modeli; zamansal bütünlük, aksiyolojik olgunluk, ülkü sahibi bir gençlik, sosyal sorumluluk, hayat boyu öğrenme, farklılaştırmış ve okul temelli bir eğitim, disiplinler arası ve disiplinler ötesi eğitim gibi temellere dayanmaktadır. Modelde açıklanan hedef ise ‘aklı selim, kalbi selim, zevki selim bir gençlik’ yetiştirmektir.”

“Köklerden kendimizi koparmadan çıkabildiğimiz en yüksek yere çıkmak”

Öğretmen Mehmet Soyuçok ise “Türkiye Milli Eğitim Sistemi Dönüşümü” temalı sunumunda Türk eğitim sisteminin tarihsel dönüşüm süreçlerini anlattı. Soyuçok, “Türkiye Milli Eğitim Sistemi Dönüşümü” temalı sunumunda Türk eğitim sisteminin tarihsel dönüşüm süreçlerini anlattı. Soyuçok, “Maarif Modeli ile yapılmak istenen, çağın değişimine ayak uydurmak, çağı yakalamak, yıldızlara uzanmak; fakat yerle ayağımızı yerden kesmeden, yani köklerden kendimizi koparmadan çıkabildiğimiz en yüksek yere çıkmaktır” dedi. Maarif Modeli’nin sabit bir son olmadığını vurgulayan Soyuçok, “Maarif Modeli, bir araştırmanın sonu veya neticesi değildir. Temelleri aynı kalmakla beraber zamanın içinde elbette ki değişecektir, güncellenecektir ve daha iyiye gidecektir” diye konuştu.

“Öğretmenlerin yeterliliği, sisteminizin başarısını gösterecektir”

Öğretmen Hayriye Akar, sunumunda çağın değişen teknolojileriyle birlikte öğretmenlerin ve öğrencilerin ihtiyaçlarının da değiştiğini belirtti. Maarif Modeli’nin yetkin ve erdemli insan temelinde kurulduğunu kaydeden Akar, “Yetkin insan, zaten bir konu hakkındaki bilgi ve becerilere sahip insan demektir. Erdemlilik ise kişinin ruh olgunluğunu, yani bireyin ruh olgunluğunu gösterir” dedi. Akar, öğretmenlerin önemine dair şu tespitleri paylaştı:

“Bu becerilere sahip öğrencileri yetiştirebilmek için bu becerilere sahip öğretmenler olmamız gerekiyor. Çünkü bir eğitim sistemini ne kadar başarılı ve güzel kurgularsanız kurgulayın, bu sistemin başarısını belirleyen, uygulayıcı olan öğretmenlerin yeterliliğidir. Öğretmene olan ihtiyaç, yüzyılın ihtiyaçları değiştiği sürece artmakta ve öğretmen rolleri de değişmektedir. Dolayısıyla öğretmenlerin kendilerini geliştirmeleri ve mesleki gelişimleri sorumluluk teşkil etmektedir.”

Öğretmen Meryem Fulya Görhan, “Yapay Zekanın Eğitime Etkisi, Fırsatlar ve Zorluklar” konulu sunumunda, yapay zekânın öğrenebilen sistemleri olan algoritmik, kendine özgü algoritmaları ve veri işleme şekline sahip sistemler olduğunu belirtti.

Görhan, konuşmasına şöyle devam etti:

“Yapay zekânın avantajlarına baktığımız zaman, ilk olarak ‘öğrenme analitiği’ dikkat çekmektedir. Yapay zekâ sistemi, öğrencilerin ders başarılarını ve verilerini takip ederek, geri kalan öğrencilerin ilerlemesini sağlayabilir veya performans tahmini düşük olan öğrencilere erken uyarı sistemi ile yönlendirme yaparak öğretmenin yükünü bir nevi hafifletebilir. Erken uyarı sistemi ve otomatik değerlendirme de hem öğrenci hem de öğretmen için önemli avantajlar sağlamaktadır. Ayrıca, yapay zekânın diğer bir faydası da deneyimsel öğrenmedir. Artırılmış, karma ve sanal gerçeklik gibi teknolojilerle desteklenen yapay zekâ, sanal laboratuvarlar kurarak, yapılması zor deneylerin öğrencilerin deneyimsel öğrenmesini daha güvenli bir şekilde destekleyebilir. Yapay zekânın da diğer teknolojik gelişmeler gibi zorlukları bulunduğunu ve bunların teknik, etik, pedagojik ve sosyal açılardan ele alınması gerektiğini ifade edebiliriz.”

Panel, soru cevap bölümünün ardından sona erdi.

02 Aralık 2025, Salı 28 kez görüntülendi