Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Gökhan Kürklü tarafından “Güvenlik Kültürü” konferansı verildi.
Mühendislik Fakültesi konferans salonunda gerçekleştirilen konferansın açış konuşmasını yapan AKÜ Mühendislik Fakültesi Maden Mühendisliği Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Erkan Özkan, İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğünün ilk konferansı olduğunu söyledi. Özkan, “70 bin yıllık insanlık tarihinde 12 bin yıl önce tarım devrimiyle beraber başlayan ve daha sonra da 500 yıl önce bilimsel devrimle devam eden tarih sürecinde sanayi devrimiyle beraber daha çok hayatımıza giren iş sağlığı ve güvenliğinin temelini oluşturan güvenlik kültürü ile ilgili ilk konferansımızı gerçekleştiriyoruz” dedi.
Sarı baret güvenliğin başladığı değil bittiği nokta
“Güvenlik Kültürü” konulu sunumunu gerçekleştiren Dr. Öğr. Üyesi Gökhan Kürklü, iş sağlığı ve güvenliği konusu tartışıldığında veya profesyoneller bu konuyu ele aldıklarında akıllara gelen resmin sarı baret olduğunu ifade etti. Kürklü, “Günümüz modern iş sağlığı ve güvenliği anlayışında maalesef sarı baret iş sağlığı ve güvenliğinin başlangıcı değil bittiği noktayı ifade ediyor. Çünkü biz iş sağlığı ve güvenliği faaliyetlerini kavradıktan sonra alamadığımız önlemler noktasında tehlike kaynaklarını yalıtmaktan, yeterli önlemler alamamaktan sıkıntılar yaşadığımızda bu sefer teker teker çalışanlarımızı yalıtmaya onlara baretler onlara maskeler giydirmeye kısaca kişisel koruyucu donanımlar dediğimiz donanımlara başvurmak zorunda kalıyoruz” diye konuştu.
Yürütülen çalışmalar bilimsel ve sistematik olmalı
İş sağlığı ve güvenliğinin tanımını yapan Kürklü, “Çalışma ortamındaki işçilerimizin veya çalışanlarımızın çeşitli iş kazalarından korunması için yürütülen sistematik ve bilimsel çalışmaları ifade eden ve multi-disipliner bir çalışma koludur. Yapılacak faaliyetler bilimsel ve sistematik değilse elde edeceğiniz iş kazaları kazanımları tamamen tesadüf üzerine kurulmuş olacak. O yüzden bunun sistematik ve bilimsel tabana oturtulması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
İş sağlığı ve güvenliği konusunda yapılan çalışmalar hakkında bilgiler veren Kürklü, şunları söyledi:
“Bu süreci ele aldığımızda yaklaşık 30 yılı aşkın süre ülkemizin iş sağlığı ve güvenliği noktasında mevzuat ihtiyacını karşılayan iş kanunu 1475 sayılı iş kanunu ki bu dönem tüzükler dönemini ifade ediyor. 30 yılı aşkın sürenin devamında 2003 yılında yeni bir ve günümüzde aktif olarak kullandığımız 4857 sayılı iş kanunu devreye girdi. Bununla birlikte tüzükler döneminin sona erdiğini yönetmelikler dönemi başladı. Bu kanuna bağlı olarak yüzün üzerinde yönetmelik yürürlüğe girdi. Fakat geçici bir madde ile tüzüklerde devamlılığını sürdürdü. Tüzük artı yönetmelikle beraber işlerin yürütüldüğü bir dönem başladı. Bu döngünün yaklaşık on yıl sonrasında da 5. Bölüm diye adlandırdığımız iş güvenliği ve sağlığı başlığı iş kanununda mülga oldu. Müstakil bir kanun halinde gelerek bugünde kısmen geçtiğimiz henüz tam anlamıyla uygulanamaya alamadığımız iş sağlığı ve güvenliği kanunu ortaya çıktı. Güvenlik Kültürü nasıl geçtiği diye baktığımızda 2003 yılı bizim için bir miladı ifade ediyor. Çünkü teorik olarak biz bu süreci izah ederken şöyle bir tanımlama kullanıyoruz. 1971 yılında çıkarılan iş sağlığı ve güvenliği anlayışında tespit bazlı re-aktif bir anlayış söz konusu iken 2003 sonrası risk bazlı pro-aktif bir anlayış ortaya çıktı.”
AKÜ öğretim elemanları ve öğrencilerin katıldığı konferans soruların cevaplanmasının ardından sona erdi.