Ticaret Bakanlığı tarafından organize edilen ve sosyal kooperatifçiliğin yaygınlaşmasını amaçlayan proje kapsamında Sosyal Kooperatif Eğitim ve Tanıtım Treni Afyonkarahisar’a geldi.
Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Rıza Çerçel Kültür Merkezi konferans salonunda gerçekleştirilen tanıtım toplantısına Afyonkarahisar Valisi Mustafa Tutulmaz, AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili İbrahim Yurdunuseven, Kooperatifçilik Genel Müdür Yardımcısı Ekrem Alper Bozkurt, Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burhanettin Çoban, Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Hüsnü Serteser, Esnaf ve Sanatkarlar Odalar Birliği Başkanı Abdulkadir Konak ve Ticaret İl Müdürü Ferhat Sümer ile birlikte çok sayıda vatandaş katıldı.
Toplantının açış konuşmasını gerçekleştiren Ticaret İl Müdürü Ferhat Sümer, sosyal kooperatifçiliğin Avrupa’da uzun yıllardan beri uygulanmakta olduğunu belirterek, “Avrupa’da yaklaşık 50 yıldır uygulanmakta olan ve ülkemizde eğitim ve sağlık alanlarında kamusal hizmetlerin yeterliliğinin ve kalitesinin yükseltilmesinde etkinliğinin arttırılması için sosyal kooperatif tanıtım ve eğitim treni Sayın Ticaret Bakanımız Ruhsan Pekcan hanımefendinin destekleriyle çıkmış olduğu yol ile bugün ilimize geldi. Bu konuda gerek yapılacak çalışmalarla, gerek verdiğiniz desteklerden ötürü hepinize teşekkür ederim” diye konuştu.
Dezavantajlı grupların desteklenmesi amaçlanıyor
Esnaf ve Sanatkârlar Odalar Birliği Başkanı Abdulkadir Konak ise Sosyal Kooperatifçilik Eğitim ve Tanıtım Trenini Afyonkarahisar’da görmekten memnuniyet duyduklarını söyledi. Konak, “Afyonkarahisar zaferin başkenti, inşallah bu tren gelince kooperatifçilik ile ilgili de bir zafer kazanılır. Sosyal kooperatifçilik henüz Türkiye’de uygulanmayan ama uygulanması için de bakanlığımızın gayret gösterdiği bir konu. Dezavantajlı grupların desteklenmesi amaçlanıyor, umarım başarıya ulaşır” dedi.
ATSO Başkanı Hüsnü Serteser ise Sosyal Kooperatifçilik Eğitim ve Tanıtım Treninin Afyonkarahisar’a gelmesiyle nostalji yaşadıklarını belirtti. Serteser, “Eskiden buradan çok tren seferi olurdu. Denizli’den, Konya’dan halen var ama eskisi gibi değil. Ancak ümit ediyoruz ki hızlı trenimiz 2019 yılında garımıza ilk defa girerek karayollarının kesiştiği nokta olan Afyonkarahisar, tren yollarında da kavşak noktası olacaktır. Bugün biraz bilgileneceğiz bu konularda, kendimizi de yine yetiştirmemiz gerekiyor. Bu konudaki istihdamın aslında çok önemli olduğunu düşünüyorum. Dezavantajlı grupların istihdam edilmesi ki aralarında engelliler, işini kaybetmişler, mülteciler yer alıyor bu grupta gerekiyor” şeklinde konuştu.
Afyonkarahisar Belediyesi her türlü desteğe hazır
Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burhanettin Çoban, projenin farklı grup için kooperatiflerin kurulmasına öncülük edeceğini kaydetti. Afyonkarahisar Belediyesi olarak her türlü desteği vereceklerini dile getiren Çoban, “Biz de bu şehrin belediye başkanı olarak bu çalışmalardan, bu gayretlerden istifade edeceğiz. Özellikle hep dezavantajlı gruplar üzerine konuşuldu. Bunlarla ilgili neler yapılır bunu da öğrenmiş olacağız. Genel müdürlüğümüzü bu açıdan tebrik ediyorum. Değerli valimizin öncülüğünde burada yapılması gereken noktaları da bize düşen görevi her konuda yapmaya hazır olduğumuzu ifade ediyorum” dedi.
Kooperatifçilik Genel Müdür Yardımcısı Ekrem Alper Bozkurt ise Ticaret Bakanlığının proje ile 1 Ekim 2018 tarihinde Ankara Garında yola çıktıklarını ve birçok şehre ulaştıklarını ifade etti. Bozkurt, “Bu proje için 1 Ekim 2018 tarihinde Ankara garından bir tren kaldırdık. Bu tren ile ülkemize sosyal kooperatifçilik bilincini yerleştirmek ve farkındalık oluşturmak istiyoruz. Gittiğimiz illerde söyleşiler yapıyoruz. Aldığımız tepkiler de şimdilik olumlu, inşallah bunun devamı da gelecek” diye konuştu.
İnsanlara balık tutma öğretilmeli
Afyonkarahisar Milletvekili İbrahim Yurdunuseven ise projenin Ticaret Bakanlığı, Aile Bakanlığı ve Ulaştırma Bakanlığı tarafından üçlü sacayağı ile gerçekleştirildiğini belirterek konuşmasına şöyle devam etti:
“Kooperatifçilik insanların bir araya gelerek el birliği, güç birliği ve ortak menfaatler için çalışması, çalıştırılması ve ortak menfaatlerin kazanılması anlamında bir sistem. Bir Çin atasözü bana balık verme balık tutmayı öğretin der. Kooperatifçilik de insanlara balık tutmayı öğretiyor. Çünkü hükümetimiz son 15 yılda sosyal yardımlar anlamında çok ciddi yardımlar yaptı. Ancak bunlar nereye kadar, ne zamana kadar? Bu sebeple bizim insanlara balık tutulmasını öğretmemiz gerekiyor. Dolayısıyla insanlara sosyal kooperatifçiliği öğretmemiz gerekiyor.”
“Devletimiz dezavantajlı gruplara dünyada ilk üçte olabilecek bir yardım uyguluyor”
Afyonkarahisar Valisi Mustafa Tutulmaz ise kooperatifçiliğin geçmişten bugüne hayatın bir parçası olduğunu kaydederek şöyle konuştu:
“Hepimiz kooperatifçiliğin bir yerinden tuttuk. Kimimiz ev almak için bunun içinde oldu, bir kısmımız tüketim kooperatiflerinin içinde oldu. Hatta bundan 20 yıl önce büyük tüketim mağazaları oluşmadığı dönemde kooperatifler büyük ekonomik tüketim mağazaları konumundaydı. Buralara gittik ancak bugün bunun farklı bir yönüyle karşılaşıyoruz. Genel olarak toplumumuzda kooperatifçiliğe yönelik algı biraz olumsuz. Bunu kabul ederek yola çıkmamız lazım. Genelde biz toplum olarak bu tür şeylere çıkar bazlı bakıyoruz. Toplumun nasıl faydalanacağını düşünmek yerine çıkar gözlü bakılabiliyor. İnşallah bu uygulamalardan çıkan dersleri önümüze koyarak başlangıç yapmakta fayda var diye düşünüyorum. Sosyal devlet olarak devletimiz dezavantajlı gruplara dünyada ilk üçte olabilecek bir yardım uyguluyor. Sosyal kooperatifçilik ile bu yardım uygulanan kişilerin hayata katılmasının yolu açılabilir.”
Tanıtım toplantısı Ticaret Uzmanı Mustafa Ceyhan Turna’nın sosyal kooperatifçilik üzerine yaptığı sunum ile sona erdi.
Tanıtım toplantısının sonraki ayağında ise AKÜ İbrahim Küçükkurt konferans salonunda “İlham Verenler Söyleşileri” gerçekleştirildi.
Ticaret Bakanlığında Uzman olarak görev yapmakta olan Melike Davaslı; Ankara’dan yola çıkarak sırasıyla Eskişehir, Kütahya, İzmir, Manisa, Balıkesir ve Aydın’a giderek sosyal kooperatif kavramını anlatmaya ve tanıtmaya çalıştıklarını söyledi. Davaslı, “Bugün de AKÜ’de aynı amaç doğrultusunda geldik. Kooperatif kelimesini Fransızcadan gelen bir kelimedir. Birlikte iş yapmak fiillerinden türüyor. Peki, biz kooperatif kelimesinin önüne neden sosyal kelimesini ekledik. Sosyal kooperatif dediğimiz kavram aslında logomuzda gizli, logomuzda insan figürleri görüyoruz. Yaşlı insanlar, işçiler, öğrenciler, engeliler yani genel olarak logodaki bu sembollerin ortak bir özelliği var. Bu figürlerin ortak özelliği topluma kolay entegre olamayan dezavantajlı gruplardır” diye konuştu.
İhtiyaç Haritası ile 15 milyonluk destek
İhtiyaç Haritası Temsilcisi Mehmet Sarıca ise İhtiyaç Haritası ile ihtiyaç sahibi olan insanlarla, bağışçıların online bir sistemde bir araya getirdiklerini dile getirdi. Mehmet Sarıca, “Yeni adı ile Platform Kooperatifiyiz. Muhtarlarla, öğretmenlerle, okullarla iş birliği içerisindeyiz. Sitede göreceğiniz üzere üye olmak oldukça basittir. Orada girdiğiniz ihtiyaca göre bağışçıda olabilirsiniz. Yaklaşık 70 bin tane üyemiz var. İhtiyaç haritası ile 1 milyondan fazla bağış yer değiştirdi. İhtiyacı olanlara toplamda 15 milyon destek verilmiştir. Para yönüyle bağış kabul etmiyoruz ama bir kitap olabilir, teleskop olabilir” şeklinde konuştu.
Kooperatifler ile 5 okul açıldı
“Başka Bir Okul Mümkün Eğitim Kooperatiflerini” temsilen konuşan Levent Kahraman, ailelere düşen rolün öneminden bahsetti. Kahraman, “Biz eğitim sistemimizdeki ihtiyaçlarımızdan dolayı ve devlet ile özel sektör arasında sıkıştığımız için yeni bir çözüm arayışına gittik. Bizim gibi düşünen ailelerle bir araya gelerek eğitim kooperatifleri kurarak okullar açabileceğimizi gördük. Bunun için bir araya geldik. Sermayelerimizi ortaklaştırdık ve okullar açmaya başladık. Şu an Türkiye’de 7 kooperatifimiz var. Bu 7 kooperatifin işletmekte olduğu 5 okulumuz var” dedi.
Genç İş Kooperatif Temsilen Mehmet Kuzu ise kooperatifin bir dayanışma sistemi olduğunu ifade ederek, “Bu dayanışma ortaklık kurmak için, ihtiyaçları karşılamak, birlikte üretim ve birlikte ürettiklerimizi eşit paylaşım için bu dayanışma gerçekleşiyor. Bu dayanışmanın sürdürülebilmesi içinde demokratik yapıya ek olarak sosyografik bir yapının da olması gerekiyor. Demokraside karar verme sürecimiz oylama yöntemidir ama sosyografik yapı da uzlaşı ve çoğunluğun dediğinin değil de azınlığında ne dediğinin önemli olduğu bir karar verme sürecidir. Sosyografik yapıda dayanışma kültürünün sürdürebilmesi açısından önemli” diye konuştu.