Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Tıp Fakültesinde Kanser Haftası nedeniyle “Kendimi ve Ailemi Kanserden Nasıl Koruyabilirim?” konulu etkinlik gerçekleştirildi.

Mavi Salonda gerçekleştirilen programa Afyonkarahisar Vali Yardımcısı Erhan Günay, AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Solak, AKÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Celal Demir, Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Özdoğan, AKÜ Tıp Fakültesi Dekan Yardımcıları Prof. Dr. Ümit Dündar ve Doç. Dr. Saliha Handan Yıldız ile AKÜ öğretim elemanları ve hasta yakınları katıldı.

“Türkiye’de termal suyu en fazla kullanan üniversiteyiz”

Toplantının değerlendirme konuşmasını yapan AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Solak, Yükseköğretim Kurulunun (YÖK)  üniversitelerden misyon ve ihtisaslaşma konusunda bulunduğu bölgeye önemli katkılar yapmasını istediğini söyledi. Topluma hizmet açısından YÖK’ün üniversitelerden talebinin olduğunu ifade eden Solak, “Üniversite yöneticileri olarak biz önce fizik tedavi ve rehabilitasyon alanını seçtik. Termal suyun mevcudiyeti ve kalitesi ile hem hastanemize gelen hastalarımıza faydamız olsun hem de sudan yararlanalım diye fizik tedavi alanını seçtik. Türkiye’de termal suyu en fazla kullanan üniversiteyiz. Bütün binalarımız termal ısınıyor. Tedavide 4 havuzumuz var. Diğer ikisi egzersiz havuzu. Ardından termal seracılıkta kullanılıyor ve şimdi de elektrik üretiminde ve ardından belediyenin çamaşır fabrikasında çamaşırların kurutulmasında kullanılıyor” diye konuştu. Toplumda önemli hastalıklardan birinin kanser olduğunu belirten Solak, “Bunlardan kendinizi korumak için Sağlık Bakanlığının aldığı plan, program var. Taramaların dışında bölgede hizmet odaklarının, hastanelerin oluşması öngörüldü; biz de bundan yararlandık. Hem ülkemizde hem dünyada yılda, günde belli sayıda insana kanser tanısı alıyor. Afyonkarahisar’ın yolların kesiştiği noktada olması belli özelliklerinin olması bu iki hizmeti öncelememize neden oldu” dedi.

Temmuz ayında Onkoloji ve Hematoloji hastanesi tam kapasite olacak

Afyon Kocatepe Üniversitesinin misyon ve ihtisaslaşma konularında bilgiler veren Solak, şunları söyledi:

“Öncelikle 2012 Aralık ayında Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon hastanemizi bitirdik. 2015 Mayıs ayında da Onkoloji ve Hematoloji hastanemizin temelini attık. 11 ayda radyoterapi merkezini bitirip temel hizmete açtık. Sanıyorum bugün 80’e yakın hasta ışın tedavisi görüyor. İkincisi ise kemoterapide Mükremin Beyin başkanlığında onkoloji bölümü, kliniği diğer hizmetlerle beraber hizmete başladı. Mükremin Bey tıbbi onkolog olarak hem danışmanlık yapıyor hem de kendisine başvuran hastaların tanı ve tedavisinde çok güzel hizmetler veriyor. 2015 Mayısında temel attık. 28 ayda binayı bitirdik. Şu anda bütünlüğü ile hizmete açmak için alımlar sürüyor. Geçtiğimiz senelerde yıllık bütçeler defaten kullanmamıza izin verilirken bu sene aylara bölündüğü için alımları beklediğimiz için geciktik. En geç Temmuz ayında Onkoloji ve Hematoloji hastanemizde tam kapasite ile taşınan bütün birimlerini dikkate alarak iki binada tam kapasite hizmete geçeceğiz. Tüp geçitlerle bağlıyız. Dolayısıyla AKÜ Tıp Fakültesi sağlık hizmetlerinde entegre iki binada 20 ameliyathane, 80 üzerinde yoğun bakım yatağı ve 700’ü aşkın yatağı ile sağlık hizmetlerini verecek.”

Gıdalar konusunda çocuklarımızı eğitmeliyiz

Afyonkarahisar Vali Yardımcısı Erhan Günay ise kanseri etkileyen unsurların gündelik yaşantının içinde olduğunu belirtti. Günay, “Korunabildiğimiz ölçüde biz büyükler kendimizi koruma adına organik beslenme konusuna dikkat etmeliyiz. Çocuklarımızın beslenmesi adına bir şeyler yapıyoruz ama bu da belli bir noktaya kadar gidiyor. Paketlenmiş gıdalarla ilgili olarak ne yaparsak yapalım, önlem alsak da çocuklarımızı bunlardan uzak tutamıyoruz. Bunların içindeki tehlikelere yönelik olarak asıl çocuklarımıza biz bu eğitimi vermeliyiz. Çocuklarımız bunların farkında olup biz aileleri uyarma noktasına gelebilsinler” dedi. Sosyal Yardımlaşma Vakfından Sorumlu Vali Yardımcısı olduğunu ifade eden Günay, karşılaştığı kanser vakaları ile ilgili şunları söyledi:

“Afyonkarahisar’dan dışarıya farklı üniversitelere farklı hastanelere sevklerin yapıldığını görüyoruz. Hocamızın dediği gibi en kısa sürede Onkoloji ve Hematoloji Hastanesinin tam kapasite ile çalışmaya başlayarak bu sevklerin önüne geçilmesi gerekiyor. Çünkü çok masraflı ve çok farklı şeylerle karşılaşıyoruz; yurt dışına gönderilmesi gereken tahlillerden bahsediyoruz. Biz bunu çoğu zaman bilmediğimiz için hocalarımızla istişare ediyoruz. Hocalarımıza yönlendiriyoruz. Dolayısıyla ümit ediyoruz ki bu alanda çok önemli başarılar elde ettiler. Onkoloji ve Hemotoloji Hastanesinin açılması ile ilgili olarak Sayın Rektörümüzü kutluyoruz. Tam kapasite ile çalışmasıyla bu sevinci hep birlikte yaşarız.”

Kanser konusunda halk bilinçlendirilmeli

AKÜ Onkoloji ve Hematoloji Hastanesi Bilimsel Koordinatörü Doç. Dr. Mükremin Uysal ise “Afyonkarahisar’da Onkoloji-Hematoloji Hizmetleri Nereden Nereye- Kanserde Erken Teşhis ve Tarama İçin Ne Yapabilirim” konulu sunumunu gerçekleştirdi.  Kanserin sadece onkoloji polikliniklerinde tedavi edilebilen bir hastalık olmadığını söyleyen Uysal, kanser hastalığında doğru bilgilenmenin tedavi kadar önemli olduğunun altını çizdi. Uysal, “Bizlerin görevi kliniklerimizden çıkarak bu toplantıda olduğu gibi kanserle ilgili doğru bilgiyi anlatmak olmalıdır. Çünkü hepimizin bildiği gibi kanser haberleri medyatik amaçlı reyting için tıklanma hilesi olarak kullanılıyor. Haberlerde flaş haber olarak geçip, en son yer alan haberi izletmek amacıyla kullanılan habere baktığımız zaman yeni olmayan bir şey olduğunu görüyoruz” dedi. Kanserin suiistimale açık bir konu olduğunu belirten Uysal, “Çıkar amaçlı tamamen ticari bir sektör var. Vicdanın yerine cüzdanın yer aldığı bir sektör var. Hem kanserden korkutuyor hem de oradan nemalanıyor. Faydası olmayınca da sen yanlış kullanmışsın deyip işin içinden çıkıyorlar. Tüm bunlardan yola çıkarak amacımız halka kanserle ilgili doğru bilginin ulaştırılması olmalıdır. Kanserin önlenebilir, tedavi edilebilir bir hastalık olduğu algısının yerleştirilmesi olmalıdır. Bu organizasyon bunların bir başlangıcıdır” şeklinde konuştu.

Hastalar şehir dışında tedavi almak zorunda kalıyordu

Afyonkarahisar’da Onkoloji ve Hematoloji Hastanesi hizmete girmeden önce hastaların şehir dışına gitmek zorunda kaldıklarını belirten Uysal, gelinen noktada hastaların Afyonkarahisar’da teşhis ve tedavi hizmeti alabildiklerini ifade etti. Uysal, “Afyonkarahisar’da Onkoloji yokken hepimizin bildiği gibi binlerce hasta şehir dışına gitmek durumunda kalıyordu. Bu durum zaten kanser tanısıyla yıkılan ailelere ekstra bir yük getiriyordu. 2012 Nisanından itibaren bu sorun çözülmeye başladı. Benim mecburi hizmete girmemle tıbbi onkoloji hizmete açılmış oldu” ifadelerini kullandı. Uysal şöyle devam etti:

“O zamanlar Nükleer Tıp Görüntüleme ve Radyasyon merkezimiz yoktu. Kanser tanılarının sürekli arttığını gördük bulunduğumuz yere sığmaz hale geldik ve 3 kez yer değiştirmek zorunda kaldık. En son fark ettik ki Afyonkarahisar’a tam teşekküllü Onkoloji ve Hematoloji hastanesinin kurulması aşikârdı. Bunun için üniversite yönetimimiz ellerini kollarını sıvadı. Sağlık Bakanlığımızın 2023 hedefleri doğrultusunda Onkoloji ve Hematoloji Hastanesinin kurulmasına karar verildi. Bu zor bir yoldu bunu biliyorduk. Ama bizim baş mimarımız vardı bu yolda bizi aldı götürdü. Bu noktalara bizi getirdi. Bu kişi bu konudaki baş döndüren gayretinde hızına yetişmek mümkün değildi. Yeri geldi Ankara’ya 2 kere gitmesi gerekti ve gitti. Enerjisiyle bizi aldı götürdü. Türkiye’de de rekor seviyede de Onkoloji ve Hematoloji hastanesine kavuşmuş olduk. Bu kişi Sayın Rektörümüz Prof. Dr. Mustafa Solak hocamızdı.”

“Kanserli bir hastanın ailesinden ayrılması en zor şey”

Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Özdoğan AKÜ’de kanser tedavisinde yapılan çalışmaların Afyonkarahisar için büyük öneme sahip olduğunu ifade etti. Özdoğan, “Kanserli bir hastanın bulunduğu bölgenin dışında, ailesinden ve dostlarından ayrılarak bir başka yerde tedavi almasının ne demek olduğunu çok iyi bilirim. Ayrıca bir onkolog olarak başka bir ülkeye muhtaç olmanın da ne olduğunu çok iyi bilirim. Bunları yaşadık çünkü. Ülkemizin gerçekten fark yaratacak insanlara ihtiyacı var. Geleceğe ışık tutacak, bizi ileriye taşıyacak, hayal kuracak insanlara ihtiyacımız var. Bu hayallerin bir kısmı gerçekleşmeyebilir ama gerçekleştireceklerimiz bile ülkemizi ileriye taşımaya yetecektir” dedi. Kanser hastalığının insanlık tarihinden bile daha eski bir hastalık olduğunu ancak hala yanlış anlaşılmalar taşıdığını dile getiren Özdoğan, “Hipokrat’ın bile tanımlaması vardır, meme kanserinde eğer dışarıya yayılma varsa tedavisi çok mümkün değildir demiş Hipokrat. Ancak dünyanın en zeki insanlarının bile yanlış anlayabildiği bir hastalık bu. Steve Jobs, çok büyük bir yanılgıyla, pankreas kanseri olduğunda erken teşhis edildiği için kurtulabilecekken, 7-8 ay kadar Hindistan’a gidiyor Çin’e gidiyor, bitkisel ilaçlar kullanıyor. Bilgiye o kadar ulaşma gücü var ki, bilgiye ulaşma gücüyle doğru bilgiyi algılama gücü arasında farklılık var” diye konuştu.

Akciğer kanseri ilk sırada

Türkiye’de kanser istatistiklerine göre akciğer kanserinin ilk sıralarda yer aldığını vurgulayan Özdoğan konuşmasına şöyle devam etti:

“Erkeklerde en çok akciğer kanserini görüyoruz, çünkü sigara en büyük problem. Ama bayanlarda da akciğer kanseri oranının yukarıya çıktığını görüyoruz, çünkü onlar da sigara içmeye başladı ve meme kanseriyle beraber akciğer kanseri de bayanlarda en çok görülenlerden birisi haline geldi. Ayrıca yaşlılık kanserin en temel nedenidir. Bu yüzden kanser, bizim barışık olmak zorunda olduğumuz bir hastalık. Küseceğimiz, kavga edeceğimiz bir hastalık değil. Hepimiz bir araç kullanıyoruz, istediğimiz kadar bakımını yapalım. En nihayetinde bir metal yorgunluğu olmuyor mu? Arabanın her yeri tıkır tıkır, her şeyine bakmışsınızdır, her şeyini değiştirmişsiniz ancak o arabanın kendisini tutabilme, taşıyabilme gücü azalıyor. Dolayısıyla bizim de vücudumuzda bizi koruyan genler de yoruluyor. Günümüzde yaşam uzuyor, yaşam uzadıkça doğal olarak vücudumuzun mekanizmaları bozulabiliyor. Artık eskisi gibi doğal afetlerde ölmüyoruz, milyonlarca insan savaşlarda yaşamlarını yitirmiyor. Kitlesel ölümler görmüyoruz. Kimyasalları çok iyi kullanıyoruz. Bu yüzden bizim kanser ile barışık olmamız gerekiyor.”

Toplantı soru-cevap ile sona erdi.

09 Nisan 2018, Pazartesi 746 kez görüntülendi