15 Temmuz Şehitleri Anma, Demokrasi ve Milli Birlik Günü etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilen demokrasi nöbetine Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) personelleri yoğun katılım gösterdi.

AKÜ personelinin kortej olarak katıldığı etkinliklere Afyonkarahisar Valisi Mustafa Tutulmaz, Afyonkarahisar Belediye Başkanı Mehmet Zeybek, Afyonkarahisar İkmal ve Garnizon Komutanı Tuğgeneral Özdemir Şan, Afyonkarahisar Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Çelenk ile Afyonkarahisar Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanı ve 2. Ağır Ceza Mahkemesi (ACM) Başkanı Fatih Serdar Köken, AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakaş, Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nurullah Okumuş,  Afyonkarahisar Vali Yardımcısı Dr. Mehmet Boztepe, İl Jandarma Komutanı J. Alb. Hamza Çömez, İl Emniyet Müdürü Gürsel Yıldız, İl Genel Meclisi Başkanı Burhanettin Çoban, AK Parti Afyonkarahisar İl Başkanı Av. Hüseyin Sezen, AKÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Murat Peker, Prof. Dr. Şuayıp Özdemir ve Prof. Dr. Yılmaz Yalçın ile AKÜ akademik ve idari personeli, kurum il müdürleri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle birlikte vatandaşlar katıldı.

Zifiri karanlık geceden aydınlığa ulaştığımızda milletimizin ne kadar soylu olduğunu gördük

15 Temmuz Şehitleri Anma, Demokrasi ve Milli Birlik Günü etkinlikleri kapsamında konuşma yapan AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakaş, 15 Temmuz 2016 gecesi olduğu gibi tekrar bir 15 Temmuz gecesinde Afyonkarahisarlılar ile birlikte meydanlarda olmanın heyecanını yaşadığını belirtti. Darbe olduğunun öğrenilmesi ile birlikte Afyonkarahisar’ın tek vücut olduğunu dile getiren Karakaş, “O gece meydana gelirken yolda gördüğümüz yaklaşık 500 civarı insanın, meydana geldiğimizde binleri aşan bir kalabalığa dönüştüğünü gördük. O gün kendime şöyle demiştim; eğer Afyonkarahisar ölçeğinde bu hain kalkışmaya karşı böyle bir direniş ruhu varsa, bu ruh ülkemizin bütün sathında bu ölçekten daha fazla şekilde kendini gösterecek, bu hain kalkışma ortaya çıkmadan önlenecek ve halkımız buna karşı büyük bir direnişle bu hainliği önleyecek ve püskürtecektir.  Ve nitekim 15 Temmuz 16 Temmuz’a döndüğünde, o zifiri karanlık gecenin aydınlık uçları görüldüğünde, sabaha doğru o aydınlığın yüzünü ve ruhunu hissettiğimizde, milletimizin ne kadar yüce ve soylu bir millet olduğunu gördük” diye konuştu.

“Özgürlüğümüzün kıymetini daha iyi anladık”

15 Temmuz gecesinin üç önemli başlığının olduğunu belirten Karakaş, konuşmasına şöyle devam etti:

“Gerçekten de o gece ne olduğunu sorduğumuzda ben bir akademisyen, bir sosyolog ve bir vatandaş olarak 3 şeyin olduğunu görüyorum. Hain bir kalkışma oldu. İradesini bir dolara satmış ve gözü dönmüş hainlerin, halkın paraları ile ellerinde bulunan silahlarla halkla kurşun yağdıran hainlerin ihanetlerini gördüm. Birincisi ihanetti. Bu ihanet karşısında canını ve malını feda ederek, malını ve evladını evinde bırakarak meydanlara koşan ve çıplak elleriyle tanklara, uçaklara, silahlara, helikopterlere müdahale etmeye çalışan, hiç düşünmeden şehit olabilen yüce milletimizin direnişini gördüm. İkincisi direnişti. Bu öyle direnişti ki hem soylu, hem yüce bir direniş olarak tarihe altın harflerle yazılması gereken bir direnişti. Bu direniş hem halkın bağımsızlık mücadelesinin adıydı, hem emperyalizme karşı bir duruşu ifade ediyordu, hem de geleceğinin bir var oluş ve yok oluş mücadelesinin ifadesiydi. Dolayısıyla hem bir demokrasi mücadelesiydi, hem de bir beka mücadelesiydi. Böyle bir direnişle sonuçlanan bir mücadele batıda ya da Amerika’da yaşanmış olsaydı ciltler dolusu kitaplar yazılırdı üzerine. Efsaneleştirilirdi, tarihe büyük bir miras olarak aktarılırdı. Bizim de bunu yapmamız gerekiyor. Ama görüyoruz ki bu soylu ve yüce direnişin, bu yok oluş ve var oluş mücadelesinin sonucu olan direnişin zaman zaman aşağılanarak itibarsızlaştırılmaya çalışıldığını görüyoruz. Bu gerçekten milletimizin o gün ortaya koymuş olduğu iradenin itibarsızlaştırılmasıdır. Buna hiçbir şekilde müsaade etmemeliyiz, buna geçit vermemeliyiz. O gün var oluşun destanı yazıldı. Bu var oluşla birlikte de büyük bir diriliş ortaya çıktı. Üçüncüsü de dirilişti. O zifiri karanlık gece, sabaha aydınlıkla döndüğünde biz aslında özgür olduğumuzu fark ettik, özgürleştiğimizi fark ettik, özgürlüğümüzün kıymetini anladık. Bu yüzden bu özgürlüğümüze sahip çıkmamız gerekiyor.”

Milleti oluşturan her parça çok önemli sınavlar verdi

Dirilişe uzanan direnişin önemli aktörler ile gerçekleştiğini vurgulayan Karakaş, millet faktörünün en önde gelen aktör olduğunu belirtti. Karakaş, “Bu her türlü hamaseti de içeren kıymetli bir direnişti, övgüye mazhar olabilecek bir direnişti. Bu yüzden milletimizin bu direnişini ve millet faktörünü asla unutmamalıyız. Tabii sadece millet yoktu, milletin parçasını oluşturan medyamız çok önemli bir sınav verdi, yargımız çok önemli bir sınav verdi, emniyetimiz çok önemli bir sınav verdi. TSK içerisindeki vatansever askerlerimiz ve subaylarımız çok önemli bir sınav verdi. Okumuş olduğu salalar ile tüylerimizi diken diken eden imamlarımız, din adamlarımız büyük bir sınav verdi. Dolayısıyla millet bir bütün oldu, bir vücutta birleşti ve bütünleşti ve bu direnişi ortaya koyarak halkımızın özgürlüğüne ne derece sahip çıktığını göstermiş oldu” ifadelerini kullandı.

Millet kaderini tayin etme noktasında iradesini kullandı ve kazandı

İbn-i Haldun’un ‘Coğrafya kaderdir’ sözüne atıfta bulunan Rektör Karakaş, 15 Temmuz gecesi Türkiye’nin jeo stratejik değerinin bir kez daha anlaşıldığının altını çizdi. Karakaş, “Ünlü İslam düşünürü İbn-i Haldun der ki ‘Coğrafya Kaderdir.’ Evet, böyle bir cümlenin ve böyle bir önermenin doğruluğunu ifade edebiliriz. Evet, coğrafya kaderdir ama o kaderi yönlendirecek olanlar ise o coğrafyanın üzerinde yaşayan insanlardır. Bizim milletimiz, Anadolu’yu vatan tuttuktan itibaren, Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşması sürecinden itibaren bu coğrafyadaki kaderini hep yaşayageldi. Bu kaderini tayin etme noktasında da iradesini hep ortaya koydu ve kazandı. Eğer bugün, bu coğrafyada özgürce yaşıyorsak, bu kaderi milletimizin ortaya koymuş olduğu o güçlü iradesine borçluyuz. O gece içerisinde bu iradeyi ortaya koyarken toprağa düşenlere selam olsun, onlara Allah’tan rahmet diliyorum. Gazilerimize Allah hayırlı ve sağlıklı uzun ömürler versin diliyorum” şeklinde konuştu.

Konuşmaların akabinde program Afyonkarahisar Belediyesi Mehteran Takımının konseri, AKÜ Devlet Konservatuvarının müzik dinletisi ve saatler gece yarısını geçtikten sonra camilerde salaların okunması ile sona erdi.

16 Temmuz 2019, Salı 522 kez görüntülendi